Sabah Fatoş teyzenin kulağımın dibinde bağırmasıyla uyandım. "Kızılım kalk hadi kahvaltı hazır. Okuluna geç kalma." Doğrularak gözlerimi ovaladım. Fatoş teyze odadan çıkmıştı. Her gün yaptıklarımı yaptıktan sonra aşağıya indim.
Yağız dün biraz daha oturduktan sonra gitmişti o gittikten sonra gecenin bir yarısına kadar ders çalışmıştım.
Fatoş teyzenin karşısına oturdum. Canım hiç birşey yemek istemiyordu.
"Yesene yavrum." Dedi çayından bir yudum alırken.
"Canım istemiyor. Okulda yerim ben birşeyler." Dedim. Masanın üstündeki telefonum titreyince elime aldım. Gökmen kapıda bekliyormuş. Ayağa kalkarak " Ben çıkayım artık." Dedim. Fatoş teyze de benimle beraber ayağa kalktı. "Okulda birşeyler ye bak. Allah korusun açlıktan başın falan döner." Hafif tebessüm ettim. "Merak etme yerim ben." Derken montumu giyindim ve yanaklarını öptükten sonra evden çıktım.
Hava bugün çok soğuktu. Gökmen arabada avuçlarına üflüyerek etrafa bakınıyordu. Kapıyı açtığım sırada gözleri beni bulmuştu.
"Yine sap kaldım. Sözde bana kız bulcaktık ama hani yok." Dedi. Gözlerimi devirdim. Bu çocuk ne meraklıymış sevgili için.
"Buluruz göko buluruz." Dedim. Omzuna vurarak.
Gidene kadar sessiz kalmıştık arabada sadece şarkının sesi vardı.
Okula girerken gözlerim Yağız 'ı aramıştı ama etrafta gözükmüyordu. Belki de daha gelmemişti.
Sınıfa girdiğimde Mira sırasında test çözüyordu.
"Günaydın." Dedim çantama bırakırken. Eğilerek ne çözdüğüne baktım. Tarih. En sevdiğim ders. "İklim ya bana yeni konuyu tekrar anlatır mısın?" Diye sordu. Tebessüm ederek " Anlatırım." Dedim. "Yarın bize gel hem hafta sonunuda beraber geçiririz." "Tamam öyle yaparız." Dedi. Mira'yla lisenin başından beri arkadaştık. Bana anlamadığı soruyu göstermişti. O zamandan beri arkadaştık.
Hoca sınıfa girince sırama oturdum.
İki ders matematikten sonra iki derste ingilizce işlemiştik şimdi de tarihten çıkıyorduk. Öğle yemeği için yemekhaneye inecektik ama Mira ilk lavaboya gitmek istemişti. Yağızla pek görüşememiştik bugün yoğundu sanırım. Üstüne gitmek istemedim.
En içeriye gitmeyerek Mira yı kapıda beklemeye başladım. Birisi omzuma çarpınca arkamı döndüm. Mete kafasını telefonundan kaldırarak "pardon İklim farketmedim." Dedi. Hafif tebessüm ettim. "Sorun değil."
"Nasılsın?" Diye sordu telefonu kapatıp arka cebine sokarken.
"Yarışmalar yaklaşıyor o yüzden çalışmaya başlamam lazım." Dedi.
"İyi O zaman ben seni tutmayayım." Dedim. "Görüşürüz." Derken Mira lavabodan çıkmıştı. Kafasını sallayarak tebessüm etti. Yanımdan geçerek merdivenlerden aşağıya indi.
Mete 'nin indiği merdivenlerden indik ve yemek sırasına girdik. Gözlerimi etrafta gezdirdim. Gökmen bizden önce gelmişti. Masalardan birine oturmuş aldıklarını yiyordu. Çok acıktığı zamanlar bizden habersiz geliyordu.
Yemeklerimizi aldıktan sonra Gökmen 'in masasına oturduk.
"Yine bizi beklememişsin göko." Dedi Mira.
"Sizi beklersem açlıktan ölürdüm." Tahmin ettiğim gibi çok acıkmıştı. Gülerek tepsideki yemeğimi yemeye başladım.
🌙
Eve geldiğimde biraz dinlendim. Ardından çalışma masamın başına geçerek ders çalışmaya başladım. Bazen çok dinlenmeden ders çalışmaya başlıyordum. Kitap okumak için. Ne kadar erken başlarsam o kadar çok kitap okuyabilirdim.
Saate baktığımda sekiz 'e geliyordu. Kaç saattir ders çalışmaktan başka birşey yapmamıştım. Masanın başından kalkarak salona indim. Fatoş teyze gitmişti. Koca evde yine yalnızdım. Fatoş teyze bazen kalıyordu bazense akşam olmadan gidiyordu.
Koltukta oturan tarçın 'ı kucağıma alarak sevmeye başladım. "Sen neden bu kadar tatlısın? Bu tatlılık sana fazla hanımefendi." Dedim. Mırıldanarak kucağımdan atladı. Gözlerimi pörtleterek baktım. "Sanki kötü birşey söyledim ya." Ayağa kalkarak geri odama çıktım. Yatağıma uzandım. Gözlerimi beyaz tavana diktim. Yorgunlukla gözlerim kapanmaya başlayınca battaniyenin altına girdim. Ve kendimi uykumla baş başa bıraktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
