Sınavdan önceki gün
Yarın sınav vardı. 2 yıldır çalıştığım sınav yarın dı. İçimde biraz heyecan vardı. Yapabileceğime inanıyordum.
Çalışmalıydım çünkü geleceğim kendi ellerimdeydi. Yağızla olan hayallerimiz de..."Eee yarın büyük gün. " Dedi Sinan arkasına yaslanırken. "Heyecanlı mısınız?" Kahvemden bir yudum alırken başımı iki yana salladım.
Akşam doğru her zaman buluştuğumuz kafeye gitmeye karar vermiştik. Yağız tam karşımda oturuyordu sanki...sanki söylemesi gereken birşey var gibiydi. Mira ve Sinan yan yana otururken Deha masanın başındaki sandalyede oturuyordu. Yanımda ise Gökmen oturuyordu.
"Tabi heyecanlı olmazsın 2 senedir köpek gibi çalışıyorsun." Dedi mira kafasını Sinan'ın göğsüne koyarken. Sinan da hemen kolunu omzuna attı.
"Sende çalışıyorsun." Dedim.
"Ama senin gibi çalışmıyorum."
"Ben inanıyorum hepiniz karşılığını alırsınız." Tebessüm ederek tek tek hepsinin yüzüne baktım. Ama tebessümüm yağız 'ın suratıyla solmuştu. Kaşlarını çatmış çok garip bakıyordu bana. Bilmeden birşey mi yapmıştım?
Yutkundum. " Yağız sen iyi misin?"
"İyiyim." Dedi buz gibi bir sesle. Kafamı salladım.
Gözlerimi önümdeki kahveye diktim.
Düşünmedim.
Ama etrafımdaki sesler yine yok oldu.
Biraz zaman geçince yağız 'ın sesiyle kendime geldim.
"Ben kalkıyorum." Diyerek kalktı sandalyeden.
"Nereye?" Diye sordum.
"Eve gidicem iklim nereye gidebilirim. Seni sinanlar bıraksın. Sınav da da başarılar." Dedi ve gitti.
Gitmek ona göre değilmiş...
Giderken çok kötü oluyor ve kalp kırıyor..
Herkes suspus olmuş bana bakıyordu.
"Şey.." dedim. "Ben de kalkayım erken yatarım." Ben ayaklanırken Sinan da yerinde doğruldu.
"Ben bıra-"
"Gerek yok ben kendim giderim." Diyerek cümlesini yarım bıraktım.
Kafeden çıkar çıkmaz derin derin nefesler çektim içime.
Yağız neden soğuk davranmıştı. Sanki kötü bir şey yapmışım gibi.
Eve girer girmez odama çıktım. Üstüme pijamalarımı geçirdiğim gibi kendimi yatağa atarak uykuya daldım.
🌙
Sınav çok güzel geçmişti. Yapamadığım çok az soru vardı. Yaptıklarının neredeyse tamamından emindim.
Gelen otobüse binerek kulaklıkları mı kulağıma taktım ve kafamı cama yasladım.
Yarım saat sonra indim ve yavaş adımlarla eve doğru yürüdüm. Eve gidince önce kendime güzel bir kahve yapıp babamı arayacaktım. Sınav bittimişti ve babamla annem gelicekti. Çok mutluydum. En çok da annem geleceği için mutluydum.
Eve girdiğimde ilk olarak mutfağa girip ısıtıcıyı çalıştırdım. Ardından odama çıkıp üzerime rahat şeyler giyindim.
Mutfağa girip kahvemi yaptım. Sandalyelerden birine oturup babamı aradım ama meşgule attı. Sanırım toplantıdaydı. Neyse diyerek kahvemle beraber kalktım sandalyeden Salona geçerek tekli koltuğa oturdum.
Oturur oturmaz tarçın kucağıma atlamıştı. Yavaşça tüylerini okşamaya başladım.
"Tarçın sence annemle babam neden geliyor?" Diyerek konuşmaya başladım. Yanağını boşta olan elime sürterek mırıltılar çıkardı.
"Keşke seninde annenle babanı bulabilsek. Çok isterdin demi." Ben konuştukça o da mırıltılar çıkarıyordu. Kahvemi içerek tarçınla sohbet ettim. Bazen kahkaha attım bazen de gözlerim doldu.
Ben böyleydim işte. Duygularımı kontrol edemiyordum. Ne kadar çok gülsem o gün o kadar çok da ağlardım. Ben buydum kimse beni değiştiremezdi. Belki... Kim bilir.
Çalan zille düşüncelerimden sıyrıldım. Tarçın 'ı kucağımdan indirmeden kapıya doğru yürümeye başladım.
"Sence kim gelmiştir tarçın?" Derken kapıyı açtım.
Ve gördüğüm kişilerle öylece kalakaldım..
-------
Sizce kimi gördü iklim?
Bir sonraki bölüm bomba gibi gelicek hazır olunn!!
Oylamayı ve takip etmeyi unutmayın...))
Sizi çok seviyorum....( :
Söylemeyi unuttum bu bölüm kısa oldu ama diğer bölüm biraz daha uzun olabilir...