6.BÖLÜM

239 7 12
                                    


Lalfizu - Hikaye

"Sen niye gitmedin?" Diye sordum karşısındaki koltuğa otururken.

"Şimdi hava karardı evde korkarsın falan o yüzden burada kalıcam. Hem ben eve neyle gidicem?" Dediğinde gözlerimi açabildiğim kadar açmış ona bakıyordum.

"Kafayı mı yedin? Ben bunca zamandır tek kalıyorum bu evde. O yüzden alışığım senin kalamana gerek yok." Dedim. Şaşkınlığımı hala üzerimden atamamıştım.

"Gidemem ki."

"Neden? Eve almıyorlar mı seni?"

"Buradan değil."
"Senden gidemem." Dedi gözlerimin içine bakarak.

"Sen iyi değilsin. Bu normal birşey değil. Sen benden nefret ediyordun." Dedim.

"Ne biliyorsun senden nefret ettiğimi?"

"Yaptıklarınızdan." Dedim ayağa kalkarak bahçeye çıktım. Şuan tek isteğim salıncakta sallanarak düşüncelerimden kurtulmaktı.
Koşarak salıncağa bindim. Ayaklarımı yere vurarak sallanmaya başladım.

Babam olsaydı keşke o çok güzel sallardı beni. Parka gittiğimizde hep onun sallamasını isterdim çünkü o annemden daha hızlı sallardı. 'Hadi baba daha yükseğe bulutlara değeceğim hadi' diye bağırırdım. Aklıma gelince dudaklarımdaki gülümsememe engel olamadım. Gözlerimi kapatarak daha hızlı sallamaya başladım. Bulutlara değeceğim...

Midem bulanmaya başlayınca salıncağı durdurdum . Ayağa kalkarak kapıya doğru yürüdüm. Yağız kapının pervazına yaslanmış beni izliyordu. Hala gitmemişti. Ona yorulmayacaktım. Bi de ona yorulmayacaktım.

"Saat kaç?" Diye sordum yanına varınca.

"On buçuk." Dediğinde kaşlarımı kaldırdım. O kadar olmuş muydu ya? Yanından geçerek mutfağa girdim. Canım ıslak kek çekmişti. Yağız sandalyelerden birine oturarak beni izlemeye başladı. Malzemeleri tezgahın üzerine çıkardım. Bir kap alarak sırayla malzemeleri koymaya başladım.

"Gece gece kek yapmak aklına nereden geldi." Diye sordu.

"Canım istedi. hem kekin gecesi gündüzü olmaz ki." Dedim omuzlarımı silkerek. Ayağa kalkarak yanıma gelmişti. Alnıma düşen saç tutamını kulağımın arkasına çıkıştırdı.
"Çocuk gibisin." Dedi.
"Çocuk olman benim çok hoşuma gidiyor." Kalbim ağzımda atıyordu sanki. Ağzımı açsam çıkıcakmış gibi. Hayır İklim inanma! kimseye inanma!
"Kalbimi kırmana izin vermem." Dedim. Kaşlarını çatmıştı.
"Senin kalbin benim kıymetlim İklim. O kalp çok kıymetli. Çünkü içinde benim sevdiğim çocuk hallerin yatıyor. Ve ben o çocuğun kalbini kırmam, kıramam." Dedi. İnanmalı mıydım?

Keki fırına atarak tezgahı toplamaya başladım. Belime dolanan kollar yüzünden durmak zorunda kalmıştım. Yağız kollarını belime dolamış kafasını omzuma koymuştu.
Arkamı döndüğümde burunlarımız değmişti.
"Yağız bak bir daha soruyorum aklında bir plan var mı?" Dediğimde derin bir nefes aldı.
"İklim aklımda bir plan falan yok." Dedi. Beni kendine daha çok çekince daha fazla dayanamayıp kollarımı boynuna doladım. Uzun zamandır anneme ya da babama sarıldığımda hissettiğim gibi hissetmiyordum. Ama Yağız 'a sarılınca sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi hissettim. Boynumu öpünce huylanmıştım. Kollarımı boynundan çekince rahatsız olmuş gibi baktı yüzüme. Fırından ses gelince ondan ayrılarak fırından tepsiyi çıkardım. Tezgahın üstüne koyarak soğumasını bekledim. Ben beklerken Yağız tekrar beni izliyordu. Kekin soğuduktan sonra üstüne sosunu döktüm. Kek sosunu çekerken iki tane kahve yapmıştım. Kek sosunu çektikten sonra iki tane tabağa koyarak masanın üstüne koydum kahvelerle birlikte. Yağız kekten çatalıyla bölerek ağzına attınca,
"Nasıl olmuş?" Diye sordum.

Hiç Mi Sevmedin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin