9. BÖLÜM: GELECEĞE FOTOĞRAFLAR

18 5 0
                                    

Sabah gözümü yeni bir sabaha açtığımda hemen yataktan kalktım. Yanımda Selin ablayı göremeyince korkarak kendimi odadan dışarı attım.

Salona baktığımda kimse yoktu. Mutfaktan gelen seslerle mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Mutfağa geldiğimde Selin ablanın kahvaltı hazırladığını gördüm. Hemen Selin ablanın yanına gittim ve konuşmaya başladım.

"Günaydın Selin abla."

Selin abla bana döndü ve gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Günaydın Berfucum. Bende seni uyandırmaya geliyordum. Gel elimizi yüzümüzü yıkayalım. Oradan da Emir'i uyandıralım."

"Tamam Selin abla."

Beraber banyoya doğru ilerledik. Banyoya gelince Selin abla elimi yüzümü yıkamama yardım etti. Hemen sonra Emir'in odasına gittik. Selin abla Emir'in yatağına oturdu ve konuşmaya başladı.

"Emircim hadi uyan."

"Anne 5 dakika daha."

"Oğlum hadi geç kalacağız."

"Anne 5 dakikayla geç kalmayız."

Selin abla bana döndü ve gülerek konuşmaya başladı.

"Berfucum sana uykucu diyorduk. Senden daha uykucular da varmış."

Emir hemen yataktan kalktı ve konuşmaya başladı.

"Ben uykucu değilim."

"Sonunda uyandın Emircim."

Selin abla ve Emir'e gülerek baktığım sırada aklıma annem geldi. Annem de her sabah gelir ve beni böyle uyandırırdı.

Şu hayatta değişmeyecek tek şey geçmişti. Geçmişte kaybettiklerimiz geri gelmiyordu. Geçmişin kıymetini ancak gelecekte anlıyorduk. İnsanın doğası buydu. Yaşadığı hiçbir anın kıymetini bilmiyordu. Oysa ne geçmiş önemliydi ne de gelecek. Şu anın kadar kıymetli hiçbir şey yoktu.

Şu an bunu okuyan kar tanesi. Şu anın kadar önemli hiçbir zamanın yok. O ertelediğin her neyse kalk ve onu yap. Çünkü 1 saniye sonranın yada 1 gün sonranın garantisi yok. Hayat öyle bir yerdi ki annemizin karnında 9 ayda oluşuyorduk. Bu hayata gelmemiz 9 ay sürüyordu. Ama bu hayattan kaybolmamız sadece 1 saniye sürüyordu. O yüzden hiçbirşeyi erteleme. Hayatını dilediğin gibi yaşa. Çünkü hayat bir şeyleri ertelemek için çok kısa...

Selin abla ve Emir'e hayranlıkla bakarken Selin abla üzüldüğümü anlamış olacak ki hemen yanıma geldi.

"Berfucum ben aşağıya iniyorum. Sen bu uykucuya alıp aşağı gel. Tamam mı?"

"Tamam Selin abla."

Selin ablaya kapıya doğru ilerleyince Emir hemen yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

"Günaydın kar tanesi."

"Günaydın Emir."

"Dün bütün gece kar taneleri yağdı. Söylesene kar tanesi. Kar taneleri neden yağar?"

"Kar taneleri yokluğa doğru gitmeye mahkumdur ve yağarak yokluğa giderler."

"Kar taneleri yağarak yok mu oluyor?"

"Evet. Her kar tanesi bir gün yok oluyor."

"Sende bir gün yok olmayacaksın değil mi?"

"Bilmem Emir. Hayatın kuralı bu. Var olmak ve yok olmak. Bir gün hepimiz yok olacağız."

Emir düşünmeye başlayınca elinden tuttum ve konuşmaya başladım.

"Hadi Emir. Kahvaltıya gidelim."

Ölüler Arasında: MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin