Medyadaki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz.
Korkunç bir baş ağrısı eşlik ediyordu bana gözlerimi açarken, huzur dolu evimi huzura o kadar da önem vermeyen bir gürültü dolduruyordu. Gözlerimin odak noktası Tao'nun defalarca boyatmamız gerektiğine dair nutuk çektiği lekelerle dolu tavandı, kulaklarım gürültüyü duyuyor, ruhum bir gariplik olduğunu sezse de hiçbir şey hatırlamıyor ve bedenim herhangi bir tepki veremiyordu. Uyanmanın verdiği sersemlikle uğraşıyordum sadece o an.
Uyumak her ne kadar insanı dehşet derecede rahatlatan bir eylem olsa da hemen peşinden gelen uyanmak işin lanetiydi adeta. Uyumanın her şeye çare olduğunu söyleyenlere inat olsun diye vardı sanki o an uyanmak. İlk birkaç saniye, eğer bünyeniz müsaitse birkaç dakika olan bitenlerı hatta kim olduğunuzu bile hatırlamaktan uzaksınızdır. Bende de aynen öyle olmuştu, tek derdim hatta dünya üzerindeki tek dert başımın ağırmasıydı. Rengi parlak kırmızıdan soluk bir turuncuya dönen eski kanepemiz bile rahatsız etmiyordu beni. Evet salonumuzda birileri birilerine bağırıyor ve bu büyük bir gürültüye neden oluyordu fakat bunu yadırgamadım. Bizim salonumuzda olağan bir şeydi bu. Zihnim bulanıktı, kendimi yorgun hissediyordum, göğsümde tarifi imkansız bir sancı vardı fakat bunları da yadırgamadığım şeyler listesine ekledim, hatırlatmıyor ya da herhangi bir anlam ifade etmiyordu bunlar. Ardından hemen yanıbaşımda duran birisinin parfüm kokusu zihnimi bulandırdı, bilimsel açıklamalara göre hafızayı tetikleyen şeyler arasında koku da bulunuyor, o kokunun kime ait olduğunu elbette biliyordum. Ve bu bilinmezliğin tam tersi durum bir anda nefesimin kesilmesine sebep oldu.
Birisinin büyük bir çekiçle tam göğsünüzün üstüne vurduğunu düşünün, işte aynen öyle hissettim. Olan biten her şey zihnimi işgal edince tekrar o ana dönmüş gibi oldum. Fark edişin sözlük anlamının aydınlanma olduğunu kabul eden binlerce insan vardır, ben onların aksine o fark ediş anında daha çok karanlığa gömüldüm. Tüm olanlar zihnimde bir istilaya başladı, başkasının hayatından birkaç kesit gibi gözlerimin önüne falan gelmedi olan bitenler, keşke öyle olsaydı fakat olmadı, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlayıp acıyı bir kere daha hissettim. Lay'i o odada gördüğüm ilk andan o sokakta attığım çığlıklara kadar her anı bir kere daha yaşadım, büyük bir hıçkırık büyüdü içimde fakat dışarı çıkmasına izin vermedim. Hala biraz şaşkındım, ve kendime kızıyordum, bünyeme ve zayıflığıma. Başıma buyruk hareket ettiğim için kızgındım kendime, şimdiye kadar her zor anımda güçlü durmak için çaba göstermiştim. Bir anda yine aynı salaklığı yaptığım için kızgındım. Hasta gibi hissediyordum. Kıpırdayabilmekten çok uzaktaydım. Yine de kendimi zorladım, ellerim kenetlenmek için bir yer ararken bedenim kendini kastı. Kafamı hafifçe çevirmeyi başarıp salonun içine göz gezdirdim.
Ve beklenen buymuş gibi bir anda tüm gürültü kesildi, tüm başlar bana döndü yavaş yavaş. Bense kapana kısılmış bir tavşan gibi hissediyordum kendimi. Çaresizce gözlerimi etrafta gezdiriyordum, yapabildiğim başka hiçbir şey yoktu çünkü. Chen, bağırmaktan soluk soluğa kalmıştı, endişeyle gözlerini büyütüp yüzüme baktı. Tao birkaç küçük adımda yanıma geldi fakat bana dokunmaktan kaçınıyor gibiydi. Xiumin ve Luhan benden en uzak köşedeydiler ve aynı dikkatle beni inceliyorlardı. Hemen yanı başımda ise, tanıdık kokunun sahibi duruyordu. Biraz dağılmış gibiydi. Omuzları hafifçe çökmüştü, üstüdeki gömleğin üstten birkaç düğmesi açılmıştı ve gömlek pantolonundan kurtularak özgürlüğünü ilan etmişti. O da herkes gibi bana bakıyordu fakat bakışları herkesinkinden çok daha farklıydı, gözlerinde anlam veremediğim şeyler görüyordum. Belki biraz endişe, belki korku, pişmanlık. Belki de hepsinin birleşimi. Tek diyebileceğim gözlerinin beni hayata bağlayan damalarımdan birkaçı kopmuş gibi hissettirdiğiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secrets // sekai
Fanfiction"Ağzın da baya bozukmuş." dedim hiç istifimi bozmadan. "Bir de eğer beni şu anda öpmeye niyetlendiysen, hala dişlerimin arasında kusmuk parçaları var ona göre hareket et." *Sır Tutabilir misin?* kitabından uyarlamadır.