Mâhi

3.8K 215 192
                                    

MERHABA, BÖLÜM ATAMADIM ÇÜNKÜ KENDİME BİRAZ ZAMAN AYIRMAM GEREKİYORDU. VE BAZI SORUNLARIM VARDI. YİNE AYNI ŞEKİLDE İKİ GÜNDE BİR BÖLÜM GELMEYE DEVAM EDECEK.

200 YORUM SINIRI VAR.

EMOJİ VE SAYI ŞEKLİNDE YORUM ATANLAR ENGELLENİYOR.

KİTABIN INSTAGRAM HESABI; rozemiyy

VE KİTABI OKURKEN AKLINIZDA BULUNMASINI İSTEDİĞİM BİR ŞEY VAR. ANKA AYLARCA KLİNİKTE KALAN BİR BİREY.

TAMAMEN SAĞLIKLI BİRİ GİBİ TEPKİLER VERMESİNİ BEKLETMEYİN.

Ben derdimi anlatsam tüm İstanbul ağlardı...

Bazen bazı hislerin tanımı yoktur. Bazen bazı anları anlatmaya ne kelimeler yeterdi ne de duygular.

Yıllar sonra ilk defa görmüştüm onu. Benim hayatımda baba figürü hiç bir zaman tam anlamıyla olmadı.

O kadının Kılıç dedikleri adamın boynuna atladığında içimde gram kıskançlık duygusu oluşmamıştı.

Hiç benim olmamış babamı başka birinden kıskanamazdım.

Poyraz birkaç adım atarak Kılıç'ın önünde durdu. Sağ elini uzattı." Kızım mekanını merak ediyordu" dedi. Poyraz'ın üzeri çıplaktı ve karşısındaki adamın bundan rahatsız olduğu belli oluyordu.

"Kızın nerde?"

Poyraz'ın kıza bu kadar meraklı olması, gözlerimi yaşartıyordu. Bu kadar iyilik bünyeye fazla.

"Arabada uyuya kaldı bende rahatsız etmedim ve boşa gelmemek için sana selam vermek istedim"diyerek spor salonuna göz gezdirdi.

Onun yüzünden benim kaç uykum bölünmezmiş gibi rahatsız olsun istemedim dedi.

Kılıç filan değildi. Yavuz'du bu adam. Yavuz Aykan. Yıllar önce kaçıp giden adamdı.

Ringten çıkarak onların yanına yanaştım. Poyraz'ın sol tarafına geçerek neşeli tutmaya çalıştığım ses tonumla " bizi tanıştırmayacak mısın?" diye sordum.

Yandan bana kısa bir bakış attıktan sonra tok sesiyle "Kılıç sana söylemiştim" dedi.

Elimi kaldırıp adama doğru uzattım.
" Anka ben" dedim.

" Anka" diye tekrar etti.

Gözlerinden geçen duyguyu anlamdıramıyordum.Uzattığım elimi tutarak"Kılıç Anderson" dedi.

" Bir şeyler içer misin?" diye soran Poyraz'a " hayır gitmeliyim" dedi.

" Keyfin bilir Anderson" dedi.

Adam gülümsedi. Birkaç saniyenin ardından da " iyi geceler" diyerek gitti.

"Eve gidebilir miyiz" dedim. Ellerini saçlarından geçirdi. Elini cebine atarak telefonunu çıkarak bir şeyler yaptı.

Sesimi yükselterek "eve gitmek istiyorum" dedim. Kaşlarını havaya doğru kaldırdı.

"Canın mı bir şeye sıkıldı?"

" Hayır, eve gitmek istiyorum" dedim.

" Pekkala" dedi. Bıraktığı yerden gömleğini alarak giyindi. Birkaç düğmesini açık bırakmıştı.

Arabaya bindiğimiz andan itibaren onunla tek kelime dâhi etmedim. Sessizce yolu seyrediyordum.

İçimde her gün kaybolan umutlar vardı. En büyük hayallerimden birisi gazeteci olmaktı. Kimisi bu mesleği küçük görse de ben çocukluğumdan beri hep ilgi göstermiştim.

AMARİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin