Görkem'den
"Buldum seni Görkem Karakuş."
Bu cümle kafamın içinde yankılandı birkaç kez. Şaşkınlığımı ve utancımı gizleyemeden dik dik Sena'nın yüzüne bakıyordum. En arkaya kadar gelip yanıma oturmasından anlamıştım aslında ama kabullenememiştim. Şimdiyse gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarpmıştı.
Tabii durumu bu kadar dramatize etmeye gerek de yoktu.
"Nereden buldun beni?" diye sordum.
"Bulursan bul diyen sen değil miydin?"
"Bulabileceğini düşünmemiştim."
"Bulurum demiştim."
Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu. Yiğidi öldür hakkını yeme. Önce benim ve ablamın sosyal medya hesaplarını sonradan da direkt beni bulmuştu. Gülümsedim sadece ama aşırı gergin bir gülümseme olduğundan emindim. Yan yanaydık ve bu kez Sena doğrudan benim yüzüme bakıyordu. Yakından daha da güzeldi. Şu an uzun uzun ona bakmamda sakınca yoktu umarım.
"Bana açıklaman gereken bazı şeyler var." dedi Sena.
Benim gülümsememe karşılık gülmemişti. Ben de gülümsemeyi kesmeye çalıştım ama başaramadım. Ciddileşemeden "Ne gibi şeyler?" diyebildim.
"Neden sırıtıyorsun sen?"
"Mutluyum çünkü."
"Neden?"
"Karşına çıkma cesaretini uzun bir süre daha bulamam diye endişeleniyordum. Beni büyük bir yükten kurtarmış oldun."
"Ne?"
Resmen ağzıma geleni itiraf ediyordum mantıklı da düşünemiyordum. Stresten miydi yoksa Sena yüzünden miydi, onu da bilmiyordum. Gerçi ikisi de aynı kapıya çıkıyordu.
Ben kendi kendimi yerken Sena kıkırdayınca biraz da olsa rahatladım.
"Noldu?" diye sordum gülerek.
"Yok bir şey." dedi ve yeniden ciddileşerek "Senin bana açıklayacağın şeyler var." dedi.
"Ne gibi?" diye sordum. Yüzümdeki gülümsemeyi hala silememiştim.
"Numaramı nerden buldun? Ne zamandır peşimdesin? Hakkımda başka neler biliyorsun?"
"Bu kadar mı?"
"Hayır. Kaşına ne oldu ve neden görüşmeyi ertelemek istedin?"
"Çok yerinde sorular ama bunları cevaplamak için yeterli vaktimiz yok. Birkaç durak sonra ineceğim."
Biz konuşurken otobüs durdu ve Furkan önümüzdeki kapıdan inerken Sena'yla bana bakarak gülümsedi. Yavşak. Fırsatım varken birkaç tane daha vuracaktım.
"Birkaç durak sonra insen olur mu?" diye sordu Sena.
"Daha iyi bir fikrim var."
"Neymiş o?"
"Havuzlu parkı biliyor musun?"
"Her gün önünden geçiyorum. Tabii ki biliyorum Görkem."
"Evin oraya çok uzak değilse orada inelim. Oturup rahat rahat konuşuruz."
Sena biraz düşündükten sonra cevap verdi. "Tamam ama çok durmam haberin olsun."
Yanımda olmayı kabul ettin ya çok durmasan da olur be. Ben buna da razıyım.
İnene kadar aramızda tuhaf bir sessizlik oldu. İkimiz de söyleyeceklerimizi parka saklıyorduk sanırım.
"Bir sonraki durakta iniyoruz değil mi?" diye sordu Sena.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hâlâ Otobüste Misin? | Yarı Texting
Ficção AdolescenteO da kendisine ne olduğunu bilmiyordu ama ilk gördüğü anda tutulmuştu kıza. Nedense onunla deli gibi konuşmak istiyor ama bir yandan da ona yaklaşmaktan çekiniyordu. En son bir yol buldu bulmasına da... Her şey Sena'nın uzun zamandır bindiği otobüst...