Bölüm 23 "Teşekkür ederim."

198 17 6
                                    

Jorgo denen yılandan sonra uyumam biraz zor oldu.Bir yılanla konuşmuştum, ondan da tuhafı, yılanın bana hitap etme şekliydi.Majesteleri...

Gözlerimi  ovuşturarak kahvaltı masasına vardığımda, ölmeyi ciddi ciddi düşünüyordum.Adrian'ın bana baktığı zaman gözlerinde gördüğüm aşk ve mutluluk, suçlu hissetmem için başlıca bir sebepti zaten.Kim bilir, belki de ölümümü planlamama gerek kalmaz ve Turnuva'da ölürdüm?

Yılan Prenses olmak istemiyordum, şifreyi çözüp görevimi öğrenmek istemiyordum, iki erkeğin kalbini kırmak istemiyordum.İstememeyi ne kadar da çok istiyordum böyle!

Adrian omuzlarımdan tutup beni sarstığı zaman korkuyla ona baktım.

"Tam 15 dakikadır tabağına bakıyorsun, fakat çok sevdiğin kreplere dokunmadın bile.Ayrıca iç çekip durdun.Elsa, sen iyi misin?"

"Evet."dedim kısık sesimle.Boğazımı temizleyip devam ettim."İyiyim ama bilirsin, günbatımı için heyecanlıyım."

"Heyecanlanacak bir şey yok,hepimizsenin başaracağına inanıyoruz."

"Gecenin ortasındaki yıldız gibi parlayacaksın." dedi Seraphine.

Ve o anda yapmam gerekeni anladım.

"Desteğiniz için teşekkür ederim."dedim hepsine neşeyle.Belki de bu, onlara son teşekkürüm olabilirdi.

Dersler bittikten sonra Jane ile biraz vakit geçirdim.Sürekli ona sarılmamın nedenini anlayamadı,yine de bir şey söylemedi.

Günbatımı olduğundan Vanessa ile birlikte dışarı çıktık ve kutuyu,güneş ışınlarının içeri girebileceği şekilde havaya kaldırdım. Kutu açıldı,içinden minik bir not çıktı.

"Dilkat et çukurlara,taşlara ve sopalara
Sesleri dinlemeyi unutma
Kulak ver ışığa..."

"Işığı nasıl dinleyebilirsin ki?"dedi Vanessa kaşlarını çatıp.

"Bilmiyorum."derken düşünceliydim.

Ortak Salon'a vardığımızda Adrian'ın omzuna başımı koydum ve gölün derinliklerini seyrettim.Seraphine ve Serena'yla diyaloğu unutmadım.Hepsi, benim için değerliydi.

Adrian saçlarımı okşarken "Yılanlarla konuşabiliyorum."dedim birdenbire.

Genişçe oturduğu yerden doğruldu ve dikkatle yüzümü inceledi.

"Bunu ne zaman fark ettin?" diye sordu kuşkuyla.

"Dün bir yılan geldi ve benimle konuştu.Bu normal mi?"

"Bazı Slytherin'ler yılanlarla konuşabilir.Bunu. yapabilen kişilere Çatalağız denir.Salazar Slytherin, Lord Voldemort ve Harry Potter da ender rastlanan bu kişilerden en bilinenlerindendir."

"Peki, neden ben?"

"Bilmiyorum,sanırım özel olduğundan."dedi alnımdan öperek.

Ona huzursuz bir gülümseme gönderdim.

Herles uyuduğu zaman, harekete geçmem gerektiğini anladım. Sessizce üzerime bir kot pantolon ve kazak geçirdim. Hava soğuktu.

Sırt çantama asamı, işe yarayabilecek kitapları, Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerelerde Bulunurlar? , Tılsım'ın El Kitabı ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma kitaplarını aldım.Asamı, bazı kıyafetleri, özel eşyalarımı alıp Öğretmenler Yatakhanesi'ne ilerledim. Yavaşça Draco'nun odasının kapısını açtım.Hafiften gıcırdayan kapı yüzümü buruşturmama neden olurken, kararlı adımlarla yatağına ilerledim.

Draco'nun yüzü uyurken çok güzeldi.Yüzündeki huzursuz ifade dışında...

Sarı saçları dağılmış, çocuksu bir ifade vermişti ona.Çıkık elmacık kemikleri, sert yüz hatları ona erkeksi-çocuksu-çekici hava katıyordu.Yine büyüleniyordum.Bire süre izledim onu.Sonra yavaşça yüzümü onunkine yaklaştırdım.Eli hızlıca çenemi kavradı.Afallayarak onaa bakarken gözlerini açtı.

"Bütün gün tuhaf davrandın ve ne yaptığını anlamak zor değildi.Bensiz gideceğini düşünüyorsan,yanılıyorsun."

Anlamıştı.Haareketlerimle planlarımı anlayacak kadar tanıyordu beni.

"Sen bir öğretmensin.Öğrencilerin ve okula karşı bir sorumluluğun var."

"Senin de var.Bugün istifamı verdim bile.Beraber gideceğiz."

Sadakati ve sevgisi gözlerimin dolmasına yetiyor da artıyordu.Çocukluğunu kaybetmiş bu adam, benim kaybetmemem için çabalıyordu.Beni yalnız ve sevgisiz bırakmayacaktı.

"Tamam, cisimlenmemiz veya İhtiyaç Odası'nı kullanmamız gerekecek."

"İhtiyaç Odası'nı nereden biliyorsun?"

"Okulun kütüphanesine birkaç ziyaretim oldu."

"Cisimlenmek daha kolay."dedi yataktan kalkarken."Giyinmemi bekle, sonra gideceğiz."

Arkamı döndüğümde güldüğünü işittim.

"Arkanı dönmene gerek yok."dedi keyifle.

Önümü döndüğümde,üzerinde sadece pantolon olduğunu görüp kızardım.İtiraf etmeliyddim, kusursuz bir vücudu vardı.Belirgin kasları,beyaz teni...Dış görünüş meraklısı biri değildim ama bu görünüme hayran kalmamak da pek mümkün değildi.

Bir çantaya birkaç eşya tıkıştırdı ve yanıma geldi.Kolunu tuttum.

"Emin misin?Muggle hayatı yaşayacağım.Buna alışabilecek misin?Gerçekten bunu istiyor musun, yepyeni bir başlangıç yapmayı?"

"Sen varsan bütün sonları ve başlangıçları istiyorum.Seni asla bırakmayacağım."

Beni koruyacaktı.Kaybetti

ği gençliği ve çocukluğu hem bana yaşatacak, hem de benimle tekrar yaşayacaktı.Şüphe duymuyordu.Çünkü sevgi böyle bir şeydi.Sevgi, emek ve sadakat istiyordu.

"Teşekkür ederim."boğazım düğümlendiği için zor konuşuyordum."Yanımda olduğun için, beni hak ettiğimden fazla sevdiğin, değer verdiğin,inandığın için..."

"Teşekkür ederim."dedi."Sevilebilecek kadar muhteşem olduğun için..."

Kimse beklemiyordu, değil mi? Hatta editörüme bile sürpriz oldu :D (Heval, anladın sen onu ;) ) .Müzik olarak, Aurora-Running With The Volves, dinleyebilirsiniz.Medyada Draco'nun Elsa'nın yaşındaki hali.Ya da Bastille-Overjoyed.Medyada Sizi seviyorum, görüşmek üzere! <3




Dark Green StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin