Yeni bölüm geldi.
Keyifli okumalar.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
12.Bölüm:"İs"
Ali Kerem beni eve bırakıp gitmişti. Nereye gittiği hakkında tek bir fikrim yoktu. Önemli bir işi olduğunu belirtmişti. Birde telefonuna sürekli üst üste mesajlar gelip duruyordu. Büyük ihtimalle önemli dediği işi katılacağı yarış olmalı diye düşünemeden edemedim. Başka ne işi olabilirdi ki? Hem babası henüz şirkette ne yapacağına bile karar vermemişti. O kadar yurt dışında oku sen ama ailenden habersiz bir yarış sevdasına tutul. Hem tehlikeli hem de sıkıntılı.
Turgut Bey bunu öğrenirse büyük ihtimalle Ali Kerem'e çok kızacaktı.Söz verdiğim için şimdilik hiç kimseye bir şey demeyecektim. Hiç ilgim olmamasına rağmen sırf takıldığı ortamı görme bahanesi ile bir şart sunmuştum. Yoksa ne yaptığı beni ilgilendirmiyordu. Canım istese elbette babasına her şeyi anlatırdım.
Ama böyle bir huyum yoktu. Şimdilik çevresinde takılmaya bile razıydım. Ne yapayım? Aşk böyle bir şey. Yeri geldiğinde her şeyi göze alacak, kendini bazen de onun için bir şeylerin önüne siper edecektin. Ben daha o kadar delirmemiştim. Delirmem an meselesi idi.
Odamın içinde ayaklarımı uzatmış bir taraftan düşünüp diğer taraftan ise tabağıma doldurduğum mercimek çorbasını içerken ıslak saçlarımın omuzlarıma dökülmesine izin verdim. Sanki dalin reklamından yeni çıkmış gibi görünüyordum. Ama bu kimin umurunda? Eve gelir gelmez dün gece yaşananları silmek amacıyla duş almış, annem içtiğimi anlamasın diye de sürekli kokular sürüp durmuştum. Annemin kesin bir burnu vardı.
Nerede, ne zaman, ne yaptığımı hemen anlardı. Ve biraz kuralcıydı. Bu kuralları bir süre sonra beni sıksa da sırf hayal kırıklığına uğramasın diye her dediğine evet diyordum. Benim bu yaptığım da yanlıştı. Ama annem bu kadar emek harcamışken benim için onu üzemezdim. Onun tek umudu bendim. Ve benim de tek dayanağım bizzat kendisi idi. İkimizde tüm bu gerçeklerin bilincindeydik.
Kaşığımı daldırdığım çorbaya bakarken bir anda evin kapısı açıldı ve içeriye annemle Filiz ablanın sesi doldu. Tabağımı da kendimle beraber götürerek onların yanına gittim. Üzerimde kısa şortlu bir pijama takımı varken ağır adımlarla oturma odasına doğru ilerledim. İçinde çok az bıraktığım çorba kasesini masanın üstüne bırakırken hızlıca gidip önce anneme sonra da Filiz ablaya sarıldım. Ardından da hep beraber oturduk.
Filiz abla ıslak saçlarımı görünce dayanamayıp bana baktı." Sen saçlarını kuruttun mu?"
"Kuruttum," diye karşılık verdim." Ama birazdan örmem lazım."
"İstersen ben öreyim saçlarını?" Diye bir teklifte bulundu.
Sevindim." Gerçekten mi?"
"He," diyerek güldü." Gel örelim saçlarını."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON YANGININ İZLERİ (+18)
Novela JuvenilYetişkin iceriklidir!!! "Her şey güzel bir rüyadan mı ibaretti sadece?" Diye sordum çatallı bir sesle. " Her şey buraya kadar mıydı?" Ağırca yutkunurken, " bizi bu hale getiren sensin." Dedi net bir şekilde." İkimiz için artık bir son yok. " Bakışla...