MELİH PERÇE AĞZINDAN
Içimde çiçekler açtıran kadın şimdi içimde ki çiçekleri öldürüyordu. Mahşere dahi kalamamıştık. Her zaman bir şeyleri içine gömen ben Nazeni'yi içime gömmek istemiyordum.
Ondan ayrılırken yüzümde ki hüznü sildim ve gülümsememi taktım yüzüme. "Hadi gidelim merak etmesinler" dedim.
Nazeni gözlerini silip kafasını salladı. Ayağa kalkıp elimi uzattım. Uzattığım elimi tutup ayağa kalktı.
"Teşekkür ederim" dedi. 'Melih ben gerçekten çok teşekkür ederim' dedi tekrar.
'Nazeni tamam konuştuk bitti biz Nazeni ve Melih olmaya devam edelim' dedim. Kolumun altına çekip saçlarını karıştırdım.
Saklan Melih her zaman ki gibi saklan..
Geldiğimiz yoldan ilerlerken kafasını kaldırıp bana baktı Nazeni.
'Bir şey sorayım mı?' diye sordu tatlı tatlı bakarken.
'Hıhım' dedim.
'Nasılsın?' dediğin de uzun zamandır almadığım bu soru ile yüzleşmiştim. Uzun zamandır değil hayatımda kimse bana nasılsın diye sormamıştı.
Boğazımı temizleyip 'İyiyim' dedim.
'Melih gerçekten nasılsın?' diye sordu bu sefer.
'Karışık' dedim. 'Fazla karışık' diye ekledim. Yürümeye devam ediyorduk.
'Kendini görebilsen keşke' dedi. 'Anlayamadım' diye cevapladım onu.
'Görünmez sanıyorsun kendini herkes iyi olsun diye feda ediyorsun hep kendini' dediğin de yüzüme kaçtığım şeylerin çarpması derin bir sızı bırakmıştı bende.
'Herkes seni görüyor Melih sen kendini görmüyorsun' dedi.
'Belki de' derken Nazeni'nin adımları durmuştu.
'Abi' diye seslenen Revan'ın sesiyle bakışlarımı Nazeni'den çekip karşıma baktım. Elinde arabanın anahtarını sallıyordu.
Nazeni kolumun altından çıkarken Revan ve Gökalp'in yanına doğru ilerledik.
'Neredeymiş?' diye sordum.
'Benan'da' dedi Revan gözleri bir bana bir Nazeni'de dolanıyordu.
Revan'ın elinde ki anahtarı alacakken Gökalp aldı. 'Siz arkaya bu sefer ben süreceğim' dedi imalı bakışları dolanıyordu Nazeni ve benim üzerimde.
'Bi kesin şu bakışlarınızı' dedim Revan ve Gökalp'e bakarak.
'Her şey ve herkes aynı olan veya biten bir şey yok' dedi Nazeni benim sözlerimin ardından.
'Tamam' dediler Gökalp ve Revan aynı anda. Gökalp'in elinde ki anahtarı alıp arabaya geçtim anahtarı takıp arabayı çalıştırırken yanıma Gökalp oturmuştu. Kızlar da arkaya oturduğun da arabayı sürmeye başladım.
Kimseden ses çıkmıyordu. Telefon zil sesi duyulduğun da Gökalp'in eli cebine gitti. 'Silo' dedi telefonu açarken. 'Geliyoruz bir 15 dakikaya' dedi Gökalp
'Hayır bahsetmediler' dedi bu sefer de 'İyiyiz iyiyiz' dedi ve telefonu kapattı.
'Hiç mektup falan bahseden oldu mu ?' diye sordu Gökalp
'Yok hayır' dedi kızlar 'Yok' dedim ben de 'Silo hızlı gelin mektup var size' dedi.
'Ne oluyor yine ya' dedi Nazeni
'Bilmiyorum ki ama merak ettim' dedi Gökalp.
Tekrar herkes susmuştu. Arada ki gerginlik hiç geçmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAMYELİ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteSamyeli hep tek eserdi. Samyeli hep imkansızı oynardı. Ulaşılmazdı, yanında kimse duramazdı. Samyeli herkesi yakardı..