- 26 -

17 4 0
                                    

Yaz tatilinin ikinci haftası birinci haftadan daha hızlı geçmişti ve dürüst olmak gerekirse konon ve Yoo Mi bugün gidecekleri için niki, geçen haftaya göre daha da üzgün hissediyordu.

Niki, sonunda mükemmel yapılmış lezzetli kreplerini tabağına almıştı ve tadına bakmıştı. Kendini iyi hissettiğinden emindi ama bir yandan da kafası çok karışıyordu.

Her kahvaltı bittikten sonra Yoo Mi ve Konon beraber dışarı çıktıklarında niki hep yorgan ve yastık yığınlarının arasında dinleniyordu. Niki hep tek başına uyumaktansa jake ile kanepede uyuyakalırdı. Ona sımsıkı tutunarak uyumayı çok seviyordu. Konon ona çektiği fotoğrafı gösterene kadar jake ile beraber uykuya daldığının farkında olamıyordu.

Gecelerin azalmasını izliyorlardı ve jake niki'nin kız kardeşleriyle daha fazla vakit geçirebilmesi için daha uzun süre uyanık kalmaya çalışıyordu. Niki'nin gerçekten mutlu hisettiği şey, konon ve Yoo Mi eve gittikten sonra Bile jake'in onun omzuna yaslanmasına izin vermesi ve bütün gece onunla birlikte olmasıydı.

"Bana bir son söz yazabilir misin?" Niki gülmüştü ve gözleri jake'in yeniden okuduğu sayfaları karıştırırken başını jake'in omzuna yaslamıştı.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Sabahleyin Konon ve Yoo Mi'nin taksiye binmesine yardım etmişlerdi. Şafak söker sökmez yola çıkmaya hazırlanmışlardı. Niki çok parçalanmıştı. Niki saatin on ikiyi vurduğunu görünce Konon ve Yoo Mi'yi gülümseyerek eve göndermek ve jake'in endişelenmemesini sağlamak için kendini toparlamaya çalışmıştı. Jake'in kendisini yakınına çektiğini ve vantilatör ortamdaki sessizliği biraz bozarken jake'in dokunuşlarına doğru eğildiğini hissettiğinde kalbi sızlamıştı.

Yoo Mi ve Konon hâlâ uyuyorlardı. Ama jake ve niki hâlâ uyanıktı. Çünkü jake, niki'nin dağınık sarı saçlarıyla ne kadar uğraşırsa uğraşsın ve beline ne kadar sıkı tutunursa tutunsun uyuyamayacağını biliyordu.
Niki'nin iyileşmesi için zamana, öpücüklere ve sarılmalara ihtiyacı vardı.

"Biliyor musun jake," diye mırıldanmıştı niki başını jake'in omzundan kaldırarak.

"Evet?"

"Neden beni susturmak için öpmüyorsun?"

Jake, "bir son söz bulmam lâzım" diye cevap vermişti. Niki'nin kalbinin göğsünde atmasına ve midesinde kelebeklerin uçmasına sebep olmuştu.

"Yıldızlarımızdaki hata'nın son sözü mü?" Niki gözünü ovuşturarak sormuştu.
Jake, "istersen neden olmasın"

Jake gülümsemişti ve niki'nin dağınık saçını düzeltmek için uzanmıştı. Niki sarı saç tellerinin kulağının arkasına sıkıştırıldığında sıcaklığının yanağına değmediğini hissedince jake'e yarım bir gülümseme vermişti.

Niki başını yana eğmişti ve jake'in önüne oturmak için döndüğünde biraz irkilmişti. Çünkü vantilatör sırtına doğru soğuk bir şekilde esiyordu. O sırada Jake elindeki kitabı masanın üzerinden alıp sayfaları yeniden karıştırıyordu.

"Belki de son sözüm sana daha fazlasını anlatabilir" diye mırıldanmıştı jake.

Jake dudaklarını kendi dudaklarına bastırdığında ve gözleri titreyerek kapandığında kalbinin daha hızlı atmasına ve parmaklarının boynuna dolanması hızlı olmuştu.

"Bunu neden yaptın?" Niki sanki şikayet ediyormuş gibi alay etmişti. Ancak dudaklarında oynayan sevgi dolu gülümseme aksini söylüyordu. Jake'in göğsüne hafifçe vurmuştu.

Jake, "bilmiyorum...seni bir öpücükle susturmamı istediğini sanıyordum" niki başını başka tarafa çevirmişti ve böylece de vantilatör kızaran yankalarını serinletmişti.
"Ve bence böylesi daha iyi, güzel bir an için gözlerini kapat, sanırım bu da bütün gecemizi telafi ediyor"

Niki gülümsemişti ve kollarını gevşekçe boynuna dolamıştı. "Söyle bana, nasıl oluyor da sözlerini her zaman bu kadar tatlı bir şeye dönüştürüyorsun?"

"Fazla naziksin, niki" jake, niki'nin kulağına doğru fısıldamıştı ve yanağına kısa bir öpücük kondurmuştu. Jake niki'ye bakıp gülümsemişti ve yanağının ardından boynuna da kısa bir öpücük kondurmuştu.
"Sanırım sana böyle düşündüren şey sadece öpücükler olmalı"

"Hey niki" jake niki'ye bakmıştı. "Sana son sözümü söyleyeceğim ama sözümü kesmemelisin"

Niki jake'e doğru yavaşça yaklaşmıştı.
"Aksi takdirde bana ne yapacaksın?" Niki gülmüştü. "Beni yavaşça boğmak falan mı?"
"Hayır" jake daha yakına eğilmeden önce elindeki kitabı bir süreliğine masaya bırakmıştı. O kadar yakınlardı ki aradaki boşluğu kapatabilirlerdi.
"Eğer yapmazsan seni nazikçe uyumaya zorlayacağım"

Jake, niki'nin yanağını avuçlayıp dudaklarını niki'ninkine daha da yaklaştırdığında kalbi daha da hızlı atıyordu. Öpmeden önce sıcak nefesini teninde hissetmesine izin vermişti. Ve ardından ikisi de aradaki boşluğu kapatmışlardı.

Jake'in boynundaki gevşek tutuşu sıkılaşmıştı ve kalbinin göğsünde daha hızlı atmasına ve milyonlarca kelebeğin midesinde uçmasına neden olan o tatlı duygunun tadını çıkararak sonunda gözlerini kapatmıştı.

Niki yatağa çıkamayacak kadar yorgun olduğundan jake'in göğsünün üzerine düşmüştü bir anlığına da gözlerini kapatmıştı ve Jake ile beraber halının üzerine uzanmıştı.

"Beni duymadığını biliyorum niki. Ah, son sözüm'ü söylemedim... son sözüm şöyle..."

Bana tutundu tıpkı kışın yağmuru gibi.
Bana tutundu bahar yazları gibi,
Sana tutunuyorum tıpkı senin gibi.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Sandviçini tabağına bırakıp parmak eklemlerini ağzının kenarına sürtmüştü. Niki hızla telefonunu cebinden çıkarmıştı ve jake'in mesajına yanıt vermesini bekledikten sonra bakışlarını telefonundan kaldırıp arkadaşlarına çevirmişti.

"Kime mesaj atıyordun niki?" Jungwon ona meraklı gözlerle bakıyordu. Niki o sırada çok telaşlı hissetmişti. Çünkü onlara jake ile olan ilişkisinden bahsetmemişti. "Hiç kimse"
diye mırıldanmıştı sadece.

Jungwon, "Kesin öyledir bende senin telefon ekranında birine kalp dolu bakışlar ile mesaj attığını görmedim" diye gülmüştü.
Sunoo niki'nin omzunu dürtmüştü.

"Ah, genç şımarık niki sonunda aşık mı oldu?" Sunoo gülümseyip içeceğinden bir yudum almıştı. "Ya da bir erkek arkadaş?" Jay kaşını kaldırarak sormuştu.

Niki bir anlığına jake'e aşık olduğunu ve birkaç kez öpüştüklerini falan söylese ne düşüneceklerini merak etmeden duramıyordu. Niki o an sadece sessiz kalmaya karar vermişti.

Niki sonunda derin nefes alıp verdikten sonra güçlükle konuşmaya başlamıştı.
"Ben-hım...siz bir nevi...onu tanıyorsunuz"

"Ne-" Jay, Jungwon ve sunoo birbirlerine bakmaya başlamıştı. Jay, "Onu zaten tanıyor muyuz? Aman tanrım bu kişiyi daha da çok merak etmeye başladım"

"O kişi ile çok yakın arkadaşım ve bir çok zaman beraberiz-" Niki daha sözünü tamamlamadan Jungwon sözünü kesmişti. "Aman tanrım o kişi jake değil mi? Bu çok iyi bir şey niki bunu neden daha önce söylemedin?"

Niki biraz gergin olsa da şimdi artık kendini daha iyi hissediyordu. Jay, "peki en çok onun nesini sevdin?" Niki bir anlığına donmuştu ve ne diyeceğini şaşırmıştı. Aklına jake'in ona sarılması, öpmesi ve gülümsemesi gelmişti. Bir anlığına istemsizce gülümsemeye başlamıştı.

"Ben onun her şeyini seviyorum"

Okuduğunuz için teşekkürler
Umarım beğenmişsinizdir☆

♡Yunki♡

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin