- 23 -

13 1 0
                                    

Niki o sabah uyandığında jake ve eun çoktan kahvaltı yapmış ve muhtemelen layla'yı yürüyüşe çıkarmak için dışarı çıkmışlardı.

Bu onu pek rahatsız etmiyordu. Jake bunu ona önceki gece söylemişti ve sonunda ailesiyle vakit geçirebileceği için mutluydu. Jake ona her zaman antrenman yaparken yaptığı gibi bir mesaj gönderip iyi olup olmadığını kontrol ettiğinde neden bu kadar şaşırdığını emin değildi.

Mesaja hızla yanıt veren niki aşağı inip mutfağa doğru ilerlemişti. Ekmek kızartma makinesine iki parça ekmek atmıştı. Evde yalnız olmaya alışık olmadığı için kendi kendine sessizce bir şeyler mırıldanıyordu.

Bir süre sonra bu mırıldanmayı bir kenara atmıştı. Taze kızartılmış tostu tabağına koymuştu. Hafif aralık pencereden sıcak hava tenine değip serinletmesi ve evdeki sarsıcı sessizliğin ortadan kalkmasına olanak sağlamıştı. Büyük yemek masasına doğru ilerlemişti ve sandalyeyi düzeltip oturmuştu. Dudaklarından neden bir kıkırdama çıktığını bilmiyordu. Masa ona çok büyük geliyordu evet, ama aynı zamanda da çok yalnız hissettiriyordu. Çünkü büyük masada tek başına oturup tostunu yiyordu.

Niki tostundan bir ısırık almadan önce soğuk suyundan bir yudum almıştı. Pencereden dışarı bakarken aklına konon gelmişti. Biraz boş vakti olduğu için tostunu bitirdikten sonra konon'u arayacaktı.

Yemeğini hızla bitirmişti ve tabağını temizce yıkamıştı. Farkında olmadan telefonunu bulmak için ceplerini karıştırmıştı. Niki sabırla konon'un yanıt vermesi bekliyordu. Kanepeye oturmuştu ve açık olan televizyondan rastgele bir program izliyordu.

"Merhaba konon" Niki diğer tarafta kız kardeşinin "kahvaltı yaptın mı?" Diye sorduğunu duymuştu.

Kız kardeşinin cevabını duyunca gülümsemişti. Gözleri aniden oturma odasını taramıştı.

"Evet kahvaltımı yaptım, peki sen?" Konon neşeli sesi ve şuan niki'nin göremediği ama hep bildiği o tatlı gülümsemesi ile konuşmuştu. "Evet, kendime biraz tost yaptım. Bugün heyecan verici bir şey
var mı?" Niki iç çekmişti.

"Keşke" diye konuşmuştu konon. "Senin yaz tatilin bizimkinden daha erken başlıyor çok eğlenceli olmalı." Konon her zamanki gibi kahkahasını atmıştı. Ama bir süre sonra konon'dan hiç ses gelmemişti. Niki tam o an endişelenmeye başlamıştı. Artık dayanamayıp konon'a seslenmişti.

"Hey, Konon" Niki'nin sesi o kadar yumuşak çıkmıştı ki acaba konon duydu mu emin değildi. Yanlış bir şey söylemediğini düşünüyordu. Ve Niki çok endişenmişti.

Niki telefondan birkaç hafif burun çekme sesi duyduğunda neredeyse kalbi duracaktı. Kucağındaki yastığı biraz daha sert tutmuştu. "Konon?" Niki tekrar mırıldanmıştı. Niki telefondan ses alamayınca biraz paniğe kapılmıştı.

"Özür dilerim, niki..." konon yumuşak bir sesle fısıldamıştı. Hâlâ birkaç burun çekme sesi duyuluyordu. "Sorun ne konon?" Niki'nin sesi endişelendiğinden dolayı titrek çıkmıştı. "Niki, Söyleyeceğim şey ile endişelenmeni istemiyorum bu yüzden lütfen telefonu kapat" konon zayıf ama sert çıkan sesi ile konuşmuştu.

"Hayır, telefonu kapatamam" niki gözlerini çok uzun bir süre kapatmıştı.

Konon derin bir nefes vermişti ve konuşmaya başlamıştı. "Niki o yani mi-" küçük kardeşinin adını söylemeyi bitiremeden sesi aniden azalmıştı.

Ve bununla niki'nin yanağından tek bir gözyaşı süzülüyordu. Gözleri bulanık görünüşünü gidermek için hızla kırpıştırırken dudakları büzülmüştü.
"İyi misin niki?" Konon güçlükle niki'ye konuşmuştu.

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin