Uyandığımda yanımdaydı Turan her zamanki pozisyonunda uyuyordu tek fark bir kolu üzerimdeydi. Kolunu hafifçe sağa iteledim ve kalkıp üstlerimi aldım. Banyoda üstümü değiştirikten sonra yüzümü yıkadım içeri geçtiğimde hâlâ uyuyordu kahvaltıyı hazırladım odama döndüğümde sırt üstü dönmüş bir koluyla gözlerini kapatmıştı." Yüzbaşı Turan ALSANCAK!" Doğruldu hızlıca ve hazırola geçtiğinde güldüm.
" Şafak! O nasıl uyandırma şekli ödüm koptu benim burda!" Kendini tekrar yatağa bıraktı. " Kalk hadi ya." İş var evet." Doğruldu ve tişörtüne uzandı.
" Doğruyu söyle beni etkilemek için mi yapıyorsun bunları?" Etkilenmeye ihtiyacın var mı?" Adam haklı beyler dağılın. " Kahvaltıyı hazırladım." Daha erken uyandırsaydın yardım ederdim." Yorgundun. Yoksa bilirsin canıma minnet." Güldü ve bana doğru yaklaştı. Şerefsiz tişörtünü giyse hiçbir sorun kalmayacak. Sonuna kadar haklısın. Yaklaştı, yaklaştı biraz daha yaklaştı tam önümde durdu aramızda bir karış bile yoktur başımı kaldırdım hafifçe, yüzünü görebilmek için.
" Etkilendin yani." Yok amk etkilenmedim! Bende aynısını söylemek istiyordum ama işte.
" Giderin var işte." Fazla etkilendim diyorsun yani." Sıçtın bir de sıvadın. Geri zekalı denir mi direk öyle. Güldü.
" Gülme işine bak." Tişörtü giydikten sonra kahvaltımızı yaptık hemen ardından tugaya geçtik. Selim ile Kürşat'ın ufak atışmasından sonra günlük eğitim vakti geldi. Koştuk bir süre sonra diğer kısımlar ve sonuç çardaklara yerleşmiştik. Hayalet görevdeydi Aras hariç. " Komutanım şimdi siz oldunuz mu?" EVET. "Bitti mi sorularınız?" Yani komutanım." Yanine sokarım sus yeter bunaldım."
Emredersiniz." Doğruldum yayıldığım yerden." Evet beyler güldük eğlendik ben evraklara gidiyorum." Sağlam gel." Vallahi pek zannetmiyorum ama denerim." Ben uzaklaşırken arkamdan bir ses duyuldu." Başına bela alma!" Kes Turan!"
🌕
Boş boş tavanı izledi yine Umut günlük rutin hâline gelmişti resmen. Neyseki serum derdi yoktu. Doktor gelmişti yine kontrole. " Daha iyi misin? Ağrıların nasıl?" Hafifledi." Yürümek ister misin?" Nerdeyse bir haftadır yürümüyordu. İyi olabilirdi.
" Olabilir." Kalkmasına yardım etti Açelya kalktıktan sonra hastane koridorlarında ilerledi bacağı hâlâ ağrıyordu hatta keskin bir şekilde ağrıyordu. Yürüdükçe sanki bıçaklar saplanıyordu yüzü buruştu bu düşünceyle." Ağrıyor mu?" Biraz." Yakan söyleme canın biraz acısa yüzün böyle olmaz." Ağır değil." Odaya dönelim istersen?" Olur." Yatağa geri uzandığında rahatlamıştı hiraz da olsa." Günlük yapmamız lazım bunu daha hızlı iyileşirsin." Tamam." Cevapları kısa ve netti. İlaçlarını yanına bıraktı suyu uzattı hemen ardından. İlaçlardan sonra başını yastığa bastırdı Umut yorgundu fazlasıyla geceleri bacağındaki ağrı katlanılmaz olup uyuyamıyordu. " Geceleri uyumuyor musun?" Neden sordun?" Göz altların hafiften morarmış. Yorgunsun. Bacağın mı ağrıyor?" Eh işte." Yani katlanılmaz oluyor anladık." Göz ucuyla bakmakla yetindi Umut.
" Dilimi hızlı çözmüşsün." Tabiki. Hastamsın sonuç olarak." Buz gibi bakışlar ile baktı Umut güldü bu haline Açelya." Ya birşey soracağım." Koltuğa oturdu." Sizler gerçekten 10 dil biliyor musunuz?" Kişiden kişiye değişir." Sen kaç dil biliyorsun?" 5."
Kaşlarını kaldırdı Açelya Umut ise sıkılmıştı çok soru soruyordu. " Peki sen kaç yerde görev yaptın?" 6." Senle de sohbet edilmiyor ya! Giderim teyzelerin psikolojik sorunlarını dinlerim ben de." Kendini tutamadı Umut güldü. En seslisinden hatta.
" Teyzeler mi?" Evet! Vallahi yoruldum ya aman gidiyorum ben." Otur tamam sor cevaplayacağım." Hepsini?" Hepsini." Şimdi sen subaysın ya senden yüksek rütbeler seni hırpalıyor mu?" Binbaşı bir kere sırtıma sert vurmuştu onun üstü olmadı." Sen emrindeki askerlere?" Doğduna pişman bile edebilirim." Sohbet sürdü yeri geldi kavga ettiler yeri geldi güldüler.
🌕
Yarım saattir nerdeyse Turanla bakışıyorduk." Neden öyle bakıyorsun yine? Ne halt yedim?" Bir halt mı yedin?" Yok yemedim." Yanıma oturdu elini belime yerleştirdi.
" Hayırdır?" Geri çekildim." Askeriyedeyiz." Ama yalnızız." Olabilir bu askeriyede olduğumuz kısmını değiştirmez." Bu yalnız olduğumuz kısmını da değiştirmez."
Ne istiyorsun?" Seni öpmek istiyorum." Burda?" Burda. Tam şuanda." Yanağıma uzandı yanağımdan öptü önce sonra boynumdan sonra saçlarımdan öptü.
" Buydu işte ya." Kıkırdadım.
🌕
Bir şeker daha attı ağzına İlay sonra Aslan'ın kokusuyka gözlerini kapattı.
" Güneşim." Aslan." Napıyorsun?" Bahçeyi izliyordum." Yanına oturdu Aslan." Akşam napalım?" Bilmem bana farketmez." Gülümsedi Aslan İlay'a bakarak." Aslında kızlarla eğlenmeye..." İlay en son başınıza gelenleri unutmadık daha." Güldü İlay en seslisinden." Yok be Şafakta olacağız." O kız hep başına bela alıyor." Güven bana yiğidim güven." Yiğidim?" Yiğidimsin evet. Şimdi sus." Yanağından öpüp kalktı." Nereye?" Şafak'a?" Bekle bırakayım."
🌕
Evett 3 kız toplanmış içecekler hazırlanmış abur cuburlar da yerindeydi. " Eveett." Dediğim gibi kapı çaldı." Aa sikecem ama ya!" Kapıyı açtığımda gözleri kıpkırmızı Turan duruyordu." Kızlar bunu sonra yapalım mı?" Onlar gittikten sonra Turan içeri girdi elleriyle yüzünü kapatıp dirseklerini diz kapaklarının üzerine koydu." Turan?" Hemen dibine oturup yüzünü ellerimin arasına aldım baktı sadece gözleri kızarmıştı ağlamış mıydı o?" Turan. Anlat hadi." Neyi anlatayım Şafak?" Göğsüme yasladım başını. Gözlerini kapattı sıkıca." Turan dinliyorum bir tanem." Başını kaldırdı sıkıca sarılıp başını boynuma sakladı sonra geriye uzandı. Boynum ıslanmaya başladığında ağladığını anladım. Turan ağlamazdı ki." Turan sen ağlamazsın." Daha da sarıldı bedenime. " Babam.." yeterliydi zaten onun en büyük yarasıydı babası. Babası hayatını mahvetmişti. Annesi o ne haldeydi? Gökçe o neler çekmişti? Turan kaç defa kendini çaresiz hissetmişti? Bilinmezdi. Turan'ın gözlerini okumak zordu. Çok çok derine inmen lazımdı. Ona da onun izin vermesi gerekiyordu. Yoksa o duyguları asla okuyamazdın. Elimi saçlarına götürdüm saçlarıyla oynadım. O boynumda ağlarken sadece izleyebildim başka hiçbirşey yapamadım. Acımasız dedikleri komutan şuan ağlıyordu. Duygusuz dedikleri komutan şuan ağlıyordu. Buz küpü dedikleri komutan şuan ağlıyordu. " Turan.. bir tanem. Vatanım söyle." Babam bizi neden hiç sevmedi Şafak?" Belki de en acı veren cümlelerdendi bu." Turan.. yani konuyu bilmiyorum ama öyle deme." Başka bir kadını sevmiş. Bizi bırakıp siktir olup ona gitmiş." Daha da sıktı bedenimi sonra sesler kesildi bedenimdeki kolları gevşedi birden doğruldu ona baktım anlamaz gözlerle beni diğer tarafa yerleştirip kapıya ilerledi. Kapının önünde durdum hemen." Çekil Şafak." Gitmiyorsun hiçbir yere." Şafak. Çekil dedim." Zarar vereceksin Turan bilmiyor muyum zannediyorsun gitmiyorsun hiçbir yere." O herifi mi koruyorsun bana." Dişlerini sıktı.
" Seni koruyorum Turan. Kendine zarar vereceksin." Şafak kendime zarar vermem çekil. Madem beni seviyorsun çekilirsin o zaman." Seni sevdiğim için çekilmiyorum Turan." Üstüme eğildi hafifçe." Ya ben şimdi giderim Şafak ya da biteriz hangisi?" Gözlerim açıldı. Şafak ne yapıcaz? Delirdi en sonunda." Bitelim Turan. Ama gitmene izin vermem." Aklım almıyor yemin ediyorum almıyor. Lan madem seviyorsun bırak gideyim!" Sevdiğim için yapıyorum herhalde Turan! Sence keyfimden mi yapıyorum!" Sevme! Beni böyle seveceksen sevme! Bırak beni sevme!" Kapının önünden çekildim yavaşca başımı eğdim hafifçe madem sevme diyordu bize yapılacak birşey yoktu.
Turan denir mi öyle ha seviyordu bu kız seni nasılsınız canlarım💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAK
HumorYeni tim yeni şehir yeni insanlar. Şafak BOZKURT tayini Hakkâri' ye çıkar ve çocukluk arkadaşlarını bulur. Şafak geçmişinin izini silemezken Turan çocukluğunun izlerini silemez aynı yerden yaralılardır aslında. Sadece oyuncular farklı.( Küfür içerir)