Görkem'den
Otobüse bindiğimde Sena her zamanki gibi uyuyordu. Bu uyku hastalığının sebebini merak ediyordum doğrusu. Kaçta yatıyor acaba? Bir gece "uyudun mu" yazarak kontrol etmem lazım bunu.
Şaka maka biri otobüste nasıl bu kadar rahat uyuyabilir?
Yine Sena'nın okuluna yaklaştığımızda onu uyandırmak için mesaj atacak oldum ama artık buna gerek yoktu. Artık yanına gidebilirdim. Dünkü sinema rüya gibi gelmişti bir an. Hâlâ gerçek olduğuna inanamıyordum sanırım.
"Günaydın." dedim Sena'nın omzunu dürterek.
O daha gözlerini tamamen açamazken "Ben olmadan önce nasıl uyanıyordun acaba?" diye sordum hafif alaycı bir tonda.
Hemen kendine gelip "Sen beni alıştırdın. Artık biyolojik saatim çalışmaya üşeniyor." dedi.
Gerçekten alıştın mı bana?
Gülerek "Tüh ya!" dedim.
İneceği durak yaklaştığı için "Görüşürüz." dedi ayağa kalkarken.
"Görüşürüz." diye karşılık verdim ve indi otobüsten.
Ben de sonraki durakta indim ve okula doğru yürürken Furkan "Hadi yine iyisin. Kaptın güzel kızı." dedi.
Normalde her sabah aynı otobüsten inip aynı sınıfa yürüyorduk ama bu sabah ilk defa benimle konuşmuştu. Beraber sürekli rehberliğe gitmenin gerçekten bir etkisi oluyordu sanırım. Bu geri zekalıyla bu kadar münasebetim olacağını bilsem o yumruğu hiç atmazdım.
"Dik dik bakma öyle. Dün sizi alışveriş merkezinde gördüm." dedi.
"E ne olmuş yani?"
"Sabah sabah bu ne asabilik? Sadece çok yakıştığınızı söyleyecektim."
"Furkan gözünü seveyim beni bir sal."
Ben bunu dedikten sonra bir süre sustu ve sınıftan içeri girdiğimiz an sınıfın kapısını arkamızdan kapattı.
"Oğlum, Zeynep hoca koridordayken yakınmışız gibi davransana. Çağırmasın artık şu kadın bizi." dedi Furkan.
Zeynep hoca rehberlikçiydi ve şu ana kadar bizi üç kere yanına çağırmıştı. Her seferinde de aynı şeyleri söylüyordu.
Furkan'a boş boş bakıp bir cevap vermeden Eray'ın yanına geçtim. Bir sonraki derste yazılı olduğu için trigonometri çalışıyordu.
"Oğlum şu kosinüs teoremini bir türlü ezberleyemiyorum. Kafayı yiyeceğim." dedi Eray.
"Yaz. a kare eşittir b kare artı c kare eksi 2bc çarpı kosinüs a" dedim.
"Sen bunu ne ara ezberledin?"
"Dün biraz konulara göz attım."
Eray elindeki kalemi kitabının arasına koyup "Sinemaya gitmediniz mi yoksa?" dedi.
"Gittik."
Eray bir cevap vermeden hayretle yüzüme bakarken zil çalmış, hoca sınıfa girmişti.
Tarihçi "Gençler açın kitabı. Konularda çok geriyiz." diyerek girdi sınıfa.
Furkan ve koyunları "Hocam bu ders sınava çalışabilir miyiz?" diye sordular hep bir ağızdan.
"Olmaz. Sizin sınıfta çok geriyiz. Yan sınıfta yeni üniteye geçtim." dedi hoca.
Furkan "Hocam önceki matematik yazılısından 8 aldım. Benim yüzümden hoca herkese 10 puan ekledi. Bu sınavla ortalama yükseltmem gerekiyor." deyince sınıfta bir kahkaha koptu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hâlâ Otobüste Misin? | Yarı Texting
Подростковая литератураO da kendisine ne olduğunu bilmiyordu ama ilk gördüğü anda tutulmuştu kıza. Nedense onunla deli gibi konuşmak istiyor ama bir yandan da ona yaklaşmaktan çekiniyordu. En son bir yol buldu bulmasına da... Her şey Sena'nın uzun zamandır bindiği otobüst...