Revan'ın bana açılmasına sevinememiştim. Yıllardır bunu beklerken buna sevinememiştim.
'Hatice dur,' diye bağırdım. Beni dinlemeden dönmeye devam ederken hala Gökalpaşko demeye de devam ediyordu.
Hatice'nin kolundan tutup gözlerine baktım. 'Abi' derken dudaklarını büzüyordu. 'Abim yapma dedim ya' derken kucağıma aldım.
Başını göğsüme koydu. 'Abi ama kızmadın ki sen' dediğin de 'kızıyorum artık' dedim ve saçlarını öptüm.'Hadi sen şimdi diğerlerinin yanına git benim de işim var,' dedim. 'Biraz daha ne olur' derken daha da sindi kucağıma.
'Revan ablam ve seninle oyun oynamayı özledim,' derken kalbime bir ok saplanmış gibi hissediyordum.'Bizde seni çok özledik,' dedim. 'Revan ablam ne zaman gelecek?' diye sorarken
'Bilmem' dedim. 'Arar mısın?' diye sordu heyecanla ve ayağa kalkıp ellerini çarptı.
'Güzelim,' dedim ama durmadı. Dudaklarını büzerken gözlerini doldurdu.'Tamam tamam,' dedim. Cebimden telefonumu çıkardım; Revan yazısının üzerinde durdu parmaklarım.
Açmazdı. Açmayacaktı.
Üzerine tıklarken Hatice yanıma geldi ve gülümseyerek ekrana baktı.
'Niye açmıyor?' diye sorarken telefon açıldı ve Revan bir şey demedi. Revan'ın gözlerine baktım ama o gözlerini benden kaçırıyordu. Etrafına baktığımda hastanenin bahçesinde gibi duruyordu.Revan bir şey demezken ekrandan uzaklaşıp Hatice'ye telefonu verdim. .
'Revan ablam' diye bağırırken gözlerinin içi gülüyordu.
'Kuzum,' dedi Revan'ın kırılmış sesi.
'Abla ne zaman geleceksin... Seni çok özledim.' derken kucağıma oturup kafasını omuzuma koydu.'Neredesin sen bakayım?' diye sordu Revan.
Hatice'ye bakıp göstermemesi için kaşlarımı kaldırdım.
'Mahalledeyiz abla,' diye cevapladı Hatice.
'Yakında gelirim yanına bal kızım,' dedi Revan. 'Gel, sen ben Gökalp abim oyun oynayalım,' dedi heyecanla.'Seninle ikimiz oynasak olmaz mı?' derken Revan sesi kısık çıkıyordu.
Hatice dudaklarını büktü. 'Olmaz ama Gökalp abim ikimizi de kucaklayıp döndürüyor onsuz olmaz,' dedi.
'Sen nasıl istersen bal kızım,' dedi Revan.'Ben şimdi Melih ve Serhat abinin yanına gideceğim sonra istersen yine konuşuruz balım,' diye ekledi.
Hatice, kafasını salladı ve ekrana öpücük attı. Daha sonra telefon kapandı.
'Siz de Cem'le ben gibi küstünüz mü?' diye sordu. Kafamı salladım. 'Bizim gibi hiç barışmaz mısınız?' diye sordu ve ayağa kalkıp karşıma oturdu ve bağdaş kurdu.
Büyümüşte benimle dertleşiyordu. Hafifçe gülümsedim.
'Bilmem, belki.' dedim. 'Sen hep ne dersin?' diye sordu.'Samyeli hep tek eser,' dedik aynı anda. 'Belki de tek esmesinin zamanı gelmiştir' dedi.
'Belki de güzelim,' dedim ve ekledim. 'Belki de üzerimizde ki Samyeli yavaş yavaş bizi terk ediyordur.' diye ekledim.
'Samyeli, bizden gitmez Gökalp abi,.' dediHatice gülümseyerek elini kalbinin üzerine koydu. 'Burası oldukça, burası hissettikçe Samyeli bizi terk etmez.' diye ekledi.
'Bunlar kimin sözleriydi?' diye sordu bana 'Benim,' dedim ve gözlerinin içine baktım.Hep bir kız kardeşim olsun istemiştim, Allah karşıma Nazeni ve Hatice'yi çıkarmıştı.
Beni anlamayan şu dünya da beni anlayan tek insanlardı.
'Canın acıyor değil mi abi?' diye sordu.
'Cem, benimle küsünce benim de çok canım acımıştı.' diye ekledi.
'Döveceğim onu yeniden,' dedim.
'Dövme abi,' dedi dudaklarını büzerek.
'Ben alıştım ama onunla küs olmaya, siz de alışırsınız belki.' diye ekledi.
'Umarım biz de alışabiliriz,' dedim. Umarım alışabilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAMYELİ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)
Teen FictionSamyeli hep tek eserdi. Samyeli hep imkansızı oynardı. Ulaşılmazdı, yanında kimse duramazdı. Samyeli herkesi yakardı..