- 28 -

16 2 0
                                    

Niki, jake'le çıktığını her fark ettiğinde kendini çimdiklemek zorunda kalıyordu.

Dünyaya göre fazla gerçeküstü olan jake'in, tatlı gülümsemelerinde ve rahatlatıcı kucaklamalarında kaybolmak oldukça kolaydı. O kadar özel bir şey vardı ki, tüm endişesini ve tedirginliğini kaybediyordu.

Sim Jaeyun gerçek olamayacak kadar iyiydi.

Elbette yaz için normal rutinler yaptılar ama jake onu her türlü randevuya götürmeden edemiyordu. Akşam vakti bahçeye çıktıklarında öpüşüyorlar ve neredeyse her zaman el ele tutuşmalarına gülüyorlardı. Bu durum hoştu, gerçekten hoştu ve niki, jake'e minnettarlığını daha fazla ifade edebilmeyi diliyordu.

Neredeyse her gün birbirlerini randevuya çıkarıyor ya da birbirlerine bir şeyler satın alıyorlardı.

"Bunu yapmayı gerçekten bırakman lazım"
diye mırıldanmıştı niki, halının üzerindeki pozisyonunu ayarlayıp jake'in bıraktığı kitabı alırken. "Gerçekten neyi yapmayı bırakmam gerekiyor?" bakışlarını başka tarafa çevirirken sormuştu jake.

"Beni rastgele öpüyorsun" niki gözlerini tekrar jake'e çevirmişti. Jake dudaklarını yeniden dudaklarına bastırdığında vücudunun bunu fark edecek vakti yoktu.

"Ne diyordun..." jake, gece yarısı yıldızlara baktıklarında gözlerinden topladığı takımyıldızlarla mükemmel bir şekilde eşleşen sıcak bir sırıtışla mırıldanmıştı.
Belki de niki'nin gökyüzündeki yıldız manzarası yerine jake'e odaklanmasının nedeni budur.

Bunun üzerine ondan bir öpücük daha almak için kendine çekmişti. Bu sefer bir tanesini dudaklarından kapmıştı ve bu onu gülümsetmişti ama bu durumu umursamamıştı.

Vücudu, jake'in ondan bir öpücük çaldığı, hatta ona gülümsediği, onun yüzünden güldüğü, onun yanında mutlu olduğu her seferinde duyularını dolduran ani coşku patlamasından yorulmuyordu.


°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Günaydın jake" diye mırıldanmıştı yarı uykulu niki. Kasesindeki mısır gevreğini ve sütü karıştırırken sesi uykuluktan biraz sert çıkmıştı. Jake onun yanından geçerken gözleri arkasında uçuşuyordu.

"Günaydın nikim" jake saçlarını karıştırmıştı. Mutfağa doğru yürümüştü ve bir kase almıştı. Niki'nin mısır gevreğini ve sütü koymadığını fark etmişti. Niki'nin elindeki mısır gevreğini yavaşça düşürmek üzere olduğunu ve gözlerini kapatıp zorlukla ayakta kalıp uyuyakaldığını görmüştü.

Jake, niki'yi hafifçe dürtmüştü. Tam o sıra da niki uyanmıştı ve elindeki mısır gevreğini kasesine dökmüştü. Üzerine süt ekleyip, oturmak için yemek masasına doğru ilerlemişti.

Niki, kaşığını sütün içine koyarken gerçekçi bir ses tonuyla, "Bence ıslak mısır gevreği, çıtır mısır gevreğinden çok daha iyi" diye açıklamıştı. Göz ucuyla jake'in kendi seçimine burun kıvırdığını fark etmişti.

"Ne oldu? Islak mısır gevreğini daha çok sevdiğimi bildiğini sanıyordum" niki somurtmuştu ve sarı saçlarını düzeltmişti. Jake basit bir sırıtışla başını sallamıştı ve mısır gevreğinden biraz yemişti.

"Yıllardır süren en iyi dostluğumuzdan sonra, hâlâ mısır gevreğini ne kadar sevdiğimi bilmiyor musun?" Niki çileden çıkmıştı. Kırgın ses tonu jake'in kahvaltısında boğulmasına neden olmuştu.
"Bu acıtıyor jake, bu acıtıyor"

"Biliyorum, sadece çıtır mısır gevreği çok daha iyi" jake mırıldanırken, niki'nin elinin üzerine elini koymuştu.

Jake oturma odasına dönmeden önce niki'nin yanağına hızlı bir öpücük kondurmuştu. O sırada niki tepki veremeyecek kadar yorgundu. Biraz dinlenmek için kanepeye uzanmıştı.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Niki gözünü açtığı sırada jake yavaşça saçlarını okşuyordu. Nedense kendini biraz kötü hissediyordu. Jake'e dönmüştü ve ona beni sevmeye devam et dermiş gibi daha da çok sokulmuştu. "Şimdi daha iyi misin?" Jake bu sefer niki'nin yanaklarını yavaşça okşamaya başlamıştı. Niki jake'in neden öyle bir soru sorduğunu merak etmişti, uyurken bir şey mi olmuştu diye düşünmeye başlamıştı.

"Neden sordun ki?, ben iyiyim" niki yanağının üstünde yavaşça gezinen ele doğru eğilmişti. Jake, "uyurken jake bana yardım et, lütfen beni bırakma diyordun ve yanına geldiğimde ağlamaya başlamıştın."
diye ne olup bittiğini açıklamıştı.

Niki başını sallamıştı. Yavaşça pozisyonunu değiştirmişti. Şimdi tam jake'in karşısında oturuyordu. Öne doğru eğilip alnını jake'in alnı ile birleştirmişti. Ve her gün sıkılmadan bakmak istediği güzel gözlerine bakmıştı.

"Seni seviyorum jake"

"Bende seni seviyorum niki"

Okuduğunuz için teşekkürler
Umarım beğenmişsinizdir☆

♡Yunki♡

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin