- 18 -

16 1 0
                                    

Jake ve niki'nin en iyi dostluğu normal şekilde devam ediyordu.

Sanki kumsal da ki olaylar ve itiraflar hiç yaşanmamış gibiydi ki bu da hoş bir histi.
İkisi de normal şekilde takılıyorlardı ama elbette ikisinin yapabileceği çok fazla şey vardı. Niki, Jungwon'la uzun zamandır beklediği konuşma nedeniyle her şeyin yeniden normal göründüğünü
düşünüyordu. Ya da belki durumu en iyi idare eden kişi jake'ti.

Ancak jake'in bazı şeyleri söylerken dikkatli davrandığını ve en küçük düzeltmelerin de bile onun anında sessizleşip yanından geçip gitmesine neden olabileceğini fark etmişti.

Sonuçta biraz farklı davranan sadece jake değildi, niki de öyleydi.

Garipti, Jungwon'la konuştuktan sonra çöpçatanlık konusunda rahat olacağına yemin etmişti.

Çöpçatanlığın hiç gündeme gelmesinin bir nedeni daha vardı. Bu niki'nin durumu her yönüyle ele aldığına dair çok hassas duygular içeriyordu ve aynı zamanda mantıklıydı. Çünkü jake ve minsong iyi anlaşıyorlardı. Artık niki'ye ihtiyaç yoktu.

En azından niki, minsong'dan kaç tane cevapsız çağrı aldığını fark edene kadar böyle düşünüyordu. Son zamanlarda jake'i minsong'la neredeyse hiç görmemişti.

Odadaki tek sesin nefesleri ve kalp atışları olduğu bu sessizlik anlarında jake'in ne düşündüğünü merak ediyordu.

Jake kollarını uzatmıştı ve dudaklarına basit bir gülümseme koymuştu. "Animasyon film listesindeki tüm filmleri bitirdik." Dikkatini niki'ye çevirmeden önce saçlarını karıştırıp esnemişti.

"Şimdi ne izleyeceğiz? "Niki battaniyesini daha da sıkı tutmaya başlamıştı.
"başka film yok mu?" Surat asıyordu.

Jake gülmüşü. "Elbette hayır" niki'ye bakmak için eğilmişti. "Başka şeyler yapmaya ne dersin?"

Niki,"Olabilir,Filmler beni çok yoruyor ve kaslarımı çok ağrıtıyor."

Jake, niki'nin omuzlarına masaj yaparken,
"Sana masaj yaparsam benimle bir film daha izler misin?" demişti.

Niki gülmüştü. "Sen bana masaj yapmasan da seninle bir tane daha izlerdim, ama yine de teşekkürler."

Jake gülmüştü ve sakinliğini yeniden almamak için alnını bir anlığına niki'ye dayamamıştı. Niki hareket karşısında kaskatı kesilmişti.

"...gerçekten çok tatlısın" niki bunu ağzından kaçırdığının farkında değildi. Yanakları kızarırken gözleri genişlemişti.

"Neydi o?"

"H-hiçbir şey...önemli değil" diye başını sallamıştı. Jake niki'nin omuzlarını bıraktığında eli ensesine gitmişti. Yanaklarının ve kulaklarının muhtemelen kırmızıya döndüğünü fark etmişti.

Jake nefes vererek konuşmuştu.
"Hadi ama...benden ne yapmamı istiyorsun."
Diyerek ellerini tekrar niki'in omuzlarına koymuştu.

"Senin için her şeyi yaparım niki"

"Ah- tamam..." diye alçak sesle fısıldıyor ve parmaklarıyla oynuyordu. "Sanırım o zaman bana bir erkek arkadaş bul. Sen ve minsong çıkmaya başladığınızda sen olmadığında biraz yalnız kalacağım."

Jake'in nasıl sessizleştiğini fark etmeyen niki,"sen minsong ile film izlerken benim elimde olan tek şey 30'lu yaşlarındaki shınee posterime bakmak olacak."

"Hey niki, senin bir erkek arkadaşın olduğunda en iyi arkdaşlık görevlerimden vazgeçeceğimi mi sanıyorsun?" Jake gülmüştü. Her gönülsüz kahkahasında elleri niki'nin omzundan kayıyordu.

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin