21.BÖLÜM

195 10 10
                                    


Yalın - Zalim

"İklim hadi kalk geldik." Diyen Gökmen 'in sesiyle uyandım.

Eve gelmiştik ve ben hala arabadaydım. Sanırım iki günlük uyku rotamı doldurmuştum.

Gözlerimi ovalayarak indim arabadan.

Mira yoktu sanırım Gökmen onu evine bırakmıştı. Kapıdan girer girmez salona girerek koltuğa uzandım. Gözlerimi beyaz tavana sabitleyerek ellerimi göğsümün altında birleştirdim.

Gökmen karşımdaki koltuğa oturarak beni izlemeye başladı.
Gözlerimi beyaz tavandan çekerek Gökmen 'e döndüm.

"Gökmen ben çirkin miyim? Ya da gıcık mıyım?" Diye sordum. Gözlerim yanmaya başlamıştı.

"Sen ne çirkinsin ne de gıcık. Sen çok güzelsin." Dedi. Gülmek istedim ama yapamadım.

"O zaman o beni neden sevmedi? Neden oynadı benimle?" Göz yaşlarımı daha fazla tutamamıştım.

"Bırak sevmesin? Sevmediği halde acı veriyorsa bi de sevince düşün ne kadar acı verir. O seni haketmedi. Senin gibi birisini bulmuş oturup şükretmeliydi."

Göz yaşlarımın arasından gülümsedim ona.

Arkadaş çok önemli. Bazı arkadaşlar var arkadaş demeye bin şahit lazım. Bazı arkadaşlar var kardeş gibi. En mutlu günümde de yanımdalar en kötü günümde de. Bir insan böyle arkadaşlara sahipse oturup şükretmeliydi.

Ayağa kalkarak yanı oturdum. Belimden tutarak kendine çekti.
Kafamı göğsüne koydum.
"İyi ki varsınız." Dedim.

"Sende iyi ki varsın kızıl." Tarçın Gökmen 'in kucağına atlayınca ikimizde güldük. Gökmen belimde ki ellerinden birini çekerek tarçın 'ın sarı tüylerini sevmeye başladı.

"Seni sevmiş." Dedim.

"Tâbi sevecek kızım. Bulmuş benim gibi bir yakışıklıyı."

"Boyun kadar egon var." Dediğimde kafasını sallayarak gülümsedi.

"Bana müsaade artık kızıl." Dedi tarçın 'ı koltuğa bırakarak ayağa kalktı.

"Burada kalsaydın." Dedim ayağa kalkarken.

"Yok ya annem merak eder." Kalbimde bit sızı oluşmuştu. Beni de annem merak ediyor muydu? Ben onu çok merak ediyordum.

"İklim ben özür dilerim. Bir-"

"Önemli değil." Dedim gülümseyerek.

🌙

Gökmen gider gitmez odama çıktım. Uykum yoktu. Yani sabaha kadar ya kitap okurdum ya da ders çalışırdım. Telefonun etranını açarak saate baktım. On bir buçuk o kadar da geç değilmiş. Yarın okul yoktu zaten.

Biraz ders çalışıp ondan sonra kitap okumaya karar verdim.

Odamın camını açtım içeriye biraz hava girsin diye.

Mutfağa inerek kendime kahve yaptım. Ardından tekrar odama çıktım. Kahveyi masamın üstüne koydum, sandalyeye oturacağım sırada ağzıma kapanan el yüzünden durdum. Çığlık atmak istiyordum ama ağzımı açamıyordum. Atabilsem de kimse beni duymazdı. Giren kişi pencereden girmişti ama merdivensiz asla çıkamazdı odama.

Açık camdan rüzgar esti. Rüzgar esince arkamda ki kişinin kokusu geldi burnuma. Hayalet Casper.
Rüzgar her estiğinde onun kokusu gelecekse camı hiç kapatmaya bilirdim.

Korkudan atan kalbimi duymazdan gelerek dirseğimi karnıma geçirdim. İnleyerek geri çekildi. Arkamı dönerek kaşlarımı çattım.

"Oh olsun geber." Dedim. Ellerini karnına koyarak bana doğru gelmeye başladı.

Hiç Mi Sevmedin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin