Şu an gizlice giriyorum.Her cuma gizlice girip bölüm yayınlamaya çalışacağım,söz.Bu bölüm,geçiş bölümü gibi bir şey oldu .Bu arada,"always" sözcüğünü çok kullanıyorum ama benim için özel.Her neyse.Umarım beğenirsiniz.(Medyada Elsa)
Uyuyamıyordum.Adrian'ın yaptıklarını ve sözlerini düşünmekten gözüme uyku girmiyordu.Draco'yu seviyor muydum,emin değildim.Adrian bana bunu neden sormuştu?Erkekler kesinlikle kafamı karıştırıyordu.
Sessizce yatakta doğrulup yorganımı üzerimden attım.Düşünmeye ihtiyacım vardı.Yıldızlara bakmalıydım.Ayağıma siyah babetlerimi geçirdim.Üzerimde siyah pijama altım ve geniş gri kazağım vardı.Astronomi Kulesi'ne gitmeye karar verdim.Orada yıldızlar net ve güzeldi.Sessiz adımlarla merdivenlerden çıktım.Gittiğimde,yalnız olmadığımı fark ettim.
Draco da oradaydı.Dizlerini karnına çekmiş,sessizce duruyordu.Ayışığı yüzünü aydınlatınca,beyaz tenindeki yaşları gördüm.Ağlıyordu.
Ona fark ettirmemek için hafif adımlarla yanına doğru gittim.Yere oturup,bağdaş kurdum.Bana dönüp bakmadı bile.Çok kötü olmalıydı.Elimin tersiyle gözyaşlarını sildim.Bana döndü.Gözlerini kapatıp,direnmeye çalışıyor gibi kafasını öne eğdi."Mücadele etme."dedim alçak sesimle."Duygularını serbest bırak,üzerindeki ağırlıkları kalksın."
O her hıçkırdığında ben de üzülüyordum."Her şey çok güzel olacak,sakin ol."dedim.
"Ben berbat biriyim."
"Hayır değilsin."
Kazağının kolunu geriye doğru sıyırdı.Kolunda kocaman bir ölüm yiyen dövmesi vardı."Emin olma,ben kötü,ve korkuncum."
O suçlu değildi.Kendini suçluyordu,bundan emindim.Onu kendime çekip sıkıca sarıldığımda,şaşkın bakışlarıyla karşılaştım.
"Dövmeyi gördün."
"Gördüm."
"Bana sarılıyorsun."
"Sana sarılıyorum."
"Ama-"
"Şşşt!"dedim."Carpe diem,Draco."
"Anı yaşa."diye çevirdi.Başımla onayladığımda,gülümsedi.Güçlü kollarını belime doladı."Teşekkür ederim Elsa."dedi kısık sesiyle.
"Her zaman..."
Başını omzuma koydu.Dalgın dalgın saçlarıyla oynadım."Uyumalıyız."dedi en sonunda.Başımla onayladım.Yıldızlara son bir kez daha baktıktan sonra,yatakhaneye yol aldım.
Sabah kahvaltıda Adrian tam karşıma,Tobias çaprazıma,Serena da yanıma oturdu."Günaydın."dedim hepsine hitaben.Başlarını sallayıp gülümsediler.Ben sessizlik içerisinde kreplerimi yiyordum.Tobias ve Serena konuşuyordu. Adrian bana bakıyordu."Ne var?"dedim ona bakıp.
"Hiçbir şey."dedi gülerek.Kızarıp gözlerimi tabağıma diktim.
Kahvaltıdan sonra ders programıma baktım.
KSKS-İksir-Muggle Tarihi
Yatakhaneye gidip kitaplarımı çantama attım.Hava soğuk gibiydi.Atkımı boynuma doladım.
Sınıfa gittiğimde,sadece iki kişi vardı:Adrian ve Ludmilla.Öpüşüyorlardı.Birdenbire,kalbim önce alev aldı,sonra buza dönüştü ve biri çekiçle vurmuşçasına parçalara ayrıldı.Canım yanıyordu.Gözüme dolan yaşlara bir anlam veremedim.Gözlerimi kırpıştırarak onları geriye gitmeye zorladım.Titreyen bacaklarımla sıraya oturdum.Kısa bir an,Ludmilla ile göz göze geldiğimizde,zafer dolu bir ifadeyle bana baktı.Adrian'ın dudaklarına daha çok yapıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Green Stars
Hayran KurguDark Green Stars Elsa Hogwarts'a yeni gelmiş,üstelik tahmin bile edemeyeceği bir binanın öğrencisi oluvermişti. Her şey bu kadar karışıkken,ona kalbini kaptırmış iki erkek arasından da birini seçmek zorundaydı. Aşk,ders,okul,arkadaşlık derken; Ya bi...