Bölüm 3 "Buranın yemeklerini kim yapıyor?"

546 38 2
                                    

Selam,selam! :D Yeni bölüm hazır.Medyada Draco.İyi okumalar...

Profesör kahkahalarla gülerken,ben altıma kaçırmamak için bir sebep arıyordum.Bulmuştum:Kıyafetlerim ıslanırdı ve hiç hoş olmazdı.

Profesör gülerek"Seçmen Şapka seni neden buraya gönderdi acaba?"diye mırıldandı."Hem Beauxbatons'da hiç hayalet yok muydu?"

"Tek hayalet bir prensesti ve pudra sürerek dolaşırdı!"

"Korkmana gerek yok,gel seni tanıştırayım."

Hafifçe elimden tutunca dizlerim daha çok titremeye başladı.

"Bu Gri Leydi.Ravenclaw Hayaleti."güzel yüzlü kadın hayalet hafifçe gülümsedi.Ben de gülümsemeyi denedim ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.

"Sir Cadocan,Hufflepuff Hayaleti."şovalyeye baktım..

"Neredeyse Kafasız Nick,ah yani şey,Sir Nicholas.Gryffindor Hayaleti."gerçekten de kafasını yerinde tutan tek bir et parçası vardı.

"Ve Kanlı Baron." işte bu hayalet korkunçtu.Delik deşik ve kan içindeydi."Slytherin Hayaleti."

"Neden hiç şaşırmadım acaba?"diye mırıldandım.

Profesör bana bakıp gülümsedikten sonra hayaletlere döndü.

"Beyler ve Leydim,Elsa Snow ile tanışın."

Hayaletlere el salladım.Ardından Nick'in kafası hareket edince titremeye başladım.

"Sen en son korkmuyorum mu demiştin?"dedi Profesör.

"Çok korkuyorum."dedim.

Güven verircesine omuzlarımı sıktı.

"Korkma.Slytherin o kadar da kötü değil.Üstelik Seçmen Şapka buraya çok özel özellikler taşıyan çocukları yollar."

"Sizin özel özelliğiniz neydi?"

Bir an için gözlerinden hüzün bulutu geçti."Vicdansız bir ailenin vicdanlı ve şefkatli oğluydum ben."biraz durduktan sonra"Hadi yatakhaneye götüreyim seni."dedi.

Yatakhanenin girişinde durduk.Burası bir zindan girişiydi.

"İyi geceler Elsa."

Bayan Snow dememişti.

"İyi geceler Profesör."

Yatakhane zümrüt yeşili ve gümüş rengi ağırlıklıydı.Yanında eşyalarım duran yatağa oturdum.Formamı sandığımın üzerinde kaldırdıktan sonra sarı pijamalarımı giydim.Odanın karanlığıyla tezat oluşturuyorlardı.Yatağıma uzandım.Ve gözlerimi kapadım.

Sabah uyandığımda,saatin henüz çok erken olduğunu fark ettim.Ama uykum kaçmıştı bir kere.Ben de elime kitabımı alararak yeşil ışıkların aydınlattığı Ortak Salon'a gittim.Üzerimi değiştirmedim.Kahvaltı zamanı gelince o işi zaten halledebilirdim.Siyah deri koltuğu görünce yüzümü buruşturdum.Buradaki her şey rahatsız edici olmak zorunda mıydı?!

Zümrüt yeşili kadife koltuğa oturmakta karar kıldım.Tam kitabın en heyecanlı kısmını sessiz bir yerde okumanın keyfi içindeyken erkekler yatakhanesinin kapısı açıldı.

Ve yine karşımdaydı.

Adrian Jones.

Dalgın dalgın gözlerini ovuşturarak çıkaracağı komik seslere aldırmadan deri koltuğa kendini attı.

Kibar olmak için"Günaydın."dedim.

Bana baktı ve başını dalgın dalgın yukarı aşağı salladı.Cevap bile vermemişti.Kaba biriydi.

Bir saat boyunca ben kitap okudum,o ise sadece oturdu.

Uyanma vakti gelince başkanlardan biri masaya bir sürü parşömen bıraktı.Ne olduklarına bakmak için kitabımı kapatım masaya yaklaştım.Bunlar ders programlarıydı.Parşömenleri karıştıtrarak kendiminkini aldım.

Hufflepuff ile 2,Ravenclaw ile 4 ve Gryffindor ile 3 ortak dersimiz vardı.Ben beşinci sınıftım,Jane da dört.Bu,derslerde birbirimizi göremeyeceğimiz anlamına geliyordu.

Programı ve kitabı aldıktan sonra giyinmek için yatakhaneye döndüm.Dün yanımda oturan kız okulda en çok neyi sevdiğimi sorunca "Şölen Yemeği."dedim.

Bana gülümsedi.Adı Serena'ymış.

"Henüz kahvaltıları görmedin."

İşte bu cümle,güne iyi bir başlangıçtı.

Ya da,

Ya da ben öyle sanıyordum.

Hogwarts'ın yemeklerini kimin hazırladığını gerçekten çok merak etmeye başlamıştım.Bu muhteşem eserlerin sahibi kimdi?

Slytherin masasında kimse konuşmuyordu.Oysa Gryffindor'lar şakalaşıyor,Ravenclaw'lar konuşuyor,Hufflepuff'lar gülümseyerek birbirlerine bir şeyler anlatıyordu.

Konu açılsın diye,"Buranın yemeklerini kim yapıyor?"diye sordum.

Keşke sormasaymışım...

Dark Green StarsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin