Revan Perçe Ağzından
Tam yıkıldık derken hayat bize birer umut vermişti. Benim umudum Gökalp, Gökalp’in umudu Silo olmuştu.
Hayatımızda bir çok şey değişirken kişilerde değişiyordu.
En güvendiklerimizden darbeler alırken artık birbirimizin gözlerine şüphe ile bakıyorduk.
Yatak da yatan Nazeni’ye baktım. O bile hiç tanımadığı Silo için kendini feda etmişti.
Nazeni kimseyi kendinden önceliğine koymazken bu hayatı sadece kendi için yaşarken birisi için fedakarlık yapmıştı.
Artık kimse elimizden bir umut gitsin istemiyordu.
Nazeni’nin kendinden vazgeçmesi hepimiz için bir şok olmuştu. Özellikle Silo için bunu yapması ise bize büyük bir şok etkisi bırakmıştı.
Hepimizin bir kalbi vardı ama Nazeni’nin kalbi taşlaşmıştı.
Onun kalbi sadece Serhat’a varken.. Serhat o kalbi yok etmişti.
Aramızda farklar hep vardı. Evet beş kişi beş candık beş kandık.
Artık 4 kişi kalmıştık. Abimle, Gökalp her zaman herkesten daha yakın olmuşlardı. Her anları birlikteydi. Birlikte sünnet olmuşlardı mesela, birlikte askere gitmişlerdi, birlikte öğrenmişlerdi her şeyi.
Hepimize sorsan ayrımız gayrımız yok beşiz derdik ama onlara özel sorsan Melih ve Gökalp ikimiz derlerdi.
Bazen abimi çok kıskanırdım. Keşke onun yerinde olup Gökalp’e bu kadar yakın olsam derdim. Ama hiçbir zaman olamazdım.
Nazeni’yle her zaman abim, Gökalp ve Serhat’ı kıskanmışızdır. Çoğu zaman bizi içlerine almazlardı. Ama biz Nazeni’yle onları hep içimize alırdık.
20 yılım onlarla geçmişti. 20 yıldır da onlardan başka arkadaşım, dostum olmamıştı.
20 yıldır bunlardan başka bir şey öğrenmemiştim sanki hayatımın sonuna kadar onlarla kalıcam ve onlarla ölücem gibi hissediyordum son bir haftaya kadar.
Dara düştüğümde sağıma ne zaman baksam bana gülümseyen Nazeni olurdu ve ben ondan başkası hiç orada olsun istememiştim.
Babamdan kaçıp Nazeni’lere ağlamaya gittiğim her an hiç ne oldu demeden oturur ya benimle ağlar ya da benimle susardı.
Bazen yaralarımı sarardı bazen morarıklarımı kapardı ama hiç ne oldu, ne bunlar diye sormazdı. Onun yanında yargılanmazdım. Onun yanında kendimi hiç suçlu hissetmezdim.
Dünyanın en büyük hatasını da yapsam Nazeni bana hep gülümserdi.
Gözlerimden yaşlar akarken elimle gözlerimi sildim.
‘Çabuk uyan gül güzelim’ diye fısıldadım.
‘İskeleti ayakta tutan senmişsin meğer’
‘Herkes yıkık, herkes dökük sen yokken’ dedim.
Camdan dışarıya gökyüzüne bakarken bundan sonra ne olacağını, birlikte kalabilir miyizi düşünüyordum.
Serhat’sız biz nasıl tamam olabilirdik?
Abim kardeşini öldürmüştü nasıl bu acıdan kurtulabilirdi?
Nazeni’yi aşık olduğu kişi vurmuştu bu acıyı nasıl kapatırdı?
Hümeyra teyzeyi Gökalp kurtaramamıştı bu vicdanla nasıl hayata devam edecekti?
Ben Gökalp’ten gerçekleri saklamıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAMYELİ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)
Teen FictionSamyeli hep tek eserdi. Samyeli hep imkansızı oynardı. Ulaşılmazdı, yanında kimse duramazdı. Samyeli herkesi yakardı..