Görkem'den
Bu sabah da otobüse bindiğimde her sabah olduğu gibi Sena'yı uyurken gördüm. Okuluna yaklaştığımızda onu uyandırmak için yanına gittim ama bir şey bana engel oldu. Onu uyandıramadım.
O şeyin ne olduğunu sanırım biliyordum: Kıskançlık. Hem de en ağırından.
Dün eve geldiğimde uzun uzun düşündüm Sena'nın Enes'in motorunda ne işi var diye. Olumlu düşünmeye çalıştım ama aklıma hiçbir mantıklı sebep gelmedi. Bütün akşam kendimi yedim bitirdim.
Sena'ya da neden eski sevgilisinin motosikletinde olduğunu sormak istedim ama aklımdaki cümleleri bir türlü toparlayamadım. Ona bunu sormaya hakkım var mıydı ki? Elimde telefonla yatağa uzandım ve bir saat mesaj yazmaya çalıştım ama yapamadım.
Sena olmayınca Enes'e yazmak için Instagram'a girdim ama ona da ne yazacağım konusunda en ufak fikrim yoktu. "Kardeş Sena geçen gün niye seninleydi?" falan mı diyecektim? Buna götüyle gülerdi.
Evet Sena benim sevgilim değildi ama aramızda bir şeyler vardı. Arkadaşlıktan fazlasıydı bu. Tek taraflıymış gibi de gelmiyordu bana.
Kendimi aldatılmış gibi hissettim. Sena'ya sinirlendim.
Bütün bu kuruntular bir araya gelince de onu bu sabah uyandıramadım. Yanına yaklaşmak istemedim. Ben otobüsten inerken o hâlâ uyuyordu.
༄
Sabah ilk ders matematikti. Hoca sınıfa girerken hocaya birçok şey sordular: "Hocam yazılıları okunuz mu?" "Hocam bu ders edebiyat yazılısına çalışabilir miyiz?" "Hocam o sorular olimpiyat sorusu muydu?" "Hocam bu sınavdan kaç alsak iyi?" "Yine en yüksek not İrem'in mi?"
Hoca "Gençler sakin olun. Herkes yerine geçsin!" diyerek eşyalarını masaya bıraktı.
Ardından soruları cevapladı: "İsteyenler sessizce yazılıya çalışabilir. Kağıtlarınızı okudum."
Daha dün oldu sınav ne ara okudunuz onu ya?
"Öncelikle kağıtlarınız pek iç açıcı değildi."
"Ama hocam çok zor sormuşsunuz!" dedi Furkan'ın koyunlarından biri.
"Gençler size test kitaplarının konu kavrama testlerine benzer soru soracak halimiz yok. Hem dersi iyi dinleyen ya da sadece çalışan, emek veren yapıyor bu sınavı... Şimdi, tek tek notlarınızı okuyacağım. Kağıdına bakmak isteyen benim masama gelip bakabilir."
Hoca hem yoklama alıyor hem de notları okuyordu.
"Çağan 74, Eray 68, Buse-"
"Hocam benimkini sesli okumasanız." dedi Buse ve notunu öğrenmek için hocanın yanına gitti.
Buse notunu öğrenip yerine geçtikten sonra hoca notları okumaya devam etti. Sıra Furkan'ın notuna geldiğinde biraz duraksadı.
"Furkan... 50"
"Koymuşuz." dedi Furkan kendinden emin bir tavırla.
Hoca muhtemelen içinden kısa bir sabır duası okudu ve notları söylemeye devam etti.
"İrem 85, kötü değil ama kesinlikle daha iyi olabilir. Kerem 42, Kerem sen dönemin başında böyle değildin." dedi hoca ama bir cevap alamadı. Başını önündeki sınav kağıtlarından kaldırıp gözüyle Kerem'i aradı.
"Kerem gelmedi mi?" diye sordu hoca.
"Hocam uyuyor." dedi Çağan.
"Uyandır oğlum şunu. Kış gelince hepiniz uyuklamaya başlıyorsunuz." diye söylendi ve sıra benim notuma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hâlâ Otobüste Misin? | Yarı Texting
Roman pour AdolescentsO da kendisine ne olduğunu bilmiyordu ama ilk gördüğü anda tutulmuştu kıza. Nedense onunla deli gibi konuşmak istiyor ama bir yandan da ona yaklaşmaktan çekiniyordu. En son bir yol buldu bulmasına da... Her şey Sena'nın uzun zamandır bindiği otobüst...
