Bölüm 30 "Ejderha Krallığı, savaşmaya geldiler!"

162 12 3
                                    

Kalabalıklaşmış saraya, neşe hakimdi. Arkadaşlığın fark edilebilir yoğunluğu herkesi etkisi altına almıştı. Aynı zamanda Elsa için söylenen kehanete hazırlanılıyordu.

"Ne zaman ne olacağını asla tam olarak bilemeyiz. Ama kahinler, bu konuda az da olsa bir şey bilirler ve ben de sizi savaşa hazırlamak istiyorum. Hepiniz, kendi mertebeniz doğrultusuna çalışmalar yapacaksınız. Ortak dersleriniz de olacak ve bunları Draco ile beraber vereceğiz."

Serena'ya baktı.

"Serena, sen ve Tobias benimle beraber lanet kullanma ve kılıç dersleri alacaksınız."

"Henüz reşit değiliz, lanet yapmak yasaktır ayrıca."

Vanessa'nın söylediğinden sonra Wallace gülümsedi.

"Yeraltı Sarayı bir tür korunma ve iz gizleme büyüsüyle kaplı. Bu yüzden kimse hiçbir şey anlayamaz. Ayrıca eski anlaşmalara göre Yılan Hanedanı, bu konuda serbesttir. Evet  Vanessa, sen sarayımızın kahini Estella'dan duru görüş ve Zihinefend bir de Zihinbend dersleri alacaksın. "

"Jonathan ve Seraphine, siz şifacı olmak için çalışacaksınız. İksirlerde Draco size yardım edecek. Edward da savaşçı ekibine katılsa iyi olur. Elsa ve Jane, siz Kraliyet dersleri alacaksınız."

Duraksadı, herkesi süzdü.

"Ve ortak alacağınız dersler şunlar: Asa düellosu, Muggle dövüş sporları ve atletizm."

"Atlet- ne?"

"Atletizm, sevgili Jane. Bedeninizi daha esnek yapacak."

"Ben ne yapacağım?" dedi Draco.

"Sen mi , onlara göz kulak olacaksın..."



Bir hafta boyunca tüm saray halkı yoğun ve yorgundu. Düzenli olarak aynı şeyler tekrar ediliyordu. Seraphine ve Serena kendi alanlarında çok üstün başarılar sergilemişti. Erkekler ilerliyordu. Vanessa bazı imgeler görmeye başlamıştı ve Elsa ile Jane, prenses olmanın inceliklerini öğreniyorlardı. 

Boş oldukları zamanlarda Seraphine Edward ile beraber balkona çıkıyordu. Jane ve Jonathan mutfakta oluyordu. Serena ve Tobias antrenman yapıyordu. Wallace ve Vanessa, Elsa'yı şaşırtarak buluşmaya başlamışlardı. Genç kız onları bir arada görmekten mutluydu.

Şimdi ise Draco ile beraber dinlenme odasındaydı. 

"Bir dilek tut. Bugün Muggle'lar da dilek tutarlarç" dedi Draco.

Kız, sevgilisinin gözlerinin içine bakarak, ondan hiç ayrılmamayı diledi... 

"Burada mutlu musun, Draco?" Elsa bunu gerçekten de merak ediyordu.

"Bazen biraz yoruluyorum açıkçası, ama evet mutluyum. Sadece yakın zamanda annemi ziyaret etmek istiyorum."

"Bu ayarlanabilir. Tobias'ı alırsak Wallace'in izin vereceğine eminim."

"Elbette. Tobias çok ilerleme kaydetti, öyle değil mi?"

"Ah, sanırım evet. Arkadaşlarımın yanında olmasından çok memnunum."

"Senin memnun olmandan memnunum."

Kızın dudaklarına eğildi.

Bir süredir birbirlerini öpmüyorlardı, bunu özlemişlerdi. Sonsuzluk gibi gelen bir süre sonra, dudaklarını ayırdılar.

"Gözlerin değişti." Draco güldü.

"Yoğun duygular yaşarsam böyle olabilirmiş." Elsa kıkırdadı.

"Kıkırdamak bir prensese yakışıyor mu, Majesteleri?"

"Ah, hadi ama!"

Gülüşleri sessiz odada yankılandı.

"Bazen burası üstüme geliyor gibi,Draco. Gökyüzünü özledim."

"Evet. Ben de özledim."

"Anneni ziyaret ettiğimizde, gökyüzünü uzunca izlemeliyiz."

Adam kızın saçlarını okşadı.

"Kesinlikle öyle yapmalıyız."

Elsa adamın dizine uzandı ve gözlerini kapattı. Huzurlu hissettiği tek yer burasıydı. Draco, mutlu bir ifadeyle uyuyan kızı izledi ve o da gözlerini kapattı.




Ertesi gün Elsa yarı uyur vaziyette banyoya gitti. Ve saçlarının halini görünce hayret etti. 

"Çalı gibi olmuşlar." dedi kendi kendine. "Harika!" sessizce söylendi. Rafta duran makas gözünü çarptı.

'Yılanlar da kısalmaz umarım.' dedi kendi kendine ve makası eline aldı. Derin bir nefes aldı.


Tutam tutam saçlar yere her düştüğünde içi sızlıyordu. Yine de bunun fazla bir önemi yoktu. Nasıl olsa o bir büyücüydü ve istediği zaman saçlarını tekrar uzatabilirdi.

Aynadaki görüntüsüne tekrar baktığında memnun bir şekilde gülümsedi. Yüzü daha küçük görünüyordu ama daha ciddi bir hal almıştı.


Arkadaşlarının yanına gittiğinde Seraphine haykırdı.

"Merlin Adına! Saçların çok güzel olmuş."

"Teşekkür ederim."

Kahvaltı masasına oturduğunda Draco kızın kulağına fısıldadı.

"Sen her halinle çok güzelsin..."


Herkes mutlu bir şekilde kahvaltısını ederken muhafızlardan biri sertçe kapıyı açtı.

"Neler oluyor? dedi Wallace.

"Majesteleri" dedi adam nefes nefese." Ejderha Krallığı, savaşmaya geldiler!"



BİRİNCİ KİTABIN SONU




Dark Green StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin