Bazı anlar vardı. Ömrünüzün sonuna kadar unutmayacağınız anlar...
Bu anlar bazen iyi anlar olsa da bazen kötü anlar da olabiliyor. En unutamadığınız anınızı düşünün. Sizi üzüyor mu yoksa mutlu mu ediyor?
Kimilerinin aklına mutlu anılar gelmiştir, kimilerinin aklına da mutsuz anılar... Bazılarınızın aklına ise hem mutlu hem de üzgün olduğu anılar gelmiştir. Hatta aklınızdan şunu geçirmişsinizdir. "Ben şimdi geçmişte mutlu mu olmuşum mutsuz mu?" Bu soruyu düşünmüşsünüzdür. Hatta mutsuz anları yaşarken defalarca kez Tanrı'ya isyan etmişizdir. Ama Tanrı'nın bir suçu yoktu. Bu hayata geliyorduk. Tanrı ise sadece bizim doğumumuz ve yok oluşumuzla ilgileniyordu. Seçimlerimizi biz veriyorduk. Seçimlerimizin sonucu mutlu veya mutsuz bitiyordu. Biz insanlar ise her zaman kendimizde suç bulmak istemeyiz. Her zaman başkalarını suçlarız. Ya Tanrı'yı ya da bir başkasını.
Benim şu an hem mutlu anılarımı yaşadığım hem de mutsuz anılarımı yaşadığım zamanlardı. Ben ise Tanrı'ya isyan etmek yerine Tanrı'ya bir yandan Emir'i, Selin ablayı ve Emre amcayı karşıma çıkardığı için teşekkür ediyorum. Bir yandan ise annemi bana versin diye yalvarıyordum. Çünkü böyle bir hayatı ben seçtiysem bile seçmek istemezdim. Hiçbirimiz seçmek istemezdik değil mi? Seçimlerinizin sizi mutsuz edeceğini önceden bilseydiniz bile bile o yoldan gider miydiniz?
Sevgili kar tanesi. Şu an belki de mutsuzsun ve mutsuz olduğun için başkalarını suçluyorsun. Ama suçlama. Bu yolu kendin seçtin. Seçimlerinin senden ne aldığına bakma. Sana ne getirdiğine bak. Seni mutsuz etti ama bu hatayı yapmasaydın belki de hayatı öğrenemeyecektin. Hatalarından pişman olma, onlardan her zaman ders çıkar. Çünkü hayat isyan etmeni beklese de sen ders çıkar ve hayatın bir sonraki hamlesinde güçlü kal. Güçlü kalk ki her zaman mutlu olasın.
Selin abla arabayı evin önüne park ettikten sonra arabadan bizi indirdi ve hemen sonra eve doğru yürümeye başladık. Eve girince Selin abla bizi banyo yaptırdıktan sonra üstümüzü giydirdi. Hemen sonra mutfağa yemek hazırlamaya gitti. Bizde Emir'le birlikte Emir'in odasında cam kenarında oturmuş dışarıda yağan karı izliyorduk.
Kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra Emir konuşmaya başladı.
"Bugün çok güzeldi değil mi kar tanesi?"
"Evet Emir çok güzeldi. Çok eğlendim ve çok mutlu oldum."
"Senin mutlu olman çok güzel bir şey kar tanesi. Nelere mutlu olursun sen? Kar taneleri neleri sever anlatsana."
"Bilmem ben şu yaşıma kadar hep annemi yanında mutlu oldum. Şimdi o yok siz varsınız ve sizinle de mutlu oluyorum."
"Parkı pamuk şekeri dondurmayı ya da çocukların sevebileceği bir sürü şey var. Onlarla mutlu olmuyor musun?"
"Ben hiç parkta oynamadım, hiç pamuk şekerde yemedim. Ben sadece evimizin balkonundan dışarıda oyun oynayan çocukları izlerdim. Onların oyunlarını izler, oyuncaklarına bakardım."
"Senin oyuncakların var mıydı?"
'Hayır' anlamında başımı salladım ve konuşmaya başladım.
"Bir tek küçük bir ayıcığım var. Bebekliğimden beri onunla oynadım."
"Şimdi nerede ayıcığın?"
"Aşağıda valizimde"
"Bana göstermek ister misin kar tanesi?"
"Olur Emir"
Hemen yataktan indim ve aşağıya indim. Valizimden ayıcığımı çıkardıktan sonra ayıcığıma sarıldım ve yukarı Emir'in odasına çıktım. Odaya girince yatağa oturdum ve ayıcığı Emir'e uzattım. Emir ayıcığı aldıktan sonra bir süre ayıcığa baktı. Hemen sonra bana döndü ve konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüler Arasında: Mafya
Romanceİlk kan...İlk güven...İlk aşk... Berfu çok küçük yaşta tanışmıştı soyadındaki ateşle. İlk anne kanı gördüğü gün, ilk güven duygusunu da tatmıştı. Annesini kaybettiği yetmiyormuş gibi zorlu bir yurt hayatı da yaşamıştı Berfu. Bunca zorluğa rağmen o ç...