22.Bölüm~DeathLand

80 17 22
                                    

Çıkalım bakalım Kuzey.
.
.
.
.

"Nihayet bitirdiniz!" Çınar'ın yüksek sesli konuşmasıyla rahat bir nefes aldım, herkes yaşıyordu.

"Harbiden, bir saat kaldı oyunun bitmesine ve bizim bir jetonumuz eksik." Tuğrul da iyi gibiydi, sadece kolunda ufak bir çizik vardı.

"İçeride bir şeyler mi oldu? Bir garipsiniz sanki." Açelya'nın sözleriyle Kuzey'e baktım, düz bir ifadeyle bana bakıyordu. Hızla gözlerimi kaçırıp Açelya'ya döndüm.

"Yok hayır, bir şey olmadı." Biraz tedirgin çıkmıştı sesim. Açelya gözlerini kısarak bana baktı.

"Sanmıyorum, kesin bir şey var..."

"Neyse, bırakın şimdi onu bunu. Vakit az, hızlı trene gidelim."

Tuğrul'un konuşmasından sonra hızlı trenin olduğu yere ilerledik. Fazla yürümeden gelmiştik. Kapıdan içeri girdiğimizde treni gördük.

"Buna binmekte emin misiniz? Ölürüz lan bununla?!" Açelya'nın isyanına hak verdim. Korumalıkları kopmuş, her yeri pas tutmuş, yıkık dökük bir trendi. Düz metale otursak daha işleviydi kısaca.

"Buna böyle binersek yüzde yüz ölürüz, hepiniz dışarıdan rayları görmüştür. Yüksek inişler, kıvrımlar ve ters dönüş gereken yerler vardı. Kısaca bir şeyler yapılması gerekiyor."

Bu sözleri söylerken ilerleyip trene dokundum. Hafifçe vurduğumda boş teneke sesi verdi. Ulan herhangi bir darbede pestil olurdu bu tren.

"Lan Murat?!"

"Oha Tuğrul reis?!" Bağrışlarla kafamı kaldırıp duruma baktım. Yan tarafımızda beş kişilik takım belirmişti. Yerimize oturmadan görünmüşlerdi, şaşırtıcı.

'Takım Drivers ve Vurduranlar, hız treni hizmete açılmıştır. Tren oyunu hepiniz trene bindiğinizde başlar. Amacınız trenle beraber aynı noktaya geri dönmenizdir. Turu ancak tren ile beraber tamamlayabilirsiniz. Küçük bir ipucu, yolda saldıraya uğrayabilirsiniz! Hazır olduğunuz da başlayabilirsiniz,iyi eğlenceler.'

Hepimiz kadının sözlerini dinledikten sonra birbirimize baktık. İçlerinde tek tanıdığım, çift testinden Murat ve Asude'ydi. Gerçi biri tanıdık geliyordu.

"Oğlum sen de mi öldün lan?" Murat sormuştu bunu.

"He ya, oldu bir şeyler." Dedi Tuğrul.

Herkes birbirine bakarken, böyle olmayacak diyerek sözü devraldım.

"Öncelikle merhaba, bu oyunda beraberiz görünüşe göre. Şimdilik kısaca birbirimiz tanıtalım. Ardından kalan yeteneklerimizle neler yapabileceğimize bakalım. Olur mu?" Herkesin dikkati bendeyken yavaşça konuştum.

"Tamam o zaman ilk bizim takım tanıtsın kendini, ben başlıyorum. Adım Zafer, makine mühendisiyim. Ölmeden öncede kopilotluk yapıyordum."

"Ayrıca sevgilim olur kendisi." Murat araya kaynak yaparak söylemişti.

"Murat!" Murat kocaman kahkaha atarak Zafer'i yanağından öptü.

"Neyse bende Murat, savaş gemisi kaptanıyım. Ayrıca Tuğrul ve Asude ile askeri lisede arkadaştık." Arkadaş oldukları belliydi, biri kumral diğeri sarı ayı.

Ama takıldığım nokta arkadaşlık ilişkisiydi. Eğer önceki tanışıklıklara bağlı takım arkadaşı oluyorsak, neden Tuğrul o takım ile değildi? Ben düşünürken Asude konuştu.

"Asude ,savaş uçağı pilotuyum." Gülümseyerek konuşmuştu kadın,sakin ve sıcakkanlı birine benziyordu.

"Sıra bende sanırım, ben namıdiğer Mert Kofuoğlu, dünya ralli şampiyonu. Ayırca Asude'nin gelecekteki kocası." Hiperaktif gözüken adam heyecanla konuluyordu. Ayrıca onu neden tanıdığımı anladım, medya da fazlasıyla zaferi konuşulmuştu.

Ölüm Oyunu BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin