3.kişi bakış açısı
Yijin Emilynin geri gelmediğini görünce ona kırıldığını düşündü. Ancak aşağı indiğinde Emilyi bulamadı,dışarıda da bütün sarayı aradı ve bulamadı. İlk başta Leyleine söylemeyi düşündü ancak sonra vazgeçti. "Ölmüşse en azından öbür dünyada iyi hisseder." Diye düşünüp Eliy'e söylemeye gitti. Sonrasında bu düşüncesi için kendine kızdı."Emin misin Yijin?" Diye sordu Eliy.
"Yüzde yüz eminim." Diye cevapladı Yijin.
"Kral ve Kraliçeye bildirsek çok mu abartı kaçar?" Eliyin karnına korkudan ağrı girmek üzereydi.
"Bence hizmetçilerden başlamalıyız." Dedi Yijin.
"Tamam ama elbet onların kulağına gideceğinden emin ol." Dedi Eliy. Ardından odadan çıktılar."Bana selam verip dışarı çıktı." Dedi Lara. "Ve geri dönmedi."
Eliy elini kıvırcık saçlarının arasına daldırdı. Çok korkuyordu. Yijin de öyle. Eliy son çare "ceset yok değil mi?" Diye sordu Yijin'e.
"Saçmalama dışarıya baktım."
Eliy koşarak Kralın odasına gitti. Yijin arkasından elini uzattı ancak sonra bunun gerekli olduğuna karar verdi.
Eliy kralın kapısını çaldı ve içeri girdi. Kralı görünce bir nebze olsun rahatladı. Kral da olmasaydı her şey çok kötü olurdu.
"Kralım." Dedi Eliy.
"Ne oldu?" Diye sordu kral.
"Bir arkadaşımız kayıp." Diye kısaca özetledi durumu Eliy.
"Ne zamandır kayıp?" Diye sordu kral bomboş duygusuz bir suratla
"Yaklaşık bir saat." Eliy saati tam bilmese de tam biliyormuş gibi cevapladı. Aklı bunu düşünemeyecek kadar doluydu.
"Bence beklemeliyiz." Dedi kral yine hiçbir duygu göstermeden.
"Peki." Dedi Eliy büyük bir kırgınlıkla ve odadan çıktı. Eliyin geri dönerken ki ifadesini gören Yijin kralın ilgilenmediğini anladı. Eliy yanına gelip başını sallayınca emin oldu.1.kişi bakış açısı
Gözlerimin önündeki noktaların geçmesini bekliyordum. Baş ucumda siyah giyinen birisini gördüm.Suikastçı
Beni bıçaklamıştı. O lanet adam beni bıçaklamıştı ve şimdi yanı başımda oturuyordu. Ellerim karnımı kontrol etti ve ne kan ne de başka bir şey vardı. Kafamı suikastçıya çevirdiğimde baş ucumdaki silahlarla ilgilendiğini gördüm. Refleksen kafamı geriye çektim ve uyandığımı fark etti.
"Uyanmışsın seçilmiş."
"Ne yaptın bana?"diye öfke dolu bir sesle sordum
"Gördüğün üzere hiçbir şey."dedi ve ilgisi tekrar silahlara çevrildi.
"Ama beni karnımdan bıçakladığını gördüm."
"Ah Balık hafıza. Size asla fiziksel zarar vermeyeceğimi daha önceden söylemiştim. Ayrıca imza hareketimi de yapmadım."
"Ama..." Dedim ve devamını getiremedim.Uzun bir sessizlikten sonra suikastçı kendi kendine "cidden bizi seçmiş olmaları büyük tahlilsizlik" diye söylendi
"Ne?" Adam cevap vermeyince "sen de mi seçilmiş kişisin?"
"Hayır seçilmiş.Maalesef."
"O halde neyden bahsediyorsun?"
"Boşver seçilmiş. Boşver..."
"Peki beni burada tutacak mısın gerçekten?" Diye sordum ellerimle kendimi göstererek.
"Sana bağlı." Dedi suikastçı. Üstelememeye karar verip başka bir şey sordum
"Adın ne?"
"Cidden bunu söyleyeceğimi mi düşünüyorsun?"
"Ama sen hepimizinkini biliyorsun." Diyip kollarımı göğsümde birleştirdim
"Küçük bir çocuk gibi davranıyorsun."
"Aslında değilim."
"Hayır değilsin."
Bir anda karşındakinin bir suikastçı olduğunu fark ettim. Cidden bir suikastçı. Hem de babamı öldüren bir suikastçı.
"Hiçbir şey yapmayacaksan beni niye buraya getirdin ve nasıl bıçakladın ama aslında bıçaklamadın?"
"Fazla soru soruyorsun seçilmiş.""Cidden gitmem gerek." dedim.
Derin bir iç çekti. "Pekâlâ fakat bir şartla."
"Söyle."
"Bu süre zarfında kaybolduğunu kesin fark etmişlerdir. Eğer sana sorarlarsa sadece "biraz dışarı çıkmıştım." Diyeceksin başına gelenleri ve burayı anlatmayacaksın."
"Tamam" dedim başka hiçbir seçeneğim yokmuş gibi. Kapıya yöneldim. O da arkamdan geldi.
"Bu senaryoyu merdivende yaşamıştık zaten. Tekrar etmene gerek yoktu"
Adam cevap vermeyince "cidden yaptığın hiçbir şeyi anlamıyorum!" Diye bağırdım. Adam kolumu tutup sıktı. "Çünkü bilmediğin çok önemli şeyler var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Krallıkların Savaşı
Fantasy"Seni çok seviyorum." Dedi. "Ve şimdi bu an,buna en çok emin olduğum an."