Sena'dan
Normalde pazartesi sendromum vardır benim. Kimde yok ki? Çok isteksiz olurum pazartesi sabahları ama bu sabah o kadar heyecanlıyım ki otobüste uyumuyorum bile. Gözlerim fal taşı gibi açık ve onun otobüse binmesini bekliyorum.
Ama hangi duraktan biniyordu ki bu çocuk? Yoksa bindi de ben mi görmedim? En iyisi bir mesaj atmak.
Önce günaydın yazmayı düşündüm ama sonradan cumartesi günü de günaydın yazdığım aklıma geldi. Görkem benim arkadaşımdı. Sevgilim değildi. Her sabah günaydın demek olmazdı ya da ben fazla düşünüyordum.
Siz: Otobüste misin (07:17)
Görkem: Durakta bekliyorum. (07:18)
Siz: Tamamm (07:18)
Ben de iki m ile yazdım, o daha önce iki e ile yazmıştı çünkü. Normali çok ciddiydi sanırım. Bu hali de çok cilveli mi oldu ki?
Birkaç dakika sonra Görkem'in otobüse bindiğini gördüm. Üstünde okulunun kapüşonlu forması ve montu vardı. Kaşındaki yara bandı da duruyordu. Hiçbir değişiklik yoktu. Sanki hâlâ onu ilk kez gördüğüm ve onunla sohbet ettiğim cuma günündeydik. Sanki o gün biz ayrıldıktan sonra dünya durmuş da şimdi yeniden buluştuğumuz için kaldığı yerden devam ediyordu.
O da benim gibi saçma sapan şeyler düşündü mü, bilmiyorum ama o da beni gördü ve hemen yanıma geldi.
"Günaydın." dedi. Kalın ama nazik sesiyle.
Sabahları otobüste pek konuşan olmuyordu. Herkes ya sessizce telefonuyla ilgileniyor ya da uyuyordu. Bu yüzden otobüste sadece otobüsün çalışmasından kaynaklanan boğuk motor sesi oluyordu. Bu sessizlikte daha önce fark etmediğim bir şeyi fark ettim: Görkem'in ses tonunu. Kalın maskülen bir ses ama bir yandan da heyecanlı ve sevimli. Bu sesle isterse çok iyi bir konuşmacı olabilir, en zor insanı bile ikna edebilirdi.
Yine saçma sapan şeyler düşünüyorum. Muhtemelen yeni uyandığı için ve otobüste biraz fısıltıyla konuştuğumuz için ses tonu farklıydı sadece.
"Günaydın." diye karşılık verdim o tereddütle yanıma otururken.
"Naber?"
"İyidir senden?"
"Ben de iyiyim." Bunu söylerken sesi biraz çatallaşmıştı. Nazar değdirdik iyi mi?
"Bir sıkıntı yok değil mi? Sinemaya gidiyoruz okul çıkışı." diye sorarak emin olmak istedim.
"Evet. Tabii ki gidiyoruz." dedi bir saniye bile düşünmeden ve ekledi: "Biz hangi filme gidiyorduk?"
"Disney yeni bir animasyon filmi çıkarmış." dedim.
"Yakından takip ediyor musun animasyon filmlerini?" diye sordu.
"İlgimi çekenlere bakıyorum."
"İyiymiş."
Küçük sohbetimiz bu noktada tıkandı. Biz susunca otobüs eski sessizliğine gömüldü.
Garip bir süre sonra Görkem sonunda sessizliği bozarak "En sevdiğin animasyon filmi hangisi?" diye sordu bana.
"Biraz düşünmem lazım." dedim
İzlediğim hemen hemen her filmi severim ki ben. Seçici değilim. Keşke her konuda da ayran gönüllü olmasam.
Söyleyecek bir şey bulamayınca Görkem'e dönüp "Önce sen söyle." dedim.
"Arabalar." dedi hiç düşünmeden. Benim aksime neyi sevdiğinden emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hâlâ Otobüste Misin? | Yarı Texting
Fiksi RemajaO da kendisine ne olduğunu bilmiyordu ama ilk gördüğü anda tutulmuştu kıza. Nedense onunla deli gibi konuşmak istiyor ama bir yandan da ona yaklaşmaktan çekiniyordu. En son bir yol buldu bulmasına da... Her şey Sena'nın uzun zamandır bindiği otobüst...