Hoş geldinizzzzzz 💐
Ufak bir uyarı yapmak istiyorum.
Kitabımız 2016 da geçiyor. Neden bilmiyorum ama yazarkenn bana hep 2016'nın hissiyatını veriyordu. Ben de bu zamana göre yazdım. Yanı paranın kıymetli olduğu ve WhatsApp'ın şimdiki özelliklerinin olmadığı zamanlardayız 🤎 Keyifli okumalar 😽
Havanın soğukluğu tenimi sararken hafif esen rüzgar omzumun aşağısında biten saçlarımın dalgalanmasını sağlamıştı. Gözlerim gecenin hareketsiz bıraktığı sokağı izlerken yanağımı balkon demirlerine dayanmış serin metalin yanağımı uyuşturduğunu hissediyordum.
Yanımdaki beton zeminde duran telefonum ışığı yanıp söndü. Gecenin bu saatlerinde kim mesaj atardı ki? Tanıdığım biri olmadığı kesindi. Telefonumu alıp mesajın üzerine tıkladım.
0569********: Merhaba.
Tahmin ettiğim gibi tanımadığım bir numaraydı. Son zamanlarda arkadaşta edinmemiştim bu yüzden numarasını kaydetmeyi unuttuğum biri yoktu. Yine de ters bir tepki vermeden bende aynı kelimeleri ona yolladım.
Eylül: Merhaba?
Yazıp yolladım.
(23.19) görüldü.
Oturduğum yerden doğrulup balkon demirlerine tutunarak ayaklandım.
Numaradan başka mesaj gelmediğini görünce telefonun kilidini kapatıp çalışma masamın üzerine bıraktım.
Yorgun hissediyordum hiçbir şey yapmamama rağmen. Sanki uçmak istemeyen bir kuşun kanatlarını taşıyormuşum gibi yere çakılırcasına kendimi yatağa bıraktım. Uyumak istiyordum ama öğlene kadar uyuduğum için bunun pek mümkün olacağını sanmıyordum. Bugün haftanın son günüydü ve yarın okul vardı. İstesem de istemesem de uyumak zorundaydım.
"Yeter anlamıyor musun, mutlu değilim seninle." Sana da iyi geceler anne. "Lan sanki ben seninle çok mu mutluyum!" Sana da iyi geceler baba.
"O zaman ne istiyorsun benden Allah'ın cezası." Sana da iyi geceler anne.
Yorganı kafama geçirip yatağımda yan döndüm. Bir süre sonra annemle babamın sesi kesilmişti. Durmuş bir saatin yelkovanının sivri ucu bütün sesleri ortadan ikiye ayırıp sessizliği sunmuştu gibiydi. Belli ki ikisi de cephelerine çekilmişti.
Tam gözlerimi kapatıyordum ki masaya bıraktığım telefon titreyerek benim rahatlıkla duyabileceğim bir ses çıkardı.
Doğruldum.
Telefonumu alıp yatağa geri döndüm.
0569********: İyi geceler.
Ne yazacağımı bilemeyerek ekrana baktım. Direkt kim olduğunu sormalı mıydım? Mesaj bölümünden çıkıp profiline bakmak istedim ama ne fotoğraf ne de durumunda herhangi bir yazı vardı.
Eylül: İyi geceler?
Bu sefer beklemeden mavi tik olmuştu.
0569********: Rahatsız ediyor muyum?
Eylül: Hayır ama yanlış kişiye yazdığını düşünüyorum çünkü seni tanımıyorum.
0569*****: Hayır sana yazdım.
Eylül: Peki, neden yazdın?
0569********: Oturduğum yerde bir numara salladım ve belli ki sana denk gelmiş.
Eylül: O zaman baştan sorayım çünkü seni ona göre engelleyeceğim.
Eylül: Sapık mısın?
0569******: Böyle aniden sormanı beklemiyordum ve soruna gelirsek türkiyenin aranan sapıklarındanım.
Eylül: Duygulandım bak şimdi böyle dürüst bir pezevenk ilk defa görüyorum.
0569******: hjfgdsjgfsdfgsdgf
0569******: Yalnız böyle gülüyoruz da ayıp olmuyor mu birader?
Mesajına istemsizce gülerken kendime engel olmadım.
Bir anda fotoğraf yolladı. Bakmadan hızlıca elimle telefonun ekranını kapattım. Cidden bir sapıkla mesajlaşıyor olabilir miydim? Yolladığı resme bakarsam gördüklerimi ne kadar sürede unutabilirdim?
Merakıma yenik düşerek parmağımın tekini yavaşça araladım. Fotoğrafın teması siyahtı ve gördüğüm kısımda da psikolojimi bozucak herhangi bir durumda yoktu.
Diğer parmağımı da usul usul aralarken tuttuğum nefesimi bıraktım. Bu devirde meraklı olmakta zordu.
Fotoğrafta bir el vardı ve parmaklarının arasında yarısı içilmiş bir sigara görünüyordu. Gece olduğu için flaş patlamıştı. Güçlü beyaz ışık yüzünden etrafın bir kısmı netti kayalıkların olduğu bir yerde çekildiği belli oluyordu. Ama onun dışında etraf karanlıktı ve büyük ihtimalle de anlık atmıştı.
İyi de, ne gerek vardı ki? Gece gece ucuz, kısa bir aksiyon filmi çekmeme sebep olmuştu resmen.
Beni isteyerek veya istemeyerek olsa korkutmuştu. Bende erkek gibi davranarak en kısa yoldan onu kaçırabilirdim. Engellemekte bir seçenekti ama o şimdilik B planı olarak kalabilirdi.
Yazdım.
Eylül: Yalnız birader ben erkeğim anladın sen.
Erkekler genellikle böyle tuhaf konuşuyordu değil mi?
0569******: Yapma senin kız olduğunu biliyorum.
Eylül: Kendini kandır. Belki de kızdan erkeğe geçmişimdir.
0569******: Sen bile emin değilsin, bir de erkek olsaydın bu konuşma buralara gelmezdi.
Eylül: Mesela nasıl bir mesajlaşma olurdu?
0569******: Yazdığım ilk merhaba da kaça veriyorsun, yazardın.
Eylül: Siz erkekler iğrençsiniz.
0569******: Yanılıyorsunuz hanımefendi. Ne demişler beş parmağın beşide bir değildir.
Eylül: Sonrada eklemişler istisnalar kaideyi bozmaz diye.
0569******: Hahahahaha iyiydi.
0569******: Bir dakika bu fazla baya iyiydi.
0569******: Acıttı :)
Eylül: Engelleyince geçer :)
Düzenlenmiş bölümlerimizle herkese selaaaaaam.
Bundan sonraki diğer bölümlerimizde baştan sonra düzenlendi. Umarım bu halini daha çok beğenirsiniz 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
with you MELİFLOUS
Teen FictionSıcacık avuçlarıyla yanaklarımı kavradı. Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne bakarken yavaşça gülümsedi. "Şu haline bak," Yanaklarımı daha sıkı kavradı. "... Küçücüksün ama bu koca bedenim sana muhtaç." ~DÜZENLENDİ~