- 19 -

17 1 0
                                    

"Nereye gidiyorsun jake?" niki, yıkadığı bulaşıklardan kafasını kaldırmıştı.

"Ah" jake, niki'ye bakmak için arkasına dönmüştü. Niki ellerini beyaz havluyla kuruluyordu. "Ben sadece bilirsin biraz temiz hava alacağım"

Jake aynanın önünde saçlarını düzeltirken,
"Boş zamanlarımda yaptığım tek şey ya hayvan barınağında vakit geçirmek ya da seninle film izlemek" diye gülmüştü.

"Benden kurtulmaya bu kadar hevesli misin?" Niki odaya girdiğinde dudaklarında bir gülümseme vardı. Dalga geçerek,
"Gizli bir şey mi yapıyorsun?" demişti.

Jake,"Belki yapıyorum belki yapmıyorum"

"Hımm, tamam o zaman" niki kanepeye oturup rastgele kanallarda geziniyordu.

Jake'in rastgele bir yürüyüşe çıkması niki'nin dikkatini çekmişti. Bir tuhaflık olduğunu hissediyordu. Biraz da endişeliydi. Çünkü jake'in dün geceki gibi bakmaya hiç doyamadığı güzel gözlerinden bir daha yaş akarak eve gelmesini hiç istemiyordu.

Samimi gülümsemelerini ve birbirlerine bakıp kahkaha atmalarını özlemişti. Artık her zaman dokunuşlarını geri çekiyordu ve kendi içine kıvrılıyordu.

"Güle güle jake" niki, jake'e el sallıyordu ve kapıyı kapatıp arkasından kilitlemeden önce ona tatlı bir şekilde gülümserken,
"Seni özleyeceğim" demişti.

Niki, jake gittikten sonra, "jake'in kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacak planımı yapma zamanı" diye sesli bir şekilde gülümsemişti.
"Ama nereden başlayacağımı bile bilmiyorum."

"Haydi niki" diye kendini azarlıyordu. Parmaklarını saçlarının arasından geçirip,
"Bu jake'in mutluluğu için ve onu tekrar mutlu etmek için...bu benim sorumluluğum"
Gülmüştü.

"Öyleyse ilk iş oturma odasını toplamak." Kanepenin yastıklarını sirkelemeden önce kendi kendine gülüyordu. "Jake'in ailesi yarına kadar dönmeyecek, bu yüzden burayı istediğim kadar güzel hale getirebilirim."

Telefonunu eline alıp kononu aramıştı.
"Merhaba konon?" Odada dolaşırken telefonunu kulağına götürüp mırıldanıyordu. Tekrar konuşmak için ağzını açıcak iken kız kardeşi onun sözünü kesmişti.

"Evet, merhaba" diye yanıtlamıştı. Sıcak bir ses tonuyla, "beni aramanın özel bir nedeni var mı?"

"Bir erkek kardeş kız kardeşini kontrol edemez mi? neyse projektör yıldızını getirmeyi unutma hoşça kal seni seviyorum"

"Güle güle niki, başını belaya sokma..."

Konon daha cümlesini bile bitirmeden aramayı kesmişti. Jake'in gelmesinden önce yapması gereken tüm hazırlıklar konusunda fazlasıyla canı sıkılmıştı. Derin bir nefes alarak masaları ve yerleri silerken dudaklarında gülümseme vardı.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Niki düzenlediği ve jake'in mutlu olması için hazırladığı ortamın son halini büyük mutlulukla izliyordu. Har şey mükemmeldi.

Tavandaki galaksiye bakmıştı. Işıktaki güzel mavi ve beyaz renkler hazırladığı mükemmel ortamı aydınlatmaya yetiyordu.
Geçen seferki gibi battaniyeleri sermişti. Ve iki tabak dolusu kurabiye hazırlamıştı.

Hazırladığı ortam tıpki ilk seferki gibiydi. Dünyanın geri kalanı güneşin altın rengi sıcaklığının tadını çıkarırken, onlar battaniyelerine sarılmış yıldızlara bakıyor ve onları teleskopla izliyorlardı.

Jake'in tepkisini hayal ettiğinde kalbi göğsünde daha hızlı atıyordu. Peki, ya jake bundan hoşlanmazsa? Kendini azarlamıştı. Nefes nefese kalırken dişleri alt dudaklarını yakalıyordu.

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin