Sınava bir ay kala
Sınava tam bir ay kalmıştı. İçimde ne korku ne de heyecan vardı. Elimden gelen herşeyi yapıyordum. Hatta kitap okumayı bile azaltmıştım. Kitaba vakit ayırdığım zaman ders çalışmıyordum. Temelim sağlamdı bu yüzden konuları hızlıca tekrar edip test veya deneme çözüyordum.
Şimdi de mirayla kantinde
oturmuş test çözüyorduk."Off." Diyerek kalemi kitabının üstüne bıraktı. Kafamı test kitabından kaldırarak miraya ne oldu bakışı attım.
"Sıkıldım." Dedi.
"Peki ben ne yapabilirim sana sevgili arkadaşım." Sinsi bir gülüş attı.
"Kocamın yanına gidelim." Dedi. Gözlerimi devirdim. Sinanla sevgili olmuşlardı. Ve çok güzel bir ilişkileri vardı ama yağızla benimki kadar olamazdı.
"Git o zaman." Dedim omuz silkerek.
Test kitabını kapatarak ayaklandı,
"Sende gelsene." Dedi.Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Yok benim şu testi bitirmem gerekiyor. Sen git." Dedim.
"İyi ben gidiyorum. Test kitabım burada kalsın. Kalkacak olursan alırsın." Dedi ve gitti.
Sinansız daha önce nasıl yaşıyordu merak ettim. Her dakika kocam deyip duruyordu.
Testime geri döndüm.
Birkaç dakika sonra Çözmeye çalıştığım soruyla içimden kavga ederek söverken ıslık sesi duydum.
Kafamı kaldırarak ıslık çalan kişiye baktım.
"Sen ne zamandan beri buradasın?" Diye sordum karşımda yayılarak oturan yağız 'a.
Gözlerini kısarak düşündü ve, " On dakikayı geçmiştir." Dedi. Hiç farketmemiştim artık sorulara nasıl gömüldüysem.
"Varya yanına yaklaşıp seni öldürmeye çalışsalar duymazsın." Dedi. "Yaptığın işlere kendini bu kadar kaptırma. Sonra beni unutuyorsun."
"Seni unuttuğum falan yok yağız. Sadece fazla odaklanan bir insanım." Dedim.
"Onu anladık zaten. "
Bir süre yüzüne boş boş baktım ve en son, " Bitti mi?" Diye sordum.
Gözlerini devirdi.
Kafamı tam geri test kitabına çevirecektim ki. Aylin 'in siren sesinden beter sesini duydum. Evet aylar geçmesine rağmen hala yağız 'ın peşinde. Hala öldüremedim ben bu kızı. Aslında aklımda çok güzel işkenceler var ama işte..."Yağız ne yapıyorsun sen bu kızıl tilkinin yanında." Dedi dibimize girerek. Pardon yağız 'ın dibine girerek. Çık çık üstüne çık. Kafayı yiyeceğim şimdi.
Gözlerimi devirdim.
Ayağa kalkarak kalemliğimi topladım ve kendi kitabımla mira 'nın kitabını alarak kantinden çıktım. Sinirlerim bozulmuştu.
Sınıfa çıktığımda mira 'nın kitabını sırasının üstüne bıraktım. Kendi kitabımı da çantaya koydum. Çantamın ön gözündende kulaklığımı çıkararak kulaklarıma taktım ve çalma listemden rastgele bir şarkı açtım. Ders beden olduğu için sınıfta kimse yoktu. Hepsi bahçedeydi. Sinanların beden dersiyle denk geliyordu bedenimiz bir ara gökmenle de geliyordu ama ders programı değişmişti.
Kafamı sıraya koyarak gözlerimi kapattım.
Hiç birşey düşünemiyordum. Kafamın içinde düşüncelerimin üstünde taş vardı sanki. Ama böylesi daha iyiydi.
Annemi özlemiştim. Babamla telefonla konuşurken annemle konuşamamak beni çok üzüyordu. Şurda sınava bir ay kaldı ve annem arayıp hiç sormadı. Belki dedim içimden belki sınav günü arar. Belki... Tek umudumuzdur belkiler mesela şunun gibi ; Belki o da beni seviyordur... En acıtanı da bu olabilirdi.
Saçlarıma konan öpücüğü hissettiğimde burnuma gelen kokudan yağız olduğunu anladım ama kafamı kaldırıp bakmadım. Ona biraz kırgındım. Hala Ayline birşey söylememesi canımı sıkıyordu.
En sevdiğim şeyi yapmaya başladı. Saçlarımla oynamayı...
Kulağıma eğilerek, "Benim kahve kokulum bana küsmüş mü?" Diye sordu. Bakmadım, tepki de göstermedim. Saçlarımdaki elini çekti.
"İklimim." Dedi. Bakmadım.
"Güzelliğim."
Bakmadım
"Hayatım."
Bakamadım.
"Güzeller güzeli sevgilim."
Bakmadım.
"Ay 'ım." Bana ihtiyacı vardı. Güneşin aya ihtiyacı vardı. Yavaşça kafamı kaldırdım. Ve yüzüne baktım.
"Bana ihtiyacın var." Dedim titreyen sesimle.kulaklığı çıkararak şarkıyı durdurdum.
"Sana her zaman ihtiyacım var." Dedi.
"O yüzden sakın bir daha benden uzaklaşma, bana küsme.""Benimde sana ihtiyacım var...Her zaman." Dedim.
"Yağız daha ne zamana kadar böyle devam edecek. Bıktım artık o kızdan. Ne zaman yan yana olsak dibimizde bitiyor."Elimi elinin arasına alarak baş parmağıyla okşamaya başladı.
"Biliyorum güzelim. Haklısın da. Bende bıktım ama dayan az kaldı çok az." Dedi. Bir ay vardı daha ne az kalması ya. Başımı salladım. Ve zil çaldı. Ayağa kalktı. O kalkınca bende kalktım. El ele beraber çıktık sınıftan.
🌙
"Hadi ama ya. Bu da mı değil?" Çözdüğüm matematik sorusuyla kavga ediyordum. Okul biteli kaç saat geçmişti. Eve gelince biraz dinlendikten sonra masanın başına geçtim.
Neredeyse yarım saat geçmişti. Ve ben hala bir tane matematik sorusuyla uğraşıyordum.
Sanırım kurtuldum. Beni kurtaran şey babamın aramasıydı. Canım babam ya..
Kalemi bırakarak telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Birtanem nasılsın bakalım?" Diye sordu neşeli bir sesle.
"İyi baba matematik sorularıyla uğraşıyorun. Sen?"
"Bende iyiyim. Sana çok güzel bir haberim var." Kaşlarımı çattım. Ne haberi?
"Ne haberi?"
"Yakın bir zamanda yanına geleceğiz."
Şaşırmıştım. Ama şaşırdığım şey gelmeleri değildi kiminle gelecekti? Annemle mi?"Şey kiminle geleceksin baba?" Diye sordum kısık sesimle.
"Annenle kızım kiminle olucak."
"Annem mi?!" Hızla yerimden kalktım. Kalkarken sandalye düştü. Hemde ayağıma!!
"Off."
"Kızım iyi misin?" Endişelenmişti. Ama endişe edecek bir durum yoktu ki. Ben oldum olası sakar bir kızdım.
"İyiyim iyiyim. Sandalye düştü de."
Diye açıklamada bulundum.
"Peki ne zaman gelirsiniz?""Bir kaç haftaya kadar geliriz." Görecekmiş gibi kafamı salladım. Ne kadar da aptalım.
"Anladım. Heyecanla bekliyorum gelmenizi." Cevap veremedi çünkü asistanıyla konuşuyordu.
"Kızım benim acil bir işim çıktı kapatmak zorundayım. Konuşuruz yine kendine iyi bak." Dedi ve kapattı..
Bu haberi hemen bizimkilere söylemem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç Mi Sevmedin?
Roman pour Adolescents"Hiç mi sevmedin Yağız?" "Hiç sevmedim İklim."