Alfa türünün tükenme noktasına geldiği, üremenin durduğu kırsal topraklara şehirde yetiştirilmiş asker alfaların gönderilmesine karar verilir. Min Yoongi de bu grubun içindedir ve görevi öğretmenliğin yanı sıra tıpkı köye gönderilen diğer alfalar gi...
tatil bitmeden önceki son bölümü yazdım ve kaçıyorum oy sınırını 280 yapıyorum bu defa sınır dolmadan bölüm atamıycam bilginize😡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
💒
Yoongi omegasının mühür konusundaki yoğun arzusunu yerine getirmek için deliriyordu. Onu durduran hiçbir şey yoktu artık. Gülümseyerek omeganın yüzüne yapışan haylaz saç tutamını geri çektikten sonra başını salladı. "Bana dünyaları bahşettin.."
"Lütfen...çabuk yap.."dedi nefes nefese. Tüm vücudundan terler boşanıyordu.
Yoongi kırılgan ilişkileri adına sormak zorunda olduğu soruyu dile getirdi. "Sonra pişman olmayacağına eminsin değil mi? Seni kötü hissettirmek istemiyorum-"
"Yoongi kızgınlıkta değilim, kendimdeyim ve ne istediğimi biliyorum," diye sızlandı, kendini ister istemez sıkınca duvarlarını yağmalamakta olan alfanın aletini de sıkmış oldu, bu da alfayı, alnındaki damarları belirginleştirecek kadar zorladı. Dudağından bir inleme firar etmesine engel olamadığında "Jimin...tamam,"dedi güçlükle. "Biraz gevşe."
"Özür dilerim," omega ne yaptığını anlayınca gözleri irileşti. "Mühürle..." O esnada da ağlamaya başladı. Her şey çok hızlı oluyordu. "Mühürle işte! ne yapmamı istiyorsun? yalvarayım mı?"
"Hayır hayır birtanem...amacım bu değil," gözyaşlarını öptü hemen. "Ağlama sakın." Gözyaşları sessizce süzülürken alfa da içinde hareket etmeye kaldığı yerden devam etti. Kurduna işaretleri yeterince belirgin bir şekilde gönderiyordu. Artık omegaya olan saçma güvensizliği yok olmaya yüz tutmuştu. Ki ondan uzun zamandır uzak durduğu için kurdu da Yoongi kadar heyecanlıydı, o da mühür vermek için can atıyordu çünkü bu kontrolün onda olması demekti ve alfanın kurdu buna tam anlamıyla bayılırdı.
Bu yüzden dişlerinin sivrileşmesi konusunda güçlük yaşamadı. Çok kolayca oldu ve bitti.
Yoongi narin, sevimli ve minik omegasını, altında sızlandırırken kurdu da harekete geçti. Boynu şimdi açık hedefti. Yoongi koyu gözleriyle omeganın bembeyaz tenini adeta yiyordu. Ona iyice yaklaşıp burnunu koku bezine bastırdıktan sonra dişlerini Jimin daha ne olduğunu anlayamadan tenine geçirdi ve tenini diliyle ıslattıktan sonra vahşi, ilkel bir biçimde onu ısırdı. Jimin aniden hissettiği yoğun acıyla kıvranırken bir çığlık attı. Tüm odayı dolduran boğuk, tiz bir çığlıktı bu. Yoongi hemen bırakmadı, mühürlenmenin gerçekleşmesi için en azından on saniyeye ihtiyaçları vardı. Olduğu pozisyonu korurken omegasının beline ve karnına kolunu sararak bebeğe zarar gelmesini engelledi içgüdüleriyle. Jimin de acıdan kıvranmayı bırakarak gevşedi, sonra dudakları arasından bir nefes gibi inlemeler döküldü. Konuşacak halde değildi, başı dönüyordu. Acı yerini hazza bıraktığında gözleri geriye doğru kaydı ve kendini alfanın insafına bırakarak ikinci defa titreyerek boşaldı.
