Kararımı vermiş bu yüzden sabahın erken saatlerinde bankamatiğe gelmiştim. Büyük makinenin önünde durduğum da gözlerimle etrafı taradım. Tanıdık biriyle hazırlıksız yakalanmak istemiyordum.
Üşüyen ellerimle cebimdeki telefonu çıkardım ve bana yolladığı ibanı ekrana yazdım.
Aaa: 129337.......
Daha önce birine bankamatikten para yollamadığım için biraz heyecanlı ve stresliydim. Ben hata yapmamak için tek tek rakamları ekrana yazmaya çalışırken o sürekli mesaj atıp duruyordu. Sabahın ilk ışıklarında attığı mesajdan sonra ona parayı yollamaya kesin bir şekilde karar vermiştim. Kumbaramı açtığımda yeteri kadar para yoktu elimdekinin hepsini yollayacaktım ama yine de babamdan işe gitmeden önce, ihtiyacım olduğu için haftalığımı erken alabilir miyim diye sormuştum. Neyseki kızsal bir durum olduğunu düşündüğü için nedenini sormamıştı.
Aaa: Mesajlarıma bakıp neden cevap vermiyorsun??
Aaa: Delirmeme az kaldı.
İbanını bana yolladığı mesajlar arasında bulup yazmam gerektiği için inatla görüldü atıyormuşum gibi oluyordu ama neyseki ibanı eksiksiz bir şekilde yazmıştım.
Yukarı da tekrar yazıyor... Yazısını gördüğüm anda uygulamadan çıktım.
Bankamatiğin soluk ekranından yansımama baktım. Gülümsüyordum. İki güne kadar telefonumu koyduğum yeri bile hatırlamazken şu anda telefonum sayesinde gülüyordum. Gerçi telefonumun içindeki sayesinde demek daha doğru olurdu.
Cebimden minik para destesini çıkardım. İçinde gelecek haftanın harçlığı ve kumbaramdaki ne olur ne olmaz parası vardı. Birazdan bunu birkaç gündür tanıdığım birine yollayacaktım. Derin bir nefes alıp kendime daha fazla düşünme payı vermeden parayı hazneye koydum.
Makinede ki parayı koymam gereken kısım tuhaf bir ses çıkartarak kapandı.
Pişman değildim. Bu para bende kalsa beni ne zengin ederdi ne de fakir. Ama ya bir insan kazanacak ya da kaybedecektim ve bunu bana 600 TL gösterecekti.
Bu düşüncem sayesinde içimde ki en küçük tereddüt de buhar olup dudaklarımdan sızdı.
İşim bitirince eve doğru yürümeye başladım. Telefonu çıkarıp mesaj bölümüne girdim ve diğer yazdığı mesajları es geçip dalga geçerek,
Eylül: Kanki naber?
Aaa: Kanki? Naber?
Aaa: Sen varya delirtirsin adamı neden saatlerdir cevap vermiyorsun.
Aaa: Tamam hadi bakalım bu seferde ben sana cevap vermiyorum.
O kadar hızlı hızlı yazıyordu ki ben daha bir cümle yazamadan bana hesap sordu, sonra kızdı ve daha sonra hiç çekinmeden trip atmaya başladı.
Eylül: Yazarsın, yazarsın kıyamazsın sen bana.
Cevap yoktu.
Eylül: Yavrum baban nereli nereden bu tribin temeli.
Görüldü...
Bakkalın önünden geçerken iki tane ekmek ve bir çikolata alıp yola öyle devam ettim.
Eylül: Bir şarkı buldum çok güzel yolluyayım mı? Seninle mesajlaşamadığımız her an dinledim bunu.
Eylül: YOLLUYORUM BAK!
İnatla görüldü atıyordu. Ama bu beni sinir etmek yerine neredeyse kahkaha artıracaktı. Aslında aklımda bir şarkı yoktu sadece dalga geçiyordum.
Elimdeki ekmeğe baktım ve ses kaydına basılı tutarak.
Eylül: İki ekmek aldım eve gidiyorum biri büyük biri küçük iki ekmek aldım.
Son kısımda kendi kendime güldüm ve sonra durdum. Ben şimdi ona ses mi atmıştım hem de olabilecek en saçma şarkıyı söyleyerek mi!?
İnanamıyorum, kendimi nasıl bu kadar kaptırabilmiştim. Kahretsiz ne zaman sabahlasam hep saçma sapan şeyler yaparken buluyordum kendimi. Gözlerim kapalı olmasa da beynim uyku modunda olmalıydı.
Aaa: Bu ses sana mı ait?
Kalbim resmen ağzımda atıyordu. Ne cevap verecektim?!
Bence engellemeli ve hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmeliydim.
Eylül: Sana mini bir konser vermek istedim.
Görüldü attı ama cevap yazmadı. Sesim çok mu kötüydü? Allahım nolur sesi bu kadar kötüyse kendisi nasıldır diye düşünmüyor olsun.
Gerginliğim daha da artarken tekrar mesaj attım.
Eylül: Bence şarkı seçimlerim konusunda çalışmalıyım :)
Görüldü...
Daha fazla dayanamadım ve isyan ettim.
Eylül: NEDEN GÖRÜLDÜ ATIYORSUN!
Aaa: Bir şey fark ettim?
Ne fark etmiş olabilirsin! Ondan önce parmaklarım hızla klavyenin üzerinde gezindi.
Sesimin ne kadar iğrenç olduğunu mu?
Sil.
Tamam olay şarkı değil sesim değil mi?
Saçmalıyorsun! Sil sil.
İzin veriyorum engelle beni.
Sil sil sil.
Eylül: Neyi fark ettin?
Aaa: Sayende bir çocuk şarkısını sabaha kadar dinleyebileceğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
with you MELİFLOUS
Genç KurguSıcacık avuçlarıyla yanaklarımı kavradı. Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne bakarken yavaşça gülümsedi. "Şu haline bak," Yanaklarımı daha sıkı kavradı. "... Küçücüksün ama bu koca bedenim sana muhtaç." ~DÜZENLENDİ~