Sena'dan
Şubat tatili başlayalı bir hafta oldu ve bu bir hafta benim için kabus gibi geçti. Fizikten 76 almam yeterince kötü değilmiş gibi canım okulum yazılılardan hemen sonraki güne TYT denemesi koymuştu. Denemeye odaklanamadım ve iyi bir sıralama alamadım.
Soran olursa bütün bunlar annemle son bir haftadır kavga etmemin sebebidir. Ağlama krizleri, bağrışmalar, susmalar...
Neymiş 11.sınıfın ikinci döneminden itibaren ben artık 12.sınıf öğrencisiymişim. Doktor olmak için öyle çalışmam gerekiyormuş. Çok tembelmişim, elimden telefonu düşürmüyormuşum falan... Bir de abim 11.sınıfken hiç böyle değilmiş, ondan şu an tıp okuyabiliyormuş da bilmem neymiş.
Bugün de yaka paça dershaneye götürülüyorum. Misafir öğrenci olarak derslere katılacağım. Rakiplerim çoktan sıkı çalışmaya başlamış çünkü. Benim de takviye almam şartmış.
Abimle babam hafta boyunca birkaç kez annemle beni yumuşatmaya çalışmışlardı ama başaramayınca sessizlik kararı almışlardı. Biz dershaneye giderken yolda bu sessizliklerini koruyorlardı.
"Ayfer teyzenin kızı da bu dershaneye gitmiş. Hacettepe'de okuyor şimdi. Ortamını çok beğeneceğini söyledi." dedi annem.
"Eminim öyledir." dedim.
"Sena bazen seni gerçekten hiç anlamıyorum. Bu kadar fırsatı elinin tersiyle itiyorsun resmen. Zamanında beni böyle dershaneye vereceklerdi var ya..."
Ben bir cevap vermeyince annem anlatmaya devam etti:
"Dedene yalvardım resmen, yalvardım ama götürmedi beni dershaneye."
"Ben okuldaki dersleri de gayet iyi anlıyorum. Daha fazlasına ihtiyacım yok."
Bunu dememle annem arkasını dönüp gözümün içine bakarak konuştu:
"Belli oluyor ne kadar anladığın, 63 TYT netiyle tıp kazanılmaz kızım."
"Her deneme aynı olmuyor. Yazılı haftasından sonra yorgundum, denemeye odaklanamadım."
"Bu yazılı haftası sadece sana mı vuruyor kızım? 120 kişide 80. olmuşsun. Ben abinin okul sıralamalarında 20'den aşağı düştüğünü görmedim!" diye bağırdı annem.
"Abim benim gibi fen lisesinde okumuyordu anne. Beni normal bir Anadolu lisesine koysan ben de 20'den aşağı düşmem!" diye karşılık verdim. Sesimin titremesine engel olamadım. Yine sinirlenmiştim ve ağlamak üzereydim.
İkimiz de bağırınca babam arabayı kenara çekti ve "İkiniz de sakinleşene kadar hiçbir yere gitmiyorum." dedi.
Laf arasında abimi de kötülemek zorunda kalıyordum ama abim bunu kendimi savunmak için yaptığımı biliyordu. Söylediğim şeylere alınmıyordu. Zaten hepsi ağzımdan sinirle çıkıyordu.
Annem sakin bir ses tonuyla "Umarım bu hayattaki tek başarın gittiğin lise olmaz, Sena." dedi ve önüne döndü.
Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Kimse fark etmeden ve dershaneye varmadan kendime gelmeye çalıştım çünkü ağlamaya başlarsan annem daha çok sinirlenecekti. O sinirlendikçe ben daha çok ağlayacaktım. Bu kendimi bildim bileli yaşadığım bir durumdu ama buna hiçbir zaman alışamadım. Annem hala ne zaman bana bağırsa ilk kez bana böyle bağırıyormuş gibi gözlerim doluyordu.
Ağlamamak için gözlerimi kapattım ve parmaklarımla göz pınarlarıma bastırdım. Her zaman olmasa da bazen işe yarıyordu bu yöntem.
Yanımda oturan abimin omzumu dürtmesiyle gözlerimi açıp abime baktım. Annemle babamın görmeyeceği şekilde işaret parmağıyla annemi gösterdi sonra sen onu takma, anlamında elini salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hâlâ Otobüste Misin? | Yarı Texting
Teen FictionO da kendisine ne olduğunu bilmiyordu ama ilk gördüğü anda tutulmuştu kıza. Nedense onunla deli gibi konuşmak istiyor ama bir yandan da ona yaklaşmaktan çekiniyordu. En son bir yol buldu bulmasına da... Her şey Sena'nın uzun zamandır bindiği otobüst...