♤
''Yeni bir gün'' bir yandan klasik, bir yandan ise bir çok şey ifade eden bir kelime bizler için. Her yeni bir günde onlarca hayat gözlerini yeni bir başlangıca açıyor, belki güzel belki de nefret edecekleri bir serüven onlar için başlıyor. Onlarca insanında dediğim gibi güzel yada nefret dolu serüveni sona eriyor. Onca kurtarılmayı bekleyen hayatta bu yeni günlerde, bir umut bekleyişinde oluyor. Yani demek istediğim şey, üç kelimeden oluşan bir cümle içinde ne hayatlar saklıyor. Bazen üstünkörü bakmak yerine anlamak ve düşünmek gerekir çünkü bu hayatta hiçbir şey saf değildir.Hayatı her zaman bir yola benzetirim. Başlangıç ve son bellidir, fakat yol seçimin sana bağlıdır. Hayatta böyledir, geldiğin yer ve gideceğin yer bellidir. Tanrı sana gideceğin onca yolu çizer, seçimi sana bırakır. Bizler ise önümüze kendi seçim hakkımız sunulurken kaderi suçlarız ama aslında suçladığımız o kaderi kendimiz seçeriz.
Yola yeni çıkacaklar için her şey nettir, ilerleyeceksin ve seçimini yapacaksın. Yolu bitirenler içinde her şey en az başlangıçtakiler kadar nettir, onlar seçimlerini çoktan yapmıştır. Lakin yolda kaybolmuş kişiler? Onlar ise kendilerini kurtaran birini bekliyordur. Elbet kurtarıcı olmalıdır, olmasa bile kimsenin sonu farklı değildir, aynıdır. Kurtarıcı gelmedi orada sonsuza dek kaldı diyelim gideceği yolun sonu yine aynıdır, ölümdür. Tek değişen şey kendinin değil insanların onu o sona götürmüş olmasıdır.Burada anlatmak istediğim şey umutsuz diye düşünülen vakalar, ölüme terk edilen onlarca masum can.
Gerekli araştırma yapılmadan kapatılan ve umutsuz diye anılan vakalar aynı yolda kaybolmuş kişiler gibidir. Ölüme giden yollarını kendileri çizmeleri gerekirken yolu seçen kişi, onları ölüme terk eden kişiler, yani gerekli araştırmayı yapmadan davayı kapatan dava ile sorumlu kişiler olmuştur.Hyunjin'in ve Jeongin'in umudu ise yıllardır kaybolmuş kişileri bulmaktı. Onların amacı, onlara tekrar yolu göstermek ve geri kalanını yeniden kendi seçimlerine bırakmaktı.
Bugün yeni bir gündü, her zamanki gibi Hyunjin sabah kahvesini alarak Jeongin ile kahvaltı masasına oturdu, eline kumandayı alarak haberleri açtı.
"Movie şirketi başarısına başarı katmaya devam ediyor! Yeni çıkardıkları telefon markası onlara 200 milyar won kazandırdı!"
Hyunjin dikkatli bir şekilde haberleri dinlerken Jeongin, bir elini çenesine koymuş bir şekilde kahvesini karıştırıyordu. Ayağını hızlı bir şekilde sallamasınada bakılırsa bir şeyler düşündüğü gayet ortadaydı.
"Şu Movie şirketi ile ilgili az vaka çözmedik öyle değil mi Jeongin?"
Jeongin, kafasını sallamakla yetindi.
"Neyin var senin?"
Jeongin sonunda kahveyi karıştırmayı bırakmıştı, duruşunu dikleştirdi ve karşısında ona dikkatle bakan oğlana yanıt verdi.
"Akşamki adam, aklımdan çıkmıyor. Sanki tanıyor gibiyim.""Vakalarında onca kişi gördün Jeongin, birine benzetmişsindir. Yada kim bilir belki eskiden çözdüğümüz vakalardaki kişilerden biridir, fazla yorma kafanı." Jeongin dudaklarını araladığı sırada Hyunjin'in sandalyenin üzerindeki ceketini alması ile beraber Jeongin söyleyeceği şeyden vazgeçmişti.
"Hadi Jeongin çıkalım.""Hemen geliyorum."
♤
Bugünün verimli olmasını umuyordu bu iki genç, ikiside ofislerine dağıldı. Hyunjin, bilgisayarını açtığı an önüne bir haber düştü.
"Movie şirketine saldırı!"
Haberin açıklamasında yazan şey ise şu şekildeydi:
"Sabah 10.13 civarlarında motorlu çaşıtlarla dört zanlı şirkete silahlı saldıra bulundu. Yaralanan kişi sayısı..."
Bu haberi Jeongin'e attı Hyunjin, fakat Chan çoktan olay yerine ekip göndermişti. Daha sonradan telefonundan Jeongin'i aradı.
"Haberi okudun mu, olay yerine gitmeye ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYSTERIOUS LIVES
FanfictionOnlar için umutsuz vaka yoktu. Onlar, gizemli hayatları açığa kavuşturacak güce ve umuda sahip kişilerdi.