- 6 -

28 4 0
                                    

"Hey niki," Jay, gencin yanına doğru koşmuştu. Niki'den bir yanıt beklerken elini saçlarının arasından gezdirmişti.

Niki cebinde telefonunu ararken kibarca gülümsemişti. Konuşmak için ağzını açmıştı ama jay'in ona ne sormak üzere olduğunu anlamıştı ve ne söyleyeceğinden emin değildi.

Niki donmuş bir halde orada durmuştu ve durumdan nasıl kurtulacağını gerçekten bilmiyordu. Antrenman bittiğinde hızlı bir duş aldı ve jake ile buluşmadan önce temiz kıyafetler giymişti.

"Ah, şimdiye kadar gitmiş olacağını düşünmüştüm." Niki kıkırdamıştı ve telefonunu tekrar cebine koymadan önce jake'in mesajlarını hızlıca okumuştu.

"Merhaba jake," el sallayarak karşısındakine koşmuştu niki. Jake karşısındaki küçüğüne sıcak bir gülümseme sunmuştu.
"Geç kaldığımı sanıyordum." Jake gülüp elini saçında gezdirmişti. "Ama öyle görünüyor ki senden daha erken gelmişim."
Niki, jake'in bu söylediğine utanmıştı.

"Ah, biraz dikkatim dağıldı o yüzden geç kaldım, bilirsin." Jake karşısındakini onaylamıştı. Parmaklarını cebine sokarak, "çok gülümsüyor gibisin." demişti.
Niki utangaç bir tavırla gözlerini jake'e dikmişti.

"Niye? ben hiç gülemez miyim?" Niki kaşını kaldırarak söylemişti. "Hayır, öyle değil." Omzunu niki'nin omzuna çarpmıştı.
Niki, jake'in cümlesinin ardından somurtarak, "Gülüşümün sıradan olduğunu düşünüyorum" demişti. "Gülümsememden hoşlanmıyor musun?, sana neşe getiriyor sanmıştım." Jake, niki'nin cevabına gülümsemişti.
Jake ceketini düzelterek "peki, bugün ne yapıyoruz." Bakışlarını heyecanla niki'ye dikmişti.

Niki ve jake, niki'nin kız kardeşinin
odasına gelmişlerdi. İkisi de gülmeden edemiyorlardı. Niki, kız kardeşinin kapısının önünde bekliyordu. Kapıyı çalmadan önce hafif bir gülümsemeyle jake'e bakmıştı.

"Girin!" Odanın içinde mırıldanma sesi gelmişti. Niki sıcak bir gülümsemeyle kapıyı açıp içeri girmişti.
Konon, (niki'nin kız kardeşi) masasından kalkıp ikiliye yaklaşmıştı. "Ah, İkinizi bekliyordum." Konon masasına geri dönmeden önce sıcak bir gülümseme sunmuştu.

Jake etrafı inceliyordu. "Peki jake," konon jake'e yaklaşarak, "hazır mısın? Makyajını benim seçmeme izin verdin değil mi?" Bu soru aniden jake'in gülümsemesine neden olmuştu. "E- evet istediğini yap lütfen." diye kekelemişti. Konon rahatlamış bir şekilde başını sallamıştı.

Jake saçını karıştırırken konon,"Vay canına,
kendine gerçekten çok iyi bakıyorsun." diye
mırıldanmıştı. O sırada niki telefonunu çıkarıp mesajlarını kontrol ediyordu.

Niki, jake'in makyajının bitirmesini beklerken, her dakika bir saniye daha uzun sürüyormuş gibi hissediyordu. İlk başta heyecanlı olan kişi niki'ydi, ama şimdi niki jake'e bakınca bu durumdan çok memnun gibi görünüyordu.

"Hey niki!" Niki gözlerini ona seslenen kişiye dikmişti. Bu konon'du. Niki ona yaklaşarak. "Makyajı bitirdin mi?" demişti.
"Evet, onu görünce kesin sende yapmak isteyeceksin." Konon gülerek niki'ye bakmıştı. "Onu görürsen kalbin çarpıcak."
Niki konon'a hafif vurarak, "hey, onun zaten birisi var yani henüz değil ve zaten özgüven vermesi için yaptın." Konon, niki'ye ters bir şekilde bakarak, "ona nasıl baktığını görüyorum, kıskanmadığına emin misin?" Sinsi bir şekilde gülümsemişti. "Jake nasıl minsong'u senden daha çok sevebilir ki?" demişti. "Ben onu sevmiyorum o yüzden" niki'nin sesi sert çıkmıştı. Konon hemen ardından, "eh, jake geldiğinde bakmamanı öneririm çünkü fikrin değişecek." Konon, niki'nin omzuna vurmuştu ve bu da niki'nin kızarmasına sebep olmuştu.

Yüzünde yumuşak, pastel renk tonlarında makyaj vardı. Saçları çok güzel dağınık gibi görünse de tarz etkisi yaratmıştı. Niki,
gözlerini karşısındaki jake mi? değil mi? diye anlamaya çalışıyordu. O şuan çok yakışıklıydı. Niki kızardığını ve ateşinin çıktığının farkında bile değildi. Niki'nin gözleri bir anlığına jake'ten başkasını görmüyordu, tüm sesleri kaybetmişti, onu âdeta büyülemişti. Niki bir şey söylemek için ağzını açmıştı ama yapabildiği tek şey jake'e bakmaktı.

"Hala aynı mı görünüyorum?" Jake, niki'ye doğru yaklaşarak sormuştu bu soruyu.
"A- a evet, demek istediğim gerçekten çok yakışıklı görünüyorsun." Niki kızardığını fark etmişti ve bu yüzden gözlerini başka yöne çevirmişti. "T- teşekkür ederim" jake niki'ye bakmıştı.

"İyi bir erkek arkadaş olarak mı görünüyorum?" Jake, bakışlarını ondan kaçırdığını bilen niki'ye sormuştu. "Elbette, jake" diye fısıldamıştı niki.

Okuduğunuz için teşekkürler
Umarım beğenmişsinizdir☆

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin