18:İHANETİN ESİRİ

626 72 14
                                    

Kaygılarımız bizi ayakta tutmaz,dağıtır.

Helikoptere binen timi bir köşeden izlemiş,Özgür'ün yanına yaklaşmaya çalışan Helin'in planınıda az çok anlamıştım.Onu öldürmeye çalışacak,ölmezse esir alacaktı.Basit ve net.Canım acıyordu ama bunu hak etmişti.Banane ki,kendi seçti bu yolu.

Bilgisayar odasında olacak operasyonu beklerken kocaman bir sessizlik hakimdi.Herkes neyi beklediğini bile bilmez bir haldeydi.Albayla konuşmuş,sonrada kimseye bir halt anlatmadan onları boş bir araziye getirmişti.Kıllarına dokunursa belasını sikerdim.Anasını bulur rahmine geri sokardım.

Derince bir nefes alıp kulaklığa dokundum.

"Herhangi birşey?"

"Yok komutanım.Siz planı anladınız mı?Çünkü biz boş boş bakıyor gibi hissediyoruz."

Atilla'nın dediğini cevaplamadım.Anlamıyordum.Kime zarar verecekti?Ne yapacaktı?Bu işten nasıl sıyrılacaktı?Of yani.

"Kimse kimsenin yanından ayrılmasın."

Net konuşuyor olmam hepsinin canını sıkıyordu,çünkü kavgadan sonra sesim nadir çıkar olmuştu.Ya oturuyor birşeyler karalıyor,ya da boş boş bakıyordum.

Notlara bakmaya fırsatım olmamıştı, şu operasyonu tamamladığımız an kendimi toparlayıp hepsinin amına koyabilmek için notları okuyup bu işi kökten halledecek,herkesi kendi çukuruna geri gönderecektim.

"Komutanım Özgür komutanım yok."

Karşıdan gelen hışırtılı ses telaş yaptıklarını anlamama sebep oldu.

"Helin sikiyordur bir köşede."

Önümdeki kağıdı daha fazla karaladım.Onada söylüyordur şimdi umut vadeden sözler.

"Komutanım ciddiyiz."

Dedi Bekir.Peki onu dinleyen kim?Ölmek isteyen o'ydu.

"Gökçe nefretin sırası mı?Bak şuna nerede."

"Bana emir verme Ferhat."

Kalemi bıraktım.Belki ihanetini kanıtlardım,neden olmasın.Hepsinin üzerine taktığım kameradan,Atilla aracılığıyla Özgür'e de takmıştım.Fareyi Özgürün kamerasının üzerine getirip tıkladığımda,bir ses yankılandı.

"Sana sarılamama izin verir misin?Bana inandın,sana minnettarım."

Yapma.Hayır,yapma.Ne olur yapma.Elim kulaklığa gitti.

"Özgür sakın yapma,tuzak sakın."

Duymadı beni,sarıldı ona.Ve bıçak saplanır.Elim dokunduğu kulaklıktan aşağıya düştüğünde,elimle beraber Özgür'de yere yığıldı.

"Gökçe ne oluyor?"

Dedi Tuncay,cevap bile veremedim.Bunu o istemişti,ona yapma demiştim.Peki olanı değiştirdi mi Gökçe?

Bir bıçak tekrar saplandı,yine hain kazandı.Masallara bu yüzden inanmazdım ben.Yalandı hepsi.Gerçek hayatta nefret tüm duyguları köreltir ve kötülerin en büyük silahı olur.Bu onları aptal prenses ve aptal prensden daha güçlü yapar.Güç yönetebilene aittir.Güç yönetilmek ister.

"Özgür,alanın dışında ormanda."

Dedim tek tük.Onlar anlamış olacak ki koşmaya başladılar.Helin neredeydi bilmiyorum,ama Özgür'ün kamerası artık çalışmıyordu.

KARDELEN VE MERMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin