15.BÖLÜM

216 9 0
                                    


Toygar Işıklı - Sen yanımdayken

Eve geldiğimde üstümü değiştirmeden salona geçtim. Tarçın koltukta uyuyordu. Beni görünce gözlerini açmıştı ama sonra tekrar kapatmıştı sanırım yorgundu. Odama çıktım. Üstüme pijamalarımı geçirdim. Sonra yüzümdeki makyajı temizledim.

Okuma kitabımı ve kulaklığımı alarak mutfağa indim. Su ısıtıcısını çalıştırdım kahve yapmak için. Su ısınana kadar çektiğim fotoğrafları Instagramda paylaştım.

Kahvemi yaptıktan sonra salona geçtim. Tarçın 'ın yattığı koltuğa oturdum. Kitabımı okumaya başladım. Tam kitabımı okumaya başladığım sırada yağmur yağmaya başlamıştı. Kitabı bırakarak bahçeye çıkan kapıyı araladım içeriye yağmurun ve toprağın kokusu dolmaya başlamıştı. Geri yerime oturdum. Artık huzurla kitabımı okuyabilirdim.

Saat neredeyse gece yarısını geçmişti yağmur hafiflemişti. Kitabı bıraktım. Ayağa kalktığım sırada gelen sesle dondum. Bahçeden gelmişti. Arkamı dönerek bahçeye çıktım.

"Kim var orada? Gökmen eğer sensen şakanın sırası değil. Korkuyorum bak." Bu saatte Gökmen 'den başkası gelmezdi. Gelsede ön kapıyı kullanırdı. Bahçe kapısını ben bile kullanmazdım. Arkamı dönerek geri içeriye girdim. Ağzıma kapanan el yüzünden durmak zorunda kaldım. Çığlık atacağım sırada burnuma onun kokusu gelmişti. Rahatlamıştım.
Elimle ağzımdaki eli çektim. Arkamı dönerek yüzüne baktım.

"Ne yapıyorsun sen ya? Evime neden gizlice girmeye çalışıyorsun?" Diye sordum. Sesim biraz yükselmişti.

"Bağırma ne bağırıyorsun?" Dedi.

"Evime bir yabancı girerse bende bağırırım." Dedim. Yanından geçerek kapıyı kapattım.

"Ben yabancı mıyım?" Diye sordu. Onu umursamadan sehpanın üzerinde duran boş kahve kupasını alarak mutfağa geçtim. Sonra tekrar geri girdim salona okuduğum kitabı inceliyordu.
Romeo ve juliet..

"Romeo yu sana benzetiyorum." Dedim. Kafasını sallayarak kitabı geri koydu. Tarçın miyavlamaya başlayınca yanına giderek kucağıma aldım. Bugün çok tuhaftı.

"Bebeğim neyin var senin?" Parmaklarımı yavaşça tüylerinde gezdirdim.

"Aç mısın?" Tâbi ya aç mamasını okuldan gelince vermiştim ama illaki acıkmıştır. Koltuğa bırakacağım sırada Yağız durdurdu.

"Bana ver." Dedi yavaşça kucağına bıraktım. Mama kabına mama koydum. Sıcakça yesin diye kaloferin dibine koydum kabı. Geri dönerek Yağız 'ın önünde durdum. Kafasını kaldırarak yüzüme baktı.

"Ver." Diyerek eğildim tarçın 'ı almak için. Yavaşça elime bıraktı. Kafasını öptükten sonra hazırladığım yere koydum.

Yağız 'ın karşısına oturdum.
"Neden geldin? Sarışın kızı bırakmasaydın?" Dedim iğneleyici sesle.

"Ben yabancı mıyım iklim?" Derken ayağa kalkarak bana doğru yürümeye başladı.
Gelme katil..

"Evet yabancısın Yağız kalbime yabancısın artık." Dedim. Yanıma gelince yüzüme doğru eğildi.
Kalbim olduğundan daha çok atıyordu. Lütfen dur yoksa duyucak.

"Emin misin? Kalbin öyle demiyor ama." Yutkundum. Duymuş işte.

"Kalbim senin oyuncağın değil Yağız." Dedim.

"Kalbim benim kıymetlim." Yalan diye geçirdim içimden. Beni yine kandırıyordu. Gözlerimi devirerek göğsünden ittim.
Bir adım gerileyince hemen ayağa kalktım.

"Beni yine kandırmana izin vermeyeceğim." Dedim dişlerimin arasından.
Gözlerini devirdi. Kahve gözlerini oymak istiyordum.

"Ya sana aşık olduysam." İnanma.

"Unuttun mu sen beni hiç sevmemişsin yüzüme doğru söyledin ya." Dedim kaşlarımı çatarak.

"Belki yalan söyledim."

Güldüm.

"Belki." Omuzlarımı silktim.

"Ne istiyorsun Yağız?"

"Seni." Dedi hiç düşünmeden. İnanma iklim inanma.

Kafamı iki yana salladım,
"Götünü yırtsan bile sana inanmıyorum Yağız." Güldü.
Gülme öyle , sonra birilerinin içi gidiyor.

"Bana efe de Yağız değil efe ."

"Artık ikisininde benim için önemi yok." Dediğimde gözlerinde kırgınlık gördüm.

"Hani demiştin ya bana yaşattığını yaşamadan ölme diye yaşamadım iklim ama şu birkaç günde senin kadar acı çektim. Keşke girmeseydim siktiğimin iddiasına keşke.." Gözlerime bakamıyordu.

"Keşkeler işe yaramıyor. Ben çok denedim yağız. Çok denedim. Hiç işe yaramadı." Gözümden akan yaşı hızla sildim.
"İrem ölünce denedim keşke gelse dedim keşke geri gelse dedim, annem beni istemeyince dedim keşke İrem 'in yerine ben ölseydim dedim, şimdi de her gün keşke seni sevmeseydim diyorum, sanırım sırada da keşke mezarıma gelecek biri ol- "

"Sakın sakın ölümle alakalı hiç birşeyi ağzına alma İklim. Ölüm kelimesinden korkarsın ileride." Az daha zorlasa ağlayacaktı.
Sarılınca daha fazla dayanamayarak sarıldım. Kokusunu hiç unutmamak için içime çektim.

"Seni çok özledim sevgilim." Dedi . Nefesi boynuma değiyordu ve bu çok huylandırıyordu.

Geri çekilerek gözlerimin içine baktı.
"O kıza da sarıldım gözlerinin içine bakarak sarıldım seni unutmaya çalıştım. Aklımdan çıkarmaya çalıştım. Aklıma kazımışım seni şimdi gönlüme kazıyacağım." Dedi.

"Seni affetmeli miyim?" Diye sordum.

"Affet beni sevgilim. Affet." Dediğinde boynuna sıkı sıkı sarıldım.

"Bir daha olursa bu sefer okulu önemsemeden giderim." Dedim.
"Gidecektim başka bir şehire taşınacaktım ama okul diye bir şey vardı yeni okula alışmak vakit kaybı olur diye gidemedim." Dediğimde hmm dedi. Geri çekildim.

"Sana aşığım iklim."

"Bana aşıksın efe." Dedim.

Yüzüme yaklaştı ve dudaklarıma derin bir öpücük bıraktı.

Elimden tutarak odama çıkardı.

"Kaç gündür her yerde senin kokunu arıyorum." Dediğinde güldüm.

Battaniyenin altına girdik ve birbirimizden hiç ayrılmamak üzere sarıldık.

Hiç Mi Sevmedin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin