33

22 3 0
                                    

                                 🌕

Sahilde uzanırken yanına biri yaklaşırken kaşları çattı Güneş.
Yanına yaklaşan kişi hemen dibinde durdu." Dikişlerinizin alınma  zamanı gelmiş doktorum ben." Uzaktan süzdüğünde cidden doktora benzediğini farkedince ses etmedi. Yanına çöken adam bedeninin açıkta kalan yerdeki dikişleri yavaş yavaş almaya başladı. Eli göğsüne yaklaşınca irkildi Güneş o sırada Giray'ın küfürleri duyuldu ve saniyeler sonra adam yüzüne yumruk yemiş bir hâlde kumlarda yatıyordu.
" Napıyorsun lan sen?!" Bir yumruk daha yüzüne inerken Güneş uzandığı yerden doğruldu. " Asıl sen na..." Lan adamın amacı farklı!" Güneş'in kolundan çekiştirerek şezlongtaki havluyu alıp Güneş'e sardı." Dağ başımı lan bura!" Kolunu çektiği gibi Giray'a döndü." Asıl sen napıyorsun Güneş! Her doktora benzeyen doktor mu?!" O an bi düşündü Güneş. Haksız sayılmazdı." Tamam otele dönelim." Öfkeyle karışık derin bir nefes aldı Giray. Kolunu yakaladı yine ve otele sürükledi itiraz etmedi bu sefer Güneş,karşı koymadı o an Giray aydınlanmış bir ifadeyle kolunu bıraktı." Şerefsiz yok." Şerefsiz kim?" Turan." Bu sefer hedef Şafak'ın odasıydı Güneş hızlıca üstünü değiştirip çıktığında Turanla Giray bakışıyordu. Korku yoktu kesinlikle.
" Napıyorsun lan sen burda?" Abi uyuduk sadece?" Gözleri Şafak'ı buldu. Başıyla onayladı Şafak.
" Şimdilik izin veriyorum buna."
Hira'yla vedalaştıktan sonra onlar geri dönüyorlardı. Güneş Şafak'ın yanındaki yerini alırken Şafak Güneş'e ne halt yedin bakışları attı. Güneş ise sonra anlatırım bakışı attı zorlamadı Şafak yemekten sonra herkes odalarına çekildi. Giray, Turan ile Şafak'ın beraber kalmasına izin vermeyince dudak büzdü Şafak.
" Desene yine kabustan kabusa atlayacağız." Diye söylenirken uzandı.
" Kabus görüyorsan biz yer değiştirelim?" Bakarız ona iyi geceler." Gecenin ilerleyen saatlerinde yine kabusla uyandığında nefes nefeseydi. Böyle giderse uykusuzluktan ölecekti. Sabah olduğunda Güneş, Giray'ın odasına ilerledi. Kapıyı açtığında altında eşofman üstü olmayan Giray'la olduğu yere sabitlendi. Sırıtmasını gizledi Giray ona döndüğünde bakışlarını kaçırdı Güneş." Hızlı giyin üstünü." Daha kurlanmadım." Yatağın üstündeki havluyu alıp saçlarını kurlamaya devam etti. Göz devirdi Güneş bakmamaya çalışarak yarım bir gülüş attı Giray bununla. Güneş ise rujunu çıkartıp aynanın önüne geçti aynadan Giray'a baktığında onu izleyerek saçlarını kurladığını gördü. Bakışlarını ondan çekip ruju dudaklarına sürttü." Sahte sarışına benziyorsun." Lan daha ne kadar anlatacağım has sarışınım ben!" Saçını kurladığını havluyu yatağa tekrar bıraktı ve Güneş'e yaklaşıp saçlarından bir tutam ayırdı." Has sarışınsın evet." Sonunda Giray abi yani kabullenmen güzel." Abi.. fotoğraflar hâlâ duruyor." Parmaklarının arasındaki ruj kırılınca yutkundu." Bu tonu seviyordum. Bir saniye ne? Silmedin mi onu sen?!" Abiye noldu?" Ebenin neyse! Sil onları!" Ona ben karar veririm...." Devamını getiremedi kolunda hissettiği sızıyla yüzü buruştu." Noldu?" Koluna döndüğünde kaşları çatıldı. Derin bir nefes alıp komodinin üzerindeki ilacını içti hemen ardından kolundaki yarayı temizledi.
                               🌕
Nefesini ensemde hissetmemle ona dönüp yatağa oturdum." Hazırsan gidelim." Hazırım." Yemekten sonra ben Turanla biraz gezdim. Ben anlattım o dinledi. Kendi etrafımda döndüm o izledi en sonunda yorulup kendimi kuma bıraktığımda yanıma oturdu. " Ne düşünüyorsun?" Bakışlarını bana çevirdi. Bu sefer ne düşündüğünü anlamamı engelliyordu bu sinirlerimi bozuyordu işte.
" Babamı." Gözlerimi kırpıştırdım.
Bu iyi değildi işte birşey olmuştu.
" Neden?" Öylesine." Kısa cevaplar vermesi hoşuma gitmemişti.
" Bu bir cevap değildi birşey olmuş." Bilmiyorum. Anlamıyorum ne yapmaya çalışıyor. Gökçe'nin karşısına çıkmış bu sefer." Yüzü buruştu." Ona baba demekten nefret ediyorum." Kaşlarım havalandığında kendimle beraber onu da ayağa kaldırdım. Kolundan çekerek insanlardan uzaklaştım biraz kollarımı boynuna sardım yavaşça.
" Gökçe ne yapmış?" Gönderdikten sonra beni aradı." Başımı boynuna sakladım elleri belimi sararken derin bir nefes aldım." Kollarımın arasında her zamankinden daha güzel duruyorsun biliyor musun?" Güldüm seslice. Hemen ardından silah sesleri duyuldu.
                               🌕
Ensesinden tuttuğu gibi yere çekti Güneş, Giray'ı." Dur bi!" Diye kükredi Giray. Başını doğrulttuğunda ters bakışlar attı Güneş." Bende insanım ya hani! Yavaş al!" Acile gitseydik şuan bunlar olmayacaktı!" Söylenerek dikişleri almaya devam etti Giray.
" Gitmem diye tutturdun!"  Gitmem!" Sus Güneş sus lütfen ya!" Son dikişi hızlı çekince çığlık attı Güneş.
" Özür dilerim hızlı oldu bu." Bilmen güzel!" Geri çekildiğinde acıyla yüzünü buruşturdu Güneş." Hayvan! Yavaş olsana!" Hayvan mı?" Ayağa kalktı Giray. Söylenerek banyoya ilerledi ve ellerini yıkadıktan sonra derin bir nefes aldı. Tam bir sinirbozucuydu. " Söylenme bana ordan!" Ya sabır temalı bir nefes aldı Giray.
                              🌕
Ellerimi korkuluğa yasladım.
" Güzelim?" Güzelim ya güzelim bil bakalım kim yazdı Turan?" Kaşları çatıldı." Ne?" Telefonuna döndüğünde yazan isimle bakışlarını bana çevirdi.
Telefonu alıp ufak bir göz gezdirmeden sonra derin bir nefes alıp tekrar masaya koydu." Nazlı'yı kıskanmış olamazsın." Aptal mı bu? Derin bir nefes alıp cevap vermeden içeri girdim." Şafak ciddi söylüyorum Nazlı'yı mı kıskandın?" Beni delirtme Turan!" Bitti. "Kız gelmiş yaşananları unutup nasıl onunla sevgili olursun diyor ya!" Ş.." sonra Turan lütfen sonra! En son sinirlendiğimizde nolduğunu hatırlıyorsun. Duşa giriyorum ben." Havlumu aldığım gibi konuşmasına izin vermeden duşa girdim. Küveti doldurduktan üstümdekileri çıkarıp kenara koydum. Bedenim sıcak suyla gevşerken başımı geriye yasladım.
O mesaj aklıma geldikçe sinirleniyordum. Gevşemeye çalıştım yine de kapının açılıp kapanma sesini duyunca Turan'ın gittiğini anladım. Yanağımdaki ıslaklık hiç de hoş değildi. Nolduğunu anlamadım,burun kemerim sızlıyordu en sonunda gözlerimde biriken yaşlar dayanamadı. Hızlıca yıkanıp havluyu bedenime sardım. Saçlarımı da banyoda kurladıktan sonra yatağa uzandım havlumu düzeltip telefonumu aldım yazacakken vazgeçip ofladım. Gözlerimde tekrar yaşlar birikirken bu sefer tuttum kendimi. Kapının açılma sesi doldu kulaklarıma. Başımı eğdim gözlerimi görmesini istemiyordum. İlk defa gözlerimi görmesini istemedim. Hemen yanımda durunca kenara kaydım. Açtığım yere oturdu ve parmakları yanağıma uzandı. Yüzümü elleri arasına aldı. Dudaklarını tek tek damlayan gözyaşlarıma bastırdı. Derin bir nefes aldım." Kızma bana. Yemin ediyorum o kızla bir yaşanmışlığım yok." Neden öyle yazdı o zaman?" Bilmiyorum. Çocukluğumda pek dışa dönük biri değildim. O gelirdi arada bi onunla da pek konuştuğum söylenemezdi." Başımı geri çektiğimde içinde fırtınalar koptuğunu görmek için gözlerine bakmak yeterliydi. Kendimi biraz kaldırıp altımıdaki çok kalın olmayan ama çokta ince olmayan yorganı üstümüze örttüm. Sırtımı yastığa yasladım. O da sırtını yaslarken ikimizde tek kelime konuşmamıştık. Aslında korkuyorduk ikimizde. Birbirimizi kırmaktan korkuyorduk. Parmaklarımı parmaklarına doladım usulca.
" Nereye gitmiştin?" Benimde sakinleşmem gerekiyordu." Bir kolunu belime sararken saçlarımın üstünden öptü hafifçe. " Sakinleştin mi?" Sen sakinleştin mi?" Hıhım." Üstünü giyin o zama Gökyüzüm onunla rahat uyuyamazsın." Kalktığımda üstlerimi alıp banyoya ilerledim. Üstümü giyindikten sonra kendimi uykuya bıraktım.
Yine geldimm finale az kaldı💛

ŞAFAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin