Alfa türünün tükenme noktasına geldiği, üremenin durduğu kırsal topraklara şehirde yetiştirilmiş asker alfaların gönderilmesine karar verilir. Min Yoongi de bu grubun içindedir ve görevi öğretmenliğin yanı sıra tıpkı köye gönderilen diğer alfalar gi...
ficin şimdilik en uzun bölümüyle geldim, parmaklarımı hissetmiyorum şu an 🫣. Bölüm sizi biraz kırabilir, şimdiden söyleyeyim. Yorum yapmadan geçmeyin, yüzde doksanınız yorum yapmıyor AMANEDEN.🤷🏼♀️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🏚️
Taehyung'un annesi Bayan Kim'in bazı öfke problemleri olduğu yalnızca hane içinde bilinen bir gerçekti.
Ne büyükannesi ne de annesi bu sırrın bilinmesinden hoşlanmayacağı için Taehyung insanlardan kendini biraz soyutlamak zorunda kalmıştı. Jimin'e gelene dek hiçbir arkadaşının olmaması ve olsa bile onlarla sıkı ilişki kuramamasının nedeni de buydu, annesi gibi bir tehdidin her daim etrafında olduğu bir yer ona güven vermiyordu.
Taehyung buna zaman geçtikçe alıştığını sandı. Hem babasını hem de biricik abisini aynı savaşta art arda kaybettiğinde henüz sekiz yaşında küçük bir çocuktu. Annesi olanları atlatmak bir yana onların hâlâ var olduğunu ve bir gün döneceklerini düşündüğü kısa ama acılı bir süreçten geçmişti, hâl ve tavırlarının Taehyung'a ve yeni oluşmaya başlayan kişiliğine zarar verdiğinden bir haberdi. Zaman ilerledikçe ebeveynlik görevini yerine getirememeye ve kendisine dahi yetememeye başladığında ipleri ele alan kişi büyükanne Kim oldu. Böylece Bayan Kim ile oğlu Taehyung şehirden köye taşınmak zorunda kaldılar.
Taehyung bunun işe yarayacağını ummuştu ama hiçbir şeyin geçtiği yoktu. Aksine yıllar geçtikçe annesi ona karşı daha gaddar ve kırıcı oluyordu. Taehyung ona kendini yarandırmaya çalışmaktan dolayı yaralanırken dışarıya karşı bunu göstermekten hep kaçındı çünkü ona öğretilen buydu. Babası da abisi de duygularını gizlemeyi çok iyi bilen alfalardı, çok başarılı ve zekiydiler de. Taehyung bu dört dörtlük ailenin içinde kendini hep biraz yetersiz görmüştü. Ancak artık ailesinin yarısı yoktu. Yalnızdı, kimseye derdini açamıyor, olmak istediği gibi olamamak canını yakıyordu.
Yine de annesini seviyordu. O, ailesinden geriye kalan ve eski günleri hatırlatan tek şeydi. Ama biliyordu ki ondan ne kadar uzak olursa o kadar mutlu ve huzurlu olurdu. Bu yüzden kendine bir yol çizmek istedi, bu yüzden asla yapmayacağı şeyler denedi ama onlarda da başarısız oldu. Kendine çok güvendiği halde bir alfa tarafından seçilmedi ve bu olanlar günden güne onu daha da mutsuz etti. Yalnız oyunculukta öyle başarılıydı ki bunu hiç kimse anlamadı. Zaten fazla kimi kimsesi de yoktu. Büyükannesi, gelininin öfkesini ve nefretini tutmaya çalışmaktan katılaşmış, daha sert birine dönüşmüş ve yaşlanmıştı. Zaten torununa yetecek kadar da iyi olmamıştı hiçbir zaman.
Aslında Taehyung fazla bir şey istemiyordu ama öyle sanıyordu. Çok fazla şey istiyorum ki onu bana kimse veremiyor, diye düşünürdü sık sık.
Şenliğin olacağı gün, öğlen uykusundan uyanmasına sebep olan şey annesinin bağırışları oldu. Bu onun için uyanma alarmı olmuştu artık. Gözlerini ovuşturup uyku sersemi merdivenlerden aşağı indiğinde annesini masadaki tüm tabakları bir bir yere fırlatırken buldu. Çıkan büyük gürültü yüzünden Taehyung yüzünü ekşitti. Büyükannesi gelinini durdurmaya çalışırken elini kesmiş ve köşeye sinmişti.