5

1.3K 53 34
                                    

Ayağa kalkıp yıkık binaya doğru baktım. 'Ne olursa olsun hiçbirinize zarar gelmesine izin vermeyeceğim,' dedim. Omuzuma bir el dokunduğunda sağıma doğru baktım. Melih'ti. Diğer yanıma Nazeni gelmişti. 
Nazeni'nin yanında Serhat vardı.

Melih'in yanında Revan durmuştu.  'Ee hadi o zaman,' dedi Melih ve binaya doğru adım attı. Silo, bize camdan bakarken göz göze geldik. Bana onaylarcasına bakış atarken gözlerimi ondan çektim  ve binaya doğru yürümeye başladım. Nazeni, Serhat'ın sandalyesini sürerken onun yanına geçip sandalyeyi tuttum ve ben sürmeye başladım. 

'Dedikleri doğruysa... Sence  yürür müyüm?' diye sordu Serhat. 
'Olabilir,' dedim ona herhangi bir umut vermek istemiyordum. 
'Melih binaya girdiğinde  ardından Nazeni ve Revan kol kola binaya girdiler.
Arkalarından bizde girdik. İçerisi dışarıya göre fazla fazla iyiydi. 

Her yer mat siyah renkte olurken etrafta bir sürü insan bilgisayarlarda  bir şeyler yapıyorlardı. 
'Ee hoş geldiniz o zaman Samyeli çocukları,' diye bağırarak yanımıza gelen Silo'ya doğru baktık hepimiz bir anda. 
Bize gülümseyerek gelirken herkesin gözlerinde tedirginlik vardı. 
'Önceliğimiz Serhat. Şu anda hemen kliniğe yatırıp tedavisine başlamamız lazım,' dedi Serhat'a bakarak. 
Serhat'ın gözleri ışıldarken umutlandığını görüyordum. 

'Klinik nerede?' diye sordu Nazeni. 
'Burada.' Dedi Silo. 
'Bu küçük binada mı?' diye sordu Melih. Silo histerik bir kahkaha atarak Melih'e baktı. 'Evet bu binada,' dedi. 

'Beni izleyin,' derken sola doğru döndü. Ben sandalyeyi sola doğru çevirirken
Melih; Nazeni ve Revan'ı kolunun altına almıştı. Silo'nun arkasından giderken  Serhat'ın omuzuna elimi koydum.

Silo asansörün önünde durduğunda önce kendisi bindi. Ardından Melihlerde bindiğinde kenarlarda durdular. Orta tarafa sandalyeyi sürüp frenlerini kapattım. Kendimde kenara geçtiğimde Silo –1'e bastı. Asansör birden karardığında durmamıştı. Aşağı doğru hareket ediyordu ama ışıklar yoktu. 

Yanımda Revan duruyordu. Kolumu sıktığında 'Korkma,' diye fısıldadım.
Revan bana yaklaştığında kolumu iyice sıktı. Asansör durduğunda ışıklar açıldı. 
Birden herkes Revanla bana bakarken, Revan kolumu bırakıp bir adım geriledi. 

Biz, Siloyu takip ederken bir adam önümüzde durdu. 'Hazır her şey Silo.' Dedi ve bize baktı. 
Serhatta gözleri durduğunda Serhat'ın sarılı bacağına baktı. 

'Tamam,' dedi Silo bize bir şey demeden ilerlemeye devam etti. Bizde onu takip etmeye devam ettik. 

'Bu ne amına koyayım git git bitmiyor,' dedi Melih. 
Kimse bir şey demeden Silo sağdan bir odaya girdi. Önce Revan ve Nazeni ardından biz içeri girdik.

Büyük bir odaydı. Hastane yatağı sağlık cihazlarıyla donatılmıştı. 
'Serhat bir süre burada kalacak,' dedi Silo. 
'İyileşene kadar,' diye ekledi. 
'Serhat iyileşmeden bir şeye başlamayacağız merak etmeyin.' 

'Sizin odalarınız da bu katta olacak, bize güvenmediğinizin farkındayız.' Dedi hepimizin gözlerine bakarken. 
'Kızlar, hemen karşı odada kalacak sizde onların yanında ki odada,' diye ekledi. 
'Şimdi yerleşin odalarınıza sonra her şeyi ve kanıtlarıyla konuşuruz,' dedi ve aramızdan geçerek odadan çıktı. 

'Çok garip bir herif' dedi Melih arkasından. 
'Siktir et,' dedi Nazeni. 
'Serhat seni yerleştirelim bi kardeşim,' dedim. Ve sandalyenin önüne geçerek eğildim omuzlarımdan tutunabilsin diye. 
Serhat omuzlarımdan destek alıp ayağa kalktı. Yatağa oturtururken onu, Melih odayı süzüyordu. 

' Bir anda her şey nasıl değişti?' dedi Melih. 
'Her şey bir anda çok garipleşti,' diye ekledi Nazeni. 
Kafamı salladım sadece. 
Serhat yatağa yerleşirken yanındaki koltuğa oturdum. 

SAMYELİ MAHALLESİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin