- 3 -

41 5 2
                                    

Niki'nin hayal kırıklılığına uğradığını söylemek yetersiz kalır. Aynı anda ağlıyor ve içten içe çığlık atıyordu.

Minsong'u jake'in dizine uzanmış şekilde izliyordu, bu hiç mantıklı değildi, ama arkadaşların bunu yapması normal değil miydi? Niki iyi bir çöpçatan olduğunu düşünmüyordu çok tedirgin oluyordu ve bu durum da jake ve minsong'un durumunu da bozuyordu. Niki, minsong ve jake'i yalnız bırakarak eve tek başına yürümeye karar verdi.

Aklı ne söyleyeceği, ne yapacağı konusunda yarışıyordu. Niki'nin fikrinin başarısız olmasının sebebinin kendisi olduğu açıktı.

"Topa takılıp düştüğüm için özür dilerim."
Minsong ağzından çıkan her sözde utançtan yere batıyormuş gibi hissediyordu.
Minsong henüz niki'nin tavsiyesi olmadan jake ile konuşamazdı, çünkü ne zaman değerli görünen bir fikri ortaya atsa bunun gibi bir karmaşayla karşı karşıya kalıyordu.

"Sorun değil," jake tatlı şekilde minsong'a gülüyordu.
"Çimler ıslaktı, bu yüzden seni anlıyorum."

"Maçın bu şekilde bitmesini istemedim..."
Jake suçlu çocuğu neşelendirmek için daha da çok gülümsemişti.

"Her şey yolunda, niki ile başka bir zaman oynayabiliriz." Minsong'un endişesini görmezden gelerek söylemişti.

Bu kulağa ne kadar kaba gelse de jake bunu yaptığına memnundu çünkü minsong'un ona aşık olduğuna dair şüpheleri artıyordu.

"Peki yaz tatilinde ne yapmayı planlıyorsun?" Minsong ensesini ovuşturarak söylemişti. Jake dönüp minsong'a bakmaya çalışıyordu.
"Eh, belki arkadaşlarımla buluşup biraz futbol oynarız." Minsong kıkırdamıştı.
"Bilirsin, normal şeyler."

"Evet, evet... tabii ki" minsong hızlıca cevap vermişti. Jake minsong'a hızlıca dönüp,
"Senden ne haber?, ne yapıcaksın."
"Ben bilirsin, doğum günüm yaklaşıyor."
Jake geri önüne dönmüştü. "Peki"

Minsong çoktan eve geldiğini fark ettiğinde jake'e dönüp "eh,sanırım eve gitsem iyi olur." Minsong jake'e kocaman bir gülümseme bırakıp "güle güle" demişti.

Jake'in kendi evinden sadece bir blok ötedeki evine doğru yürümesini dikkatle izliyordu.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

"Hey, Jake, jake, jake?!" Jay elini sertçe masaya vurup jake'in ilgisini çekmişti. İkili beraber yemek yiyorlardı. Grubun geri kalanının işi vardı. "Dikkatin nerede senin?"
Jay'in sesi yine sert çıkmıştı.

"Dikkatim dağılmadı, sadece biraz yorgunum." Kahvesinden bir yudum almıştı.
"Dikkatin niye dağınık?" Jay, jake'e bakarak söylemişti. "Niki'nin bu sıralar çok mesafeli ve benden uzak olduğunu hissediyorum." Jake konuşmasına devam etti.
"Sanki hiçbir şey yokmuş gibi bunu görmezden gelmeye çalıştım ama niki'nin hala bir sorunu var gibi hissediyorum."

"Niki senden hoşlanıyor mu?" Jay bu soruyu ağzından kaçırmıştı. Jake umursamamıştı.
"Hayır" jake gözlerini etrafındaki insanlara dikmişti. "Ben ne zaman minsong ile arkadaşça konuşsam niki sinirleniyor."jake derin bir nefes vermişti, ve kahvesininden bir yudum almıştı.

Zorlukla kapıya doğru ilerleyen jake, kapı koluna uzandı ve kapıyı hızla açtı. Anında dizlerinin çöktüğünü hissetti, yatağı bir kaç santim ötedeydi hedefine doğru ilerlerken telefonu çalmıştı.

"Ah, telefonum nerede?" Gözlerini etrafta gezdirmişti. Ne zaman masanın üzerine koyduğunu hatırlamadığı telefonunu sonunda bulmuştu. Telefonunu eline aldığında çalması durmuştu. "Tamam, artık uyumaya devam edebilirim."

"Geldiğim için özür dilerim jake, sadece telefonumu arıyordum." Niki jake'e baktı,
neşeli olan dış görünüşünün yerine sadece dehşet vardı.


Keyifli okumalar
Umarım beğenmişsinizdir☆

♡Yunki♡

▪︎Bir Çöpçatanla Eşleştirme▪︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin