19

17 3 48
                                    

"Ne?"
"Seni seviyorum." Dedi tekrardan. Cevap veremedim.
"Arkadaş olmak istemiyorum çünkü seni çok seviyorum,sana aşığım." Gözleri parladı. "Seninle sonsuza kadar arkadaş olma ihtimali beni çok korkutuyor." Tek eliyle dışarıyı işaret etti. "Tıpkı bu yağmurun hiç dinmememesi ihtimali gibi." Eliy biraz daha yaklaştı. Yine çekilemedim. Kalbim vücudumu ele geçirmişti.

"Seni sevmek çok yanlış geliyor." Dedi. "En önemli anlarda aklıma geliyorsun,seni görüp bocalıyorum." Bir adım daha. Aramızda birkaç santim zor kalmıştı. Duraksadı. Gözlerimin içine bakıyordu. "Gözlerin birer gökyüzü ve harelerin birer yıldız gibi." Dedi. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Eriyip yerle bütünleşmediğim için kendimi takdir etmeliydim.Yağmur daha da şiddetlendi. Yağmur demirine vuran damlalar üzerimize sıçramaya başladı. Bu lafın üstüne bile hâlâ bir şey diyememiştim. Hareket edemiyordum. Kalbim bütün vücudumu sabitlemişti. Dudağımı yaladım. Eliy güldü. "En azından hâlâ fiziksel tepki verebiliyorsun,felç geçirdiğinden şüphelenmeye başlamıştım." İstemsizce güldüm. Ama hâlâ olduğu yerde duruyordu. Geriye gitmemişti. Gözleri bir bana bir dudaklarıma bakıyordu. "Özür dilerim." dedi ve sonra beni öptü.

Beni öptü! Ben değil o beni öptü. İşte o anda bütün vücudumun kontrolünü kaybettim. Kalbim daha da hızlandı. Beynim düşünmeyi durdurup Yijinin yapacağı gibi mutlu mutlu anı izlemeye başladı. Gözlerim kapandı. Ve dudaklarım... Karşılık verdi! Hem de Eliy tam çekilecekken. Gözlerim kapalı olmasına rağmen Eliy'in şaşkınlığını gördüm. Hissettim. Yağmur damlaları tişörtüm ve pantolonumda izler bıraktı.

Birbirimizden ayrıldığımız da Eliy'in yüzünde şimdiye kadar hiç görmediğim bir gülümseme belirdi. Mutluluk. Mutluluktan gülümsüyordu. Elimizi aynı anda dudağımıza götürdük fakat bunu umursadığını sanmıyorum. "Bana karşılık verdin." Dedi gülümsemesi kaybolurken. Dudağının tek kenarı kalktı.
"Bu da demek oluyor ki..." Gözlerinde anlamadığım bir ifade belirdi.
"Evet,ben de seni seviyorum."

"Seni öptü mü?" Diye çığlık attı Yijin. "Ve sen de karşılık verdin!" Koşarak ağzını kapattım. "Karşı odamızda! Bağırma da sesin gitmesin." Yijin eliyle ağzındaki elimi çekti. "Tamam be tamam. Neyse en azından uyandırılmama değer bir habermiş." Gururlu gururlu gülümsedi. "Sana ne demişti? Tekrar söylesene!"
"Gözlerin birer gökyüzü ve harelerin birer yıldız." Diye tekrar ettim. Gülümsemem büyüdü. Yijin kahkaha atıp kendini yatağa bıraktı. Ben de kendi yatağıma uzandım.
Yijin bana döndü. "Vay be Emy,kıskandım." Cevap vermedim. "Emy!" Tekrar cevap vermedim. "Cidden uyudun mu?" Tekrardan cevap vermedim. "İyi" dedi Yijin. Yatakta doğruldu. "Ben de kalan detayları Eliyden dinlerim." Suratının kenarına yastığı fırlattım. Demir sesi geldi. "Hey,Gözlüğüm düştü!"

Aslında bölüm sonlarına notlar bırakmam ama bu bölümü yazarken aşırı eğlendiğimi söylemek istedim. Umarım siz de eğlenmişsinizdir. Yeni bölümde görüşmek üzere😽💕

Krallıkların SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin