Bölüm 6. Limonlu Kurabiye

358 41 4
                                    



Bölüm 6. Limonlu Kurabiye


Ahu Gözlüm;

Hislerime güvenmeni canı gönülden diliyorum. Bu kalp yalnızca senin için böyle çarparken buna inanamamak çok kırıcı olurdu. Bu işin sonunda ikimizin de üzülmemesi için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum, gönül sözü.

Eğer her şey bittikten sonra buna devam etmek istemez ve kabul etmezsen, hayatından geldiğim gibi usulca çekip gideceğim. 

Dünya üzerinde tasvir edilecek tek göz rengi sendekiler. Gerisinin hiçbir önemi yok.

Limonlu kurabiyeleri öyle bir anlattın ki midem şenlendi. Utanmasam gecenin bir yarısı kalkıp ben yapmaya çalışacağım. Gerçi sen bile tutturamadığını söylüyorsan, benimki ziyandan başka bir şey olmaz.

Bir gün kar küresinin içindeymiş gibi dans edip tüm hislerini zirveye taşıyacağıma da söz veriyorum. Kulağımıza değen narin melodilerle birlikte başından aşağı saçılan gül yapraklarını hayal ettiğim gibi mest oldum. Bir hayal bir insana bu kadar mı yakışır?

Zaman seni gördüğüm anda durup yeniden akıyor. Ben devam etsin ve kalan hikâyemizi sonuna kadar okuyalım isterdim. 

Bu hayatta en çok istediğim şey ise şimdilik bende kalsın.

Peki senin bu hayattan beklentilerin neler? Hayallerin neler? Lütfen bana seni anlat, hayatımda dinlenmeye değer tek şey sensin...

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni

Yunus Emre

Aşkından Mecnuna dönmüş biri...

Yeni mektubumla gözlerimi açtığımda içime bir neşe doldu. Asıl neşe odamı havalandırmak için penceremi açtığımda oldu. Çünkü penceremin pervazında içi limonlu kurabiye dolu bir paket buldum. Paketi de ayakkabıma sığdıramayacağı için bu yolu denemişti.

Ailecek güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra iş yerimin yolunu tuttum. Giderken de büfeden kendime bir dergi almıştım. Ne çok severdim bu gençlik dergisini okumayı.

"Günaydın kızlar. Bugün durumlar nasıl?"

"Sorma yoğunluktan bayılacağım. Seni de kasaya çekecekler bugün sanırım."

"Hadi ya? Kat yapmak varken neden kasa?"

"Orada destek lazım güzelim. İndirim günleri burası yangın yeri oluyor."

"Tamamdır. Ben bir Sezgin Bey'e uğrayım o zaman." dedikten sonra müdür odasına gittim.

"Oo Leyla Hanım hoş geldiniz. Sizin için bugünkü planım kasa." dedi gülümseyerek.

"Bakalım kasada beni neler bekleyecek?"

"Panik yapmana gerek yok. Sistem zaten seni yönlendiriyor. Ancak unutmamamız gereken yegane madde neydi? Gülümsemek." dediğinde bu kez ben güldüm. Durduk yere neden insanlara gülüyorduk anlamıyordum.

Personel defterine imza attıktan sonra içeri geçtim. Kasa dedikleri gibi vardı ve artık yorulmuşlardı. Onları yemek molasına gönderip Ya Allah diyerek işimin başına geçtim.

Gülveren Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin