"Her kavuşmanın bir ayrılık acısı bulunurdu elbet."
♠︎
Do Yun'un Han ile ilgili anlattıklarından sonra bembeyaz kesilen Minho'nun sesi duyuldu.
"Bu ne demek oluyor?"
Do Yun, oturduğu masanın başından, sol tarafında oturan Minho'ya bakarak gülümsedi.
"Pal sokağında ki bir çiftlikte, beklemeye devam edecek misin çocuk?"
Bu dediği ile beraber hızlıca ayağı kalkan Minho'nun dolu gözleri kendini oldukça belli ediyordu. Sevdiği kişi yaşıyordu, bu onun için ne denli güzel bir haberdi. İlk defa o an, gerçekten nefes alabildiğini hissetti.
Sandalyesinde ki ceketini alarak hızlıca odadan çıktı. Bunca zaman boyunca ayrı kalan bu iki sevgili için belki de sonsuz bir kavuşmaydı.
Kapanan kapı ile beraber Hyunjin'in sesi duyuldu. Gözleri kahvenin en koyu tonuna bürünmüş Felix'in gözlerine bakarak söze girişti.
"Aradan geçen bunca zamanda Lucas ne yaptı?"
Do Yun'a karşı yönelttiği bu soru cevapsız kaldı. Daha sonrasında dudakları tek bir kenara Kıvrılmış olan Felix'in sesi duyuldu. Lakin bu gülümseme, içinde koskoca bir acı ve sinir barındırıyordu.
"Ölmüş bir çocuk seni neden ilgilendiriyor?"
"Anlamadım?"
"Lucas, o gün göğsüne aldığı bir kurşun ile öldü dedektif."
Felix, yaşadıklarından dolayı kişilik bölünmesi yaşayan biriydi. Doktor Young jin onu, örgütün elinden kurtardığı zaman 'Felix' ismini ona karşı sunmuştu. O günden sonra ise Felix, içinde bulundurduğu çocukluğunu öldürdü. Artık Lucas yoktu, tek bir gerçek vardı. O ise Lee Felix'ti. Bu nedenle kendisine Lucas denilmesinden ölümüne nefret ederdi.
Sonrasında Do Yun, ayağı kalkarak ceketini üstüne geçirdi boğazını temizledikten sonra tekrardan söze girişti.
"Konuşmamız gereken çok şey bulunuyor çocuklar, bugünlük bu kadar. Biraz kendi aranızda bir şeyleri konuşmanızın da iyi olacağını düşünüyorum."
Tam kapıyı açacağı sırada aklına gelen şey ile tek elini havaya kaldırdı.
"Felix şuanlık işimize yaracak, kelepçe takmamanız iyi olur. Her şey bittiğinde kendi teslim olacaktır."
Onlara dönmeden söylediği bu sözle beraber odadan çıkmış bulunuyordu.
Herkes bir süre sessizliğe gömülmüş durumdaydı, sonrasında kızıl saçlının sesi duyuldu.
"Ona güvenmemiz ne kadar doğru?"
Yeji'nin onu en hassas noktasından vurması ötürü sinirle çenesi seğiriyor, gözlerini sertçe yumuyordu. Daha sonra dudaklarının arasından kısık bir sesle söyledikleri duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MYSTERIOUS LIVES
FanfictionOnlar için umutsuz vaka yoktu. Onlar, gizemli hayatları açığa kavuşturacak güce ve umuda sahip kişilerdi.