(Medya: Almina)
Söyleyecek bir şey bulamıyordum. Artık her şeyi biliyor olması içimdeki duyguları dalgalandırıyordu. Bir bakımdan üzülmem gerekiyordu; beni reddetme olasılığı olduğundan dolayı... Bir bakımdan da rahatlamam gerekiyordu; artık her şeyi bildiğini biliyordum...
Burnumdan gülerek başımı iki yana salladım. "Yani... Dört yıl kadar bekletmiş olabilirsin..." dedim ama böyle dediğim için nedense pişman olmuştum. Başını eğip kumları izledi. O da ne diyeceğini bilmiyordu. "İnan ki o dört yılda tek bir günüm güzel geçmedi ve kimseyi göremedim Almina. Şimdi ise... Dediklerin, duyduklarım..." dediğinde eli boğazına gitmişti. Başını sağa sola sallarken, "Ben bilmiyorum Almina... Seni nasıl kırmadan konuşabilirim, nasıl mutlu edebilirim bilmiyorum. Ki seni incitmeyi asla istemem," dedi.
O kadar güzel konuşuyordu ki içim yumuşamıştı. Ses tonu çok sakindi, huzur doluydu. "Ben seni kusurlarınla da sevmeye hazırım Murat." demem ile o güzel mavi gözlerini kumlardan ayırıp benim gözlerime odakladı. Ondan gözlerimi ilk defa kaçırmıyordum, aksine en derinine inmeye çalışıyordum.
Telefonu çalınca gözlerimiz aynı anda telefonun ekranına odaklandı. "Babam arıyor" yazıyordu ekranda. Murat'ın telefonu elinin arasında sıktığını fark ettim. "Neden engellemiyorsun?" diye sordum bakışlarımı tekrar yüzüne çevirerek. Acılı bir gülümsemeyle, "Denemedim mi sanıyorsun?" dedi telefonu sıkmaya devam ederken. "O gece saatlerce bağırdı, hatta sadece onunla da kalmadı ama boşver, gerisini bilmesen de olur." dedi ve ekledi. "Gerçi neden maske taktığımı anlamışsındır. Hep olduğu gibi tekme yumruk işte..." Bunlara alışmıştı. Doğal bir şeymiş gibi geliyordu ona. Oysaki onun bunları hak etmediğinden emindim. "Polis..." derken ne diyeceğimi anlayıp atıldı. "Gidersem ne beni ne de Deniz'i yaşatır. Zaten önceden denemiştim, sonuçları pek iyi olmamıştı." dediğinde çatılan kaşlarımla, "Ne için denemiştin?" diye sordum. "Boşver, konuşmayalım bunları." diyerek geçiştirdi.
Böylesine iyi yetişmiş birinin ailesinin bu kadar kötü olması beni şaşırmıştı. İyi yetişmiş diyorum ama aslında o kendi kendine öğrenmişti her şeyi. Daha doğrusu anlattığı kadarıyla öyle anlamıştım. "Peki," dedim sakin bir sesle. Şimdi ne konuşacaktık?
"Kalkalım mı?" diye sorunca başımı aşağı yukarı salladın. İlk Murat kalktı yerden. Ben de kalkmaya çalıştım ama ayağım kayınca tekrar yere oturdum. Murat gülümseyerek elini uzattı. "Dikkat et." derken utanarak elini tuttum ve yerden kalktım. "Ayağım kaydı ya. İsteyerek olmadı." dediğimde duraksadım. İsteyerek olmadı mı dedim ben? Ne saçmalıyordum? Murat'ın burnundan güldüğünü duyduğumda, "Tabii, gördüm ben yanlışlıkla oldu." demesiyle ona döndüm. Utançtan kafayı sıyırmak üzereydim. "İstemsizce söyledim onu." dedim fakat bunu da neden söylediğimi bilmiyordum. "Fark ettim, o da yanlışlıkla oldu." deyince somurttum. Rezil olmuştum ve Murat bunu kullanmayı çok sevmişti. Bir dakika, bir dakika... Murat beni reddetmemişti. Düşüncelerimi "yanlışlıkla" dışıma vurmuştum galiba. "Ee, beni reddetmedin..." derken "reddetmek" kelimesine gelince sesimi kısmıştım. Duymuş mudur ki?
Kaşlarını çatarak bana baktı. Allah'ım ben ne yapıyorum ya!? Bu kadar da olmaz ama... İsyan bayraklarımı çıkarmak istiyorum. "Efendim?" diye sorunca içime su serpilmişti ancak şimdi ne diyecektim? "Bir şey demedim." dedim yüzüne bakamazken. "Nasıl demedin? Ben delirdim mi o zaman?" dedi kuşkulu ifadesiyle. Geri vitese takmam gerekiyordu. "Yok, yani bir şey söyledim ama gereksizdi." diyerek kurtarmaya çalıştım. Başını sallamakla yetinip yürümeye devam etti.
Evimin önüne geldiğimizde, "Görüşürüz." dedim tebessümle. O da gülümsedi ve "Görüşürüz." dedi. Apartmana girerken annemin asansörden inmesiyle adımlarım bir anda duraksadı. Gözleri direkt Murat'a kaymıştı. "Heh, geldin mi?" dedi bana doğru yürürken. Yok anne gelmedim, on dakikaya oradayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Rağmen...
Teen FictionÇocukluğunda babasından ağır şiddet gören Murat, hayatı boyunca babasına benzememek için çabalar. Hayali yerine koyduğu hedeflerini böyle bir babaya rağmen kazanır, asla pes etmez. Fakat bir gün hiç beklenmedik bir anda kalbine güzel bir his yerleş...