- 22 -

18 1 0
                                    

"Jake" niki gülmüştü. Jake niki'nin ne söyleyeceğinden biraz korkmuştu. "Şimdi bu süprize hazır mısın?"

İkisi her zaman yaptıkları gibi gün boyunca tembellik yapmışlardı. Hayatları farklı sebeplerden dolayı durmuştu. Bu yüzden sadece birbirleriyle ve ilk hafta içinde bitirmeyi başardıkları düzinelerce filmle kendilerini gerçekten eğlendirebilmişlerdi.

Dışarısı hâlâ aydınlıktı. Niki özel bir telefon görüşmesi yapmak için izin almak zorunda kaldığında öğleden sonra oldukça çabuk çöküyordu ki bunu asla yapmamıştı. Odadan dışarı çıkarken jake'in tüm ilgisini gözetlemişti.

Jake, niki'nin çocuksu ses tonu karşısında yüzünün aydınlanması engellemeyen aşırı büyümüş gülümsemesini kontrol etmeye çalışmıştı. Bu süprizde onu tüm gün boyunca bu kadar heyecanlı ve gergin yapan şeyin ne olduğunu merak etmişti. Birkaç gün önce niki ondan biraz won istemişti.

Niki cümlesini bitirmeden önce derin nefes almıştı ve sanki gizemli bir bilgiymiş gibi biraz sessiz konuşmuştu.

Kafası hâlâ karışıkken şaşkınlığını arttıran ilk sözler bunlardı. Bir dakika daha bekledi ama niki onu bileğinden yakalamıştı. Jake'in gözleri irileşmişti.

"Nereye geziye çıkacağız?" Kaşları çatılmıştı. Jake kolunu geri çekmeye çalışmıştı ama niki bırakmamıştı "niki"

Niki ayakkabılarını giyerken bir yandan da jake ile konuşuyordu. "Sanırım gerçekten hoşuna gidecek, haydi taksi bekliyor."

"Cidden bana söylemeyecek misin?" Arabaya yaklaştıklarında jake kaşlarını çatmıştı. Gözleri arabayı incelerken niki ikisi için kapıyı açmıştı.
Niki,"Hayır, sanırım oraya vardığında anlayacaksın, güven bana."

"Elbette sana güveniyorum ve umarım beni tuhaf bir yere götürmüyorsundur." Jake gidecekleri yer için merakla konuşmuştu.

"Sadece pencereden manzarayı izle o zaman daha fazla soru sormana gerek kalmayacak." Diye açıklama yapmıştı niki.
"Güven bana...buna bayılacaksın."

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

İkisi 'gizli yere' vardıklarında, kapıyı açıp içeriye giren ilk kişi niki olmuştu. Jake gördüğü manzaraya bir süre bakakalmıştı.

"Sen ciddisin...değil mi?" Manzarayı, kokuyu, havayı incelerken dudaklarından yumuşak bir nefes çıkarak gülümsemişti.

"Elbette öyleyim" niki omuzlarını silkmişti. Yürümeye başlamadan önce dudaklarına bir gülümseme yerleştirmişti. Jake hayallerinin yavaş yavaş kendi gerçekliğiyle iç içe geçmesini hayranlıkla izlemekten kendini alamamıştı. Hâlâ rüyalarının nasıl gerçekleştiğini anlayamıyordu.

Jake, niki'ye sevgi dolu gülümseme vermişti.
"Beni kardeşimin evine getirmeyi nasıl başardın?" Niki karşılık olarak omuz silkmişti.

Jake'in saf şaşkınlığına cevap verecek doğru kelimeleri bulamayınca, "o da seni özlemiş gibi görünüyordu" diye şaka yapmıştı.
"A-ama o her zaman iş ve okulla o kadar meşgul ki... nasıl yaptın?" Jake niki'yi gözlerinin içine bakmaya zorlamıştı.

"Bilmiyorum az önce sordum o da hemen kabul etti." Niki, jake'in meraklarını gidermeye çalışıyordu.
Jake, "çimcikle beni...bence bu bir rüya olmalı."

"Yapardım ama çok güçlüsün ve reflekslerin çok iyi." Niki kollarını birbirine birleştirmişti. "Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum." Jake niki'nin eline uzanıp elini tutmuştu. "Teşekkür ederim"

Kapıyı çaldıklarında kısa bir sessizlik ile karşılaşmışlardı. Yalnızca üç gün kalacaklardı ve niki çoktan ikisininde valizini hazırlamıştı. Niki o kadar çok endişelenmişti ki elleri titremeye başlamıştı. Uzun zamandır Eun'u (jake'in kardeşi) görmemişti ve ya onu hatırlamıyorsa ya da onu sevmiyorsa.

"Endişelenme niki" diye fısıldamıştı jake, niki'nin elini kaldırıp yumuşak bir öpücük kondurmuştu. "Eun senden diğer zamanlarda da hoşlanmıştı. Bu sefer de
her şey aynı olucak güven bana."

"İkinizin bu kadar erken geleceğini beklemiyordum." Eun kapıyı açtığında heyecanlanmıştı ve aynı zamanda çok mutlu olmuştu. Jake ona hafif bir gülümseme vermişti.

"Hey niki eminim jake senin fikrine bayılmıştır...biz buraya gelmeden önce bunu anladı mı?" Eun başını kaldırıp niki'ye bakmıştı.
"Hayır, ben çok iyi gizlenirim" niki gülümseyip jake'e bakmıştı.

Hepsi küçük cam sehpanın etrafına oturduğunda jake, niki'ye bakmıştı ve kardeşine sıcak bir şekilde gülümsedikten sonra niki'nin bileğini yakalayıp onu yakınına doğru çekmişti.

"Çocuklar yiyecek ister misiniz?" Eun kanepeden kalkıp ikiliyi peşine takmıştı ve onları misafir yatak odasına getirmişti.

Jake, niki'ye doğru eğilmişti.
"İyisin değil mi? Biraz sessiz görünüyorsun."
diye mırıldanmıştı yumuşak bir ses tonuyla.

"Ah, ıı... ben sadece biraz gerginim" diye kekelemişti niki. Jake sıcak bir şekilde gülümsemşti ve başını sallamıştı. Niki suyundan bir yudum alıp kendini rahatlatmaya çalışıyordu.

Jake iç çekmişti ve niki'nin omzuna kolunu dolayıp onu kendine doğru çekmişti. "Niki"
Jake elini omzundan çekip niki'nin yanağını avuçlamıştı. Bir süre dikkatle ona bakıyordu. Başparmağını niki'nin sıcak teninin üzerinde hafifçe gezdiriyordu.
"Eun senden nefret etmiyor aksine o
seni seviyor."

"Hâlâ aynı hissettiğinden emin misin?" Niki daha fazlasını söyleyemeden jake hızla niki'nin dudaklarına öpücük kondurmuştu.
Jake ayrıldıktan sonra niki'nin sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırmıştı.

Eun merdivenlerden inerken, "ben tüm eşyalarınızı kaldırdım, siz de eşyalarınızı açmaya falan başlayabilirsinz, ben de bize yemek hazırlarım." Eun ikiliye yaklaşmıştı.
"Jake ya da niki'ye mahalleyi göster ama muhtemelen yorgunsundur." Mutfağa doğru gitmişti.

"Tamam, niki'ye odayı göstereceğim" jake hızlıca Eun'un arkasına döndüğünü görünce niki'nin elini tutup onu kanepeden kaldırmıştı. "Teşekkür ederim Eun" niki'nin sesi gerginlikten titrek çıkmıştı.
"Rica ederim nikiii" Eun'un sesi mutlu çıktığından niki biraz olsa da rahatlamıştı.

Jake niki'nin sıcak elini tutup onu merdivenlerden yukarı çıkarıyordu."Gördün mü, sana senden hoşlandığını söylemiştim" jake niki'ye yaklaşmıştı.
"Yoksa tekrar öpmem mi gerek?"

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Jake saatiyle oynayıp daha fazla çilek toplamak için uzanırken bir yandan da düşünüyordu.

Jake,"Öpücüklerini nasıl seviyorsun?"

"Aslında bilmiyorum" niki, jake'e yaklaşmıştı ve ona bakıyordu.
"Seni öpebilir miyim?" diye mırıldanmıştı.

Jake, niki'nin dudaklarına bir öpücük kondurmuştu. Paylaştıkları öpücük tatlı ve unutulmazdı. Niki sonsuza kadar jake'i öperek geçirebilirdi. Jake'in teninin üzerinde gülümsediğini hissedebiliyordu.

"Jake" diye seslenmişti niki. Jake başını niki'nin omzundan kaldırıp mırıldanmıştı.
"Aşıklar hâlâ en iyi arkadaş olabilirler mi?"

Jake, niki'ye biraz daha yaklaşmıştı.
"İkisinin de olmasını ister misin?"

Okuduğunuz için teşekkürler
Umarım beğenmişsinizdir☆

♡Yunki♡

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin