Hayat çok garip bir yerdi. Bazen şaşırıyor, bazen gülüyor, bazen de ağlıyorduk. Ama bu hayatta bunlardan daha çok yaptığımız bir şey daha vardı. Düşünmek. Hayatımızın her anında düşünüyorduk. Düşünmek insanı yoruyordu, düşünmek insanı yıpratıyordu. Ama bırakmayacağımız tek özelliğimiz düşünmektir.
Acılarımızı, mutluluklarımızı, söylediğimiz kelimeleri ve daha sayamayacağı bir sürü şeyi düşünüyorduk. Hatta bazen kendimize kızdığımız, düşüncelerimizi susturmak istediğimiz anlar bile oluyordu. Ama düşünceler bir oyuncak gibi sıkıldığımızda kapatabileceğimiz bir şey değildi. Düşüncelerimizden sıkılamazdık. Her zaman bir şey söylerdi. Bazen bizi üzen şeyler söylerdi, bazen de mutlu eden.
Şu an düşüncelerim beni rahatsız ederken tek yapabildiğim onları dinlemekti. Oysa ben sadece sessizlik istiyordum ama şu dünyada en imkansız şeydi sessizlik...
Düşüncelerim tek bir şeyin cevabını vermiyordu. Kafamdaki soruların.
Aklımdan binlerce soru geçiyordu. Bu soruların cevabı herkeste vardı ama kimse cevabı söylemiyordu. Susuyorlardı. Oysa ben cevabı duymak istiyordum. Ben gerçekleri duymak istiyordum. Gerçeklerle yüzleşmek istiyordum.
Bazı insanlar gerçeklerden korkar. Onları duymaktan, kabullenmekten. Ama ben şu 2 günde gerçeklerle yüzleşmek istiyordum. Bütün gerçekler gözümün önünden geçerken ben onlar hakkında saatlerce düşünmek istiyordum.
Sesler teker teker kulağıma dolduğunda artık gerçek hayata döndüğü hatırladım.
"Selincim seni kırmak istemiyorum ama annesi babası belli olmayan bir kız için benim kızıma kızamazsın."
Arif abi konuşmaya devam etti.
"Burcu. Hayatım. Yeter bu kadar kız burada duyuyor. Üzülüyor."
"Sen karışma Arif. Benim kızımın psikolojisi söz konusu burada."
Selin abla devam etti.
"Melisa'nın psikolojisini düşünüyorsun. Azıcık da Berfu'nun psikolojisini düşünsen keşke Burcu"
Emre amca konuşmaya başladı.
"Burcu Selin haklı. Burası bunları konuşmanın yeri değil. Çocuklar burada."
"Emre iş arkadaşlarımsınız. Sizi kırmak istemem ama aşırı abartınız. Melisa bunları anlayacak yaşta ama Berfu daha küçük ve bunları unutur gider."
"Arif çocuklar kaç yaşında olurlarsa olsunlar yaşadıkları şeyleri unutmazlar."
Sesler devam ederken o sırada Emir'le göz göze geldik. Sadece bana bakıyordu. Sanki ne düşündüğümü merak ediyordu. O sırada etrafımda olan herkesi ve her şeyi unuttum. Sadece Emir'in gözlerine odaklandım. O bana bakıyordu ben ona. Onunla konuşmak istiyordum. Onun cümlelerinin bana yara bandı olmasını istiyordum. Beni buradan götürmesini istiyordum. Herkesten, her şeyden, en çok da insanların kırıcı cümlelerinden kurtarmasını istiyordum.
Tam o anda Emir bunu hissetmiş gibi yanıma geldi ve beni elimden tutup odaya doğru götürmeye başladı. Odaya gelince yatağın üstüne oturdu. Ben hala şok içinde ona bakarken Emir bana döndü ve konuşmaya başladı.
"Otursana kar tanesi."
Ben şok içinde yatağın üstüne oturduğum sırada Emir bana aldığı hediye poşetini uzattı ve konuşmaya başladı.
"Yara bandını çıkarır mısın kar tanesi?"
"Neden?"
"Dediğimi yap."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüler Arasında: Mafya
Romanceİlk kan...İlk güven...İlk aşk... Berfu çok küçük yaşta tanışmıştı soyadındaki ateşle. İlk anne kanı gördüğü gün, ilk güven duygusunu da tatmıştı. Annesini kaybettiği yetmiyormuş gibi zorlu bir yurt hayatı da yaşamıştı Berfu. Bunca zorluğa rağmen o ç...