- Final -

25 2 0
                                    

Parti nihayet bittiğinde Jay, jungwon, sunghoon, sunoo, jake ve jay'in evine gitmeye karar veren niki'nin yanı sıra herkes kendi yoluna gitmişti. Eylül ayının ortası olduğundan havada yağmur pek görünmüyordu.

Yağan yağmurun daha da şiddetlendiğini fark ettiklerinde büyük sürgülü cam kapıya yaklaşmıştılar. Gözleri onunla buluşmuştu. Jake, niki'nin elini avcunun içine almıştı. Sıcak iri parmakları niki'nin parmaklarını nazikçe sarıyordu. Dondurucu sonbaharlara karşı jake'in sıcak dokunuşu nefesinin boğazında düğümlenmesine neden olmuştu.

Niki sanki dünyası ilk kez yavaşlıyormuş gibi hissetmişti ve belki de o anda en küçük dokunuşlar her şeyin yoluna gireceğini hissetmesi için yeterliydi.

Jake niki'nin elini sımsıkı tutuyordu ve bunu fark edemeyecek kadar sersemlemiş olan genç çocuğa tatlı bir şekilde gülümsüyordu. Jake mutfağın kapısına yaklaşmıştı. Kuvvetli rüzgar gökyüzü ile birleşmişti. Birlikte yağmura doğru yürümüştüler.

Niki birbirine dolanmış parmaklarına bakmıştı. Jake'i görmek için başını yukarı kaldırmıştı, gözleri kendi gözlerine kayıyordu. Yutkunmuştu, göğsü sıkışıyordu ve hafif bir temasla kalbi hızla çarpıyordu.

Niki, jake'le geçirdiği zamana değer veriyordu ve bu niki'nin asla bırakmak istemediği bir şeydi. Bu büyük ihtimal jake ile birlikte geçirdikleri zamanın artık değerli olduğunu düşünmesi gerçeğiydi.

Dışarısı soğuktu. Dayanılmaz derecede soğuk olmasına rağmen jake'in elinden yayılan sıcaklık niki'nin kalbinin göğsünde çarpmasına neden oluyordu. Bu hareketi çoğu kez yaptıkları aklına gelmişti ve bu da yanaklarının kırmızı olmasına sebep olmuştu.

Niki, puslu gökyüzüne ve koyu gri bulutlara bakmak için başını geriye doğru eğmişti. Gökyüzünden düşen yağmur damlacıkları yanağını gıdıklıyordu.

"Gerçekten çok güzel görünüyorsun, bunu sana daha önce söylemiş miydim?" Jake tereddütle niki'nin soğuk, ıslak yanağına dokunmak için uzanmıştı. Sert bir şekilde başını sallamıştı ve teninde hissettiği parmaklar yüzünden biraz irkilmişti.

Niki, jake'e de aynı şeyi hissettirip hissettirmediğini merak etmişti. Sert havaya karşı son kez bakıyorlardı.
"İçeri girelim mi o zaman?" Niki sormuştu. "Onun yerine dans etmek ister misin?" Jake, sesi yağmurun ve bulanık rüzgarların sesini bastırarak teklif etmişti.

Niki gülümsemişti ve ellerini yeniden jake'in üzerine konumlandırarak, ani davranışı karşısında kıkırdamıştı. Jake aralarındaki boşluğu kapatmak için niki'nin belinden sıkıca tutup kendine doğru çekmişti.

Niki, Jake'in eli ve ayaklarını kendisininkine uyması için çok çabalıyordu. Belinde hissettiği el onu biraz ürpertiyordu. Neredeyse kendi ayaklarına takılıp düşecek gibi oluyordu. Kirpiklerinin üstüne düşen yağmur damlalarından dolayı görüş açısı biraz bulanıklaşmıştı. Niki, titreyen elinin jake'e rehberlik etmesine izin vermişti.

Bundan önce onlar birbirlerine karşı olan hislerini itiraf edemeyecek kadar aptal ve korkak iki arkadaşlardı ama ne zaman gerçekten birbirlerine aşık olmaya başlamışlardı onlar bile bilmiyorlardı. Ya da belki aslında hiçbir şey değişmemişti, belki de birbirlerini her zaman sevmişlerdi.

"Muhtemelen dışarıdan aptal gibi görünüyoruz" diye gülmüştü niki kendi düşüncesine geri dönerek. Jake, niki dansı kontrol etmeyi bıraktığında nasıl gülümsediğini fark etmişti.
"Aslında gerçekten iyi gidiyorsun, bunu başka bir yerde yapmalıydık"

"Kimin umrunda" diye fısıldamıştı niki gülerek. "Geçen insanlar büyük ihtimal sadece kıskanıyorlardır" demişti jake.
"Niye kıskansınlar ki?" Niki, şaşkın yüzle jake'e bakıyordu. "Çünkü yağmurda güzel bir gülümsemeye sahip güzel bir çocukla dans edemiyorlar"

Bu sözler jake'in ağzından çıktığı anda niki hızla gözlerini kapamıştı. Ayakları olduğu yerde donmuştu. Bu iltifat o kadar samimi hissettirmişti ki, ona gece geç vakitlerini ve yaşadıkları zamanlarda ki tatlı sözleri hatırlatan bir şeydi. Dans etmeye devam ederken midesinde kelebekler uçuşuyordu. Jake'e daha da sıkı sarılmaya başlamıştı.

Niki ıslak kıyafetlerinin arasında titremesine ve yağmur damlacıkları ile dolu saçlarının görüşünü bulanıklaştırmasına rağmen çok mutluydu.

"Niki" jake çok yumuşak bir şekilde mırıldanıyordu. "Seni seviyorum"

Niki sadece sessiz kalmıştı ve jake'in yanağını avuçlamıştı. Şiddetli yağmurun yere çarpma sesi ve yorgun nefesi odayı doldururken adımları durmuştu. Jake'e çok tatlı bir gülümsemeyle yaklaşmıştı. Daha da yaklaşmıştı ve dudaklarına çok hafif bir şekilde fısıldamıştı "seni seviyorum"

Jake aralarındaki boşluğu sonunda kapatmıştı ve dudaklarını erkek arkadaşı niki'nin dudaklarına bastırmıştı. Birbirlerinden ayrıldıklarına alınlarını birleştirmişlerdi ve şuan ki hallerine gülümsüyorlardı.

- SON -

Okuduğunuz için teşekkürler
Umarım beğenmişsinizdir☆

♡Yunki♡

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin