18 🚌༄ Monttaki Not

146 23 9
                                    

Sena'dan

Sabah uyanıp telefonumu kontrol ettiğimde dün görmezden geldiğim mesajları gördüm.

Görkem: Gitme (23:58)

Görkem: Özür dilerim (23:59)

Görkem: Öyle demek istemedim (23:59)

Görkem: Sena (00:00)

Görkem: Uydun mu? (00:00)

Görkem: İyi geceler (00:02)

Dün Görkem'in söylediklerinden sonra iyice kafam karıştı. Görkem çok sevimliydi evet ama daha beni ne kadar tanıyordu ki? Peki ben onu ne kadar tanıyordum? Bu kadar kıskanç olduğunu bile yeni öğrendim mesela. Ya da bana hemen evet mi hayır mı diye soracak kadar aceleci ve net olduğunu...

Ona şimdi bir cevap yazamadım. Daha doğru bir zamanda buna ayrıca vakit ayırmanın daha iyi bir fikir olduğunu düşündüm.

Bu sabah otobüste okuluma varmadan birkaç durak önce uyandım. Uyanıp daha iki durak olduğunu anladıktan sonra ister istemez gözlerimle Görkem'i aradım. O da ilerideki koltuklardan benim olduğum tarafa doğru bakıyordu. Yüzünde kırgın bir ifade vardı ama biz göz göze gelir gelmez gözlerini kaçırıp camdan dışarıya bakmaya başladı.

Direkt hayır demek yerine başka yollar mı deneseydim? Ama beni aceleye getiren oydu. Neden bu kadar erken davranmıştı ki? Kendisi "konuşulur, tanışılır, hoşlanılır, sevgili olunur..." demişti. Şimdiyse basamakları atlayan da oydu.

Anlaşıldı, o cevabı yazmak uzun sürecek.

Kafamdaki düşünceleri otobüsten inince çarpan soğuk hava bile dağıtamadı. Ben de benimle birlikte inen öğrenci kalabalığıyla beraber okula doğru yürümeye başladım.

Tam sınıfa girecekken bir kız durdurdu beni. Kıvırcık kısa saçları, kısa boyu ve iri gözleriyle çok enerjik bir havası vardı. Elinde tuttuğu mont da bendekinin aynısıydı.

"Bakar mısın?" diye seslendi bana.

"Efendim?"

"Dün senin sınıfında yazılıya girmiştim. Montumu da yanıma almıştım. Sanırım montlarımız karışmış."

"Öyle mi? Hiç fark etmemişim." dedim gülerek.

O da gülerek "Ben de notu okuyana kadar fark etmedim." dedi.

"Hangi notu?"

Kız şaşkınlıkla ve hafif bir endişeyle "Pardon, senin haberin yok muydu?" dedi ve montun cebinden yeşil bir post it çıkardı.

Yapışkan özelliği kalmamış kağıdı bana verdi.

Şimdi senin gözünde İlyas olabilirim. Hatta kendince beni öyle görmekte haklı da olabilirsin ama bencilce de olsa açık açık söyleyeceğim. Ben yanlış insanları Cemşit sanmandan korkuyorum.

İlyas ikinci bir şansı hak etmiyordu ama bence ben hak ediyorum. Mesaj atmayı bile geçtim sana notlar yazıyorum. Salakça görünebilir ama sadece aramızda geçenleri hatırlayıp bir karar vermeden önce maziyi de değerlendirmeni istiyorum.

Kağıdın arkasında kısa bir yazı daha vardı.

Hem ben İlyas kadar kötü bir adam değilim :(

Bu notu yazanın kim olduğu inci gibi yazısından belliydi. Hem bu kadar boş edebiyatı Enes'ten başkası yapamazdı. Al Yazmalım göndermeleri de kendini belli ediyordu. Anlaşılan hâlâ Yeşilçam sinemasını seviyordu.

Hâlâ Otobüste Misin? | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin