31 | Kanser

13 2 0
                                    


Aradan bir gün geçti. Mahirin beni görmezden gelişinin ardından tam 12 saat ve 42 dakika geçti.
Ben o sırada sadece düşündüm. Çok mu abarttım? Yoo! Haklıyım aslında.. peki üstüne fazla mı gittim? Evet, olabilirdi. Ben bencil biri miyim? Kesinlikle hayır! Ama sanırım Sevdiklerimin kıymetini bilmiyorum. Aslında biliyorum ama bilmiyor gibiyim de.
Kafam çok karışık!

Aradan geçen saatlerde hiç uyumadım, aksine sabahladım. Zaten uyumak da pek mümkün değildi benim için, onunla küsken rahat bir uyku çekmezdim. O çekmiş miydi?
Kafayı yiyecektim! Düşünmekten kafayı yiyecektim!

Sabah olduğuna dair belli olan güneşin ışıkları odama vuruyordu. Uzanıp saate baktığımda 7 buçuk olduğunu gördüm. Okul saat 8 de başlıyordu. Bi de başımda baş belası olan bir Okul vardı!
Hemen kalkıp üstümü bir çırpıda değiştirdim. Aynaya baktığımda göz altlarımın mosmor olduğunu gördüm ama bu şu an pek umrumda olan bir şey de değildi.

Çantamı alıp Odadan çıktığımda tuvaletten gelen öğürme seslerini duydum. Merakıma yenik düşüp oraya gittiğimde yavaşça kapıyı tıklattım.
Sabah sabah kim kusuyordu ki?

Biraz bekledikten sonra kapıyı Melisa açtı, ama nasıl açma. Karşımda kıvırcık saçları dağılmış ve teni bembeyaz gibiydi.

"Melisa.. iyi misin?!"

Hemen koluna dokundum, fakat Melisa benim endişemin aksine gülümsedi.

"İyim, alıştım bu duruma merak etme."

Hangi duruma? Tam ağzımı açıp bir soru soracakken bir ses araya girdi.

"Melisa?!"

Denizin sesiyle ona döndüğümde, döner dönmez beni Melisa'nın yanından çekip kendisi hemen koluna girdi. Bu yaptığına hem anlam verememiş hemde kırılmıştım, beni bir eşya gibi kenara ittirmesine.

"D-Deniz iyi-"

Daha lafını tamamlamadan Melisa Denizin kucağına yığıldı. Olayın şokunu atlatamamışken Deniz hemen Melisayı kucağına alıp aşağıya doğru koştu.

"Baba!"

Üvey Annemle Babam koşarak Odalarından çıktığında onlar da hemen paniğe kapıldılar. Şu an neler oluyordu?

"Kızım!"

"Nefes alıyor mu Deniz?!"

"Bilmiyorum! Baba, ölmez dimi?!"

Ne ölmesi?

Bende onların peşinden gittim, Melisa'nın sararmış yüzüne baktım.

"Melisa! Aç kızım gözlerini! Şimdi değil! Hayır, Adnan bir şey yap!"

Üvey Annem ağlamaya başladığında elim ayağam birbirine dolandı. Ölecek miydi? Neden böyle diyorlardı? Sadece bayıldı!

"Neler oluyor? Sadece bayıldı.."

Diyebildim tek. Babam bana saniyelik baktığında ağzını açacakken Deniz bana öyle bir bağırdı ki yerimde sıçradım.

"KES SESİNİ!"

Şok olmuş bir şekilde ona bakarken onun sert bakan gözleriyle karşılaştım. Bana neden öyle baktı, neden bağırdı anlamadım ama kalbimin bin bir parçaya ayrıldığını hissediyordum. Babam da Denize kızdı.

"Ne bağırıyorsun lan Kıza! Nehirin hiç bir şeyden haberi yok!"

"Olsa da farketmezdi ki! Melisayı pek sevdiği söylenmez! Kim bilir ne dedi de, Melisa bu halde!"

Ağzımı açamıyordum. Belki bir sürü şey diyebilirdim, kendimi savunabilirdim ama ağzımı açamadım. Öylece Denize baktım. Bana tanıdık ama bir o kadar da yabancı olan İkizime.
Sonra aklıma Melisa'nın ilk geldiğim zamanlar bana dedikleri geldi.

Aşkın Nehiri | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin